حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132011u2013MMBu2013TRu20130001 |
H. 29 Muharrem 1432 M. Salı, 04 Ocak 2011 |
-Basın Açıklaması-
Saygın Er-Riyad Gazetesi Editörüne;
Suudi Arabistan menşeli er-Riyad gazetesi, 25.12.2010 tarihli 15524 sayılı baskısında yazar Yusuf Ebâ el-Halil'in "el-Gazami ve Damgalı Liberalizm" başlıklı makalesini yayınladı. Yazar makalesinde ülkesinde ve Müslümanların beldelerindeki Batılı liberalizmi bizzat liberallerin de ötesinde ölümüne savundu! Bunu ise Dr. Abdullah el-Gazami'nin liberalizmi ve Suudi Arabistan'daki liberalizm savunucularını eleştirdiği dersinde verdiği reddiyesinde yaptı.
Yazar "Ebâ el-Halil", Batılı liberalizmi şiddetle savunurken -ileride zikredeceğimiz diğer hatalarının yanı sıra- liberalizmin İngiltere'de, Fransa'da ve Amerika'daki beşiğinde çökmediğini ispatlamak için Hizb-ut Tahrir'in İngiltere'deki faaliyetleri hakkında yanlış bilgiler sundu. Yazarın Hizb-ut Tahrir İngiliz Kraliçesi'nin konvoyu önünde, "Müslüman ol ve Müslüman yap ki Allah sana iki sevap versin. Eğer yüz çevirirsen İngilizlerin günahı sana aittir" yazılı bir afiş açtığını zikrettiği olay doğru değildir. Bilakis bu, makalenin yazarının utanmadan ve sıkılmadan yaptığı bir saygısızlıktır! Bu olaya ilişkin Hizb-ut Tahrir imzalı bir afiş gördü mü? Yok eğer yazarın gözünde bir problem varsa ona yaraşan dürüstlük ve tarafsızlık gereği denetleme ve doğrulamadır. Veya Batılı liberalizmi eleştirirken tarafsızlığını yitirdi diye Dr. el-Gazami'yi eleştirmişken en azından yazarın okuyuculara saygı göstermesidir! Mesele bunlarla sınırlı kalmayıp bilakis yazar, hizbin İngiltere'de İslam Devleti kurmak ve Buckingham Sarayı'na bayrak dikmek istediğini söyleyerek hizbe iftira atmaktadır. Ardından yazar, bu davranışları ve söylemleri, İngiliz liberalizminin çökmediğine dair delil olarak getirmektedir. Zira İngiliz liberal hukuku eleştirilemez!
Bilsin yada bilmezlikten gelsin yazara meşhur bir hususu vurgulamak isteriz ki hizb, kralları ve devlet başkanlarını İslam'a davet etme işini Allah'ın izniyle yakında kurulacak olan İslam Devleti'nin üstleneceği bir iş olduğu ve bunu fertler ile cemaatlerin yapamayacağı görüşündedir. Bu da Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i örnek aldığından dolayıdır. Zira kralları, kayserleri ve devlet başkanlarını İslam'a davet etmeye ancak yönetim hususunda Evs ve Hazrec'ten ensarın kendisine biat etmesinden sonra Medine-i Münevvera'daki ilk İslam Devleti'nin başkanı olduğu zaman başlamıştır. İşte Aleyhi's Salatu ve's Selam, bu biat üzerine Medine'ye hicret etti ve otoritenin dizginlerini teslim aldı. Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], devleti ikame edip Medine'de İslam hükümlerini tatbik etmeye başladıktan sonra da devletleri şeri hükümlere göre İslam'a davet etmeye koyuldu.
Bilsin yada bilmezlikten gelsin yazara başka bir hususu daha vurgulamak isteriz ki hizb, Hilafeti Müslümanların beldelerinde kurmak için çalışmaktadır. Zira hizbin çalışma mecali Müslümanların beldesi olup bu, aklı olan veya hazır bulunup kulak veren herkesçe bilinen bir husustur.
Tekrar İngiliz liberalizmine dönecek olursak: Sanki yazar, İngiltere'de masumlara yönelik tutuklama kampanyalarını, tutuklulara işkence yapıldığını, Müslümanları gözetlemeye dönük ağır tedbirleri, bireylerin de ötesinde tüm mahallelerini, mescitlerini, siyasi ve medya destekli ırkçı kuruluşların dışındaki kuruluşları kapsayacak şekilde onlara karşı casusluk yapıldığını hiç işitmemiştir. Hatta bazı Müslümanlar, yazarın belirttiği gibi "söylemleri somut eylemlere dönüştürme" sebebiyle değil sırf niyetlerine yönelik varsayımlarda bulunularak ve terörizmle mücadeleye dönük İngiliz liberal özel hukukuna göre "radikal fikirlere" sahip olmalarına dayanılarak tutuklanmış, suçlanmış ve hapsedilmiştirler! Oysa döneminde bazı kanunların çıkarıldığı Toni Blair'in akidesine göre radikallik, "İsrail'in" varlığı ve Batılı devletlerin sömürgeci müdahalelerini özellikle de Amerika ile İngiltere'nin işgal güçlerinin Irak ve Afganistan'daki mücrim uygulamaları ile çelişmektedir. "Batılı emperyalizmin üvey kızı ve zayıf halkların yetenekleri üzerinde koşturduğu Truva atı" olmasından dolayı Dr. el-Gazami'nin Batılı liberalizme saldırısını aktarmasına rağmen yazarın, bu meseleyi açık bir şekilde bilmezlikten gelmesinin sebebi nedir acaba! Kendi ülkesindeki Batılı liberalizmi bu denli ölümüne savunmak ve Napolyon'un 1979'da Mısır'ı işgal etmek için demokrasi kampanyasını başlatmasından Batının 2011'de Sudan'ı parçalamaya koyulmasına kadar Batılı liberalizmin iki asrı geçkindir Müslümanların beldelerindeki uygulamalarına karşı açıkça sessiz kalmak da ne diye?! Sorarız, ne diye?!
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |