Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Almanca Konuşulan Ülkeler
Medya Bürosu

No: DEu2013BAu20132010u2013MBu2013TRu20130005 H. 1 Muharrem 1432
M. Salı, 07 Aralık 2010

-Basın Açıklaması- Batı ve Kusuru Başkasına Atmak

Bir kimsenin kusuru başkasına atmasının anlamı, kendisinin yaptığı kabul edilemez bir fiil sebebiyle onu suçlaması veya kendisinin karakterize olduğu olumsuz bir sıfatla onu nitelendirmesidir. Mesela saldırgan bir kimse, saldırganlık duygusunu bir başkasına atarak onu kendisine gece gündüz tuzak kurduğunu düşünür ve zarar vermek için onu gözetler durur. Zira kusur bulan bu kimse, bazen yalanı yalanlar bazen onu doğrular ve tüm iğrenç eylemler ile kötü sıfatları başkasına yaftalayarak kendisini unutur. Çünkü bu, onu bütün kusurlardan tenzih eder.

Bu psikolojik analizden hareketle bazı kişileri ve cemaatleri başkalarını sevmemeye ve kendisini temize çıkararak kusuru başkalarına atmaya iten faktörün ne olduğunu anlayabiliriz.

Almanya'daki Müslüman gençlerin şiddet eylemlerinde bulunmaya eğilimli olmalarını kültürel köklere dayandıran Alman Gençlik Bakanı "Christina Schroeder'in" açıklamalarını bu bağlamda anlayabiliriz. Bakan, bu sözleriyle sizlerin İslam'a mensup olmanızı kastetmektedir. Bu da sizin şiddete eğilimli olmanız demektir.

İsviçre halkının, büyük suçlar işleyen yabancıların sınır dışı edilmesini kabul etmesini de bu bağlamda anlayabiliriz.

Böylece Batı, her başarısızlığı yabancılara, yani Müslümanlara atar oldu. Dolayısıyla hükümet ve halk olarak Batı, başkalarını kusurlu bulmada ideolojik, fikri, toplumsal ve siyasi sistemlerinin başarısız olduğunu düşünmedi. Sadece bu başarısızlığı başkalarına attı. Yani Batı, açık ve net olarak bize diyor ki: Sorun sistemimde veya halkımda değil. Bilakis sorun, Müslümanlardadır.

Kısacası Batı zihniyeti, kendisini hatalardan tenzih etmek ve hadaratı ile kültürü ile çelişen kanunlar çıkarmak için mantıkî gerekçeler üretmektedir.

Hıristiyan Demokrat Partisi'nin zihniyeti olan Alman zihniyeti, bizim hakkımızda şöyle bir karara varmaktadır: -Dindar olsun veya olmasın- Müslüman bir kimse, şiddet eyleminde bulunduğunda şiddet dini olmasından dolayı bunu İslamî dürtüyle yaparken Alman bir kimsenin şiddete meyilli olmadığını, şiddet eyleminde bulunduğunda ise bunu (Merkel'in isimlendirdiği üzere) Hıristiyan-Yahudi kültürü dürtüsüyle değil psikolojik rahatsızlık gibi başka bir dürtüyle yapmaktadır.

İsviçre zihniyeti ise bizim hakkımızda şöyle bir karara varmaktadır: İsviçre asıllı vatandaşlar, Eflatun'un özelliklerine sahip olup hırsızlık yapmayan, öldürmeyen, vergi kaçırmayan ve yardım almak için dalavere yapmayan ideal bir vatandaştır.

Müslüman ise ikinci sınıf bir vatandaş olup hırsızlık yapan, öldüren, vergi kaçıran ve dalavere yapan bir vatandaştır. Bundan dolayı "ideal toplum" onun şerrinden kurtulmalıdır.

Bu, bize Filozof Marcus Tullius Cicero'nun şu sözünü hatırlatmaktadır: "Kanunlar ne kadar artarsa adalet o kadar azalır." Bir devlette adalet azaldığında ise o devlet çöker. Martin Luther King Jr, bir defasında şöyle demiştir: "Her nerede olursa olsun adaletsizlik, her yerde adalet için bir tehdittir." Biz de deriz ki: "Herhangi bir yere adaletsizlik egemen olursa herhangi bir yerde adaletin ortaya çıkması kaçınılmazdır."

Zira adalet devleti olan Hilafet Devleti kesinlikle ortaya çıkacak ve dünya, onun altındaki gayrimüslimlerin hak ve yükümlülükler bakımından Müslümanlar gibi olduğunu görecektir. Zira Batının adalet kaidesi şöyledir: Bizim lehimize olanların bir kısmı onların da lehinedir, bizim aleyhimize olanların çoğu onların aleyhinedir. İslam'ın adalet kaidesi ise şöyledir: Bizim lehimize olanlar onların da lehinedir, bizim aleyhimize olanlar onların da aleyhinedir. Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ لِلَّهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ وَلا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآَنُ قَوْمٍ عَلَى أَلَّا تَعْدِلُوا اعْدِلُوا هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ "Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi ona karşı adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun ki bu, takvaya daha yakındır. Allah'tan ittika edin. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." [el-Maîde 8]

Mühendis Şâkir Âsım
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Medya Temsilcisi
Almanya ve Alman Bölgeleri

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Almanca Konuşulan Ülkeler
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER