Perşembe, 18 Ramazan 1445 | 2024/03/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir'den Tüm Taraflara Bir Nida Yeter Artık Hiçbir Faydası Olmayan Maksatlar İçin İsyan Edip Tecrit Olduğunuz Bilakis Artık Hilafet Devleti'ni Kurmak Yoluyla Allah'ın Şeriatını Tatbik Etmek İçin İsyan Edip Tecrit Olunuz!

İnsanlar, 30/06 günü beklenen senaryoları ve muhalefetin Cumhurbaşkanını devirmek amacıyla "isyan" sloganları altında bir araya gelmelerini hesap edip korkmaktadırlar. Özellikle de bazı İslamcı akımlar, "tecrit olma" sloganı altında başka bir şekilde isyan etmekte, bu gösterilere katılan herkesi tehdit edip korkutmaktadırlar. Hatta bizler, Allah korusun sanki "kafir savaşçılarmış" gibi göstericilerin öldürülmesi çağrısında bulunduklarını ve onlar için dua ettiklerini işittik!

Bu açıklamalar ile "İslam, 30 / 06 günü sona erecek" şeklindeki karşıt açıklamalar, Mısır sokaklarında şiddetli tıkanıklık durumu oluşturuyor. Nitekim sorumsuz medya organları, bu durumu daha da alevlendirmekte ve sömürgeci kafir devletler de, Mısır yönetiminin eklemleri ve köşe taşları üzerindeki egemenliğini ve hakimiyetini artırmak için ellerinde kullanmış oldukları güçlü baskı araçları olması için bu alevi tırmandırmak amacıyla ateşi körükleyerek bu durumu tahrik edip arkasında yer almaktadır.

Ey Kenane-Mısır Halkı!

Hizb-ut Tahrir olarak bizler, bir kardeşin diğer kardeşine olan muhabbet nasihatiyle her iki tarafa da muhlis bir nasihatte bulunmak istiyoruz ve onların tamamına diyoruz ki: Ne doyuran ne de aç bırakan bu kutuplaşmadan, nefretten, sürtüşmeden, ucuz ve aldatıcı mücadeleden vazgeçin. Çünkü sorun, birini devirip diğerini getirdiğimiz Cumhurbaşkanı'nın şahsında değildir. Bilakis sorun, tamamen aşağılık ve sıkıntılı bir yaşam taşıyan ve İslam'ın hükümlerinden ve şeriatından tamamen uzak olmasından dolayı kendisinden kurtulmak için can attığınız rejimde ve tatbik edilen anayasadadır.

İnsanlar, günlerdir İslam adına Cumhurbaşkanı'na destek vermek için toplandıkları gibi şimdi de onlar, sanki küfre karşı İslam'ın savunulduğu bir savaşmış gibi bir kez daha toplanacaklardır... Oysa bu, İslam'ın değil başka bir Cumhurbaşkanı'nın tatbik edeceği küfür rejimine karşı Cumhurbaşkanı'nın tatbik ettiği küfür rejiminin savunulduğu bir savaştır. Dolayısıyla bunların hepsi, deve değil bir deve tüyüdür!

Dolayısıyla daha önce tanık olduğumuz aynı senaryo tekrarlanmaktadır. Zira aynı şekilde insanlardan, bu günlerde söylenenlerin aynısını İslam adına anayasa referandumu için toplandıkları günlerde de işitmiştik ki o da şudur: "Bizler anayasanın İslam'a aykırı olduğunu biliyoruz ama yine de onu destekleyeceğiz." Bugün de şöyle söylemektedirler: "Bizler Cumhurbaşkanı'nın İslam'ı tatbik etmediğini biliyoruz ama yine de onu destekleyeceğiz." Dolayısıyla sokaklar ikiye bölünmüştür. Bir kısmı İslam'ı ve şeriatı isterken diğer kısmı ise sanki bunları reddetmektedir! Şimdi biz sorarız: Cumhurbaşkanı'nın tatbik etmiş olduğu bu rejimin içerisinde şeriat mı varda bu temel üzerine ayrılığa düşüyorsunuz?! Dolayısıyla sizler, İslam Ümmetinden size itaat edenleri İslam hanesine sizlere muhalefet edenleri de küfür hanesine mi koyuyorsunuz?! Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?!

Diğer taraftan muhalefet destekçilerinin, ülkenin sorunlarını çözmede başarısız olmasının ardından bu "İslamî" Cumhurbaşkanı'nı reddetmek için harekete geçtiklerini görmekteyiz. Onlardan bazılarının cehaletlerinden dolayı bu başarısızlığı yalan ve iftirayla İslam'a yamalamak isteyen önyargılı kimselerin arkasından sürüklendiklerini, diğer bazılarının da insanları gerçek İslamî projeden ve onun hayatın tüm alanlarında kapsamlı bir şekilde tatbik edilmesinin talep edilmesinden döndürmeye çalıştıklarını görmekteyiz.

Şu muhalefet sembollerinin son nefeslerine kadar bağırdıklarını görmüyor musunuz? Oysa ortada salyalarını akıttıkları otorite için aşırı hırstan başka hiçbir şey yoktur. Ayrıca onlar, gerçek değişimin olduğu herhangi bir projeyi sahiplenmemektedirler. Dolayısıyla onların, boş bir dairenin çevresinde dönmeye devam etmemiz için otoriteyi paylaşmaktan ve onu tekellerine almaktan başka hiç bir dertleri yoktur! Halbuki azıcık düşünmüş olsalardı belanın başını ve hastalığın nerede gizli olduğunu fark ederlerdi ki o da; tatbik edilen katı laik Cumhuriyet sistemi ve İslam akidesi ile hadaratından uzaklaşmaktır. Dolayısıyla gerçek İslam hepimize, Ümmetin gerçek özlemlerini ifade eden devletin iktidar olması için çalışmamızı vacip kılmaktadır. İşte bu devlet, Hilafet Devleti'nden başkası değildir. Zira Ümmeti birleştirecek, bu parçalanmayı ve bölünmeyi engelleyecek olan Hilafet Devleti olduğu gibi bünyesinde ekonomik, siyaset ve benzerleri gibi Mısır'ın tüm sorunlarına dönük çözümler barındıran da odur. Ayrıca Ümmetin onurunu koruyacak ve onu milletler ve halklar arasındaki konumuna geri döndürecek olan da Hilafet Devleti olduğu gibi işlerimize müdahale eden tüm sömürgeci kafirlerin ellerini koparacak ve bizleri mübarek 25 Ocak devriminin doğal gidişatını çarpıtan mücrim bir devlet olan Amerika'ya bağımlılıktan kurtaracak olan da odur.

Ey Kenane-Mısır Halkı!

Bizim gerçek düşmanımız, Büyükelçisi Patterson'un, diplomatlarının ve siyasilerinin ülkemizde kontrolsüz bir şekilde gezip dolaştığı Amerika'dır. Zira onlar, Mısır'ın üzerinde tam bir egemenlik sağlamak ve onun kurtulmasını engellemek için dizginleri ellerine almaktalar ve planlar yapmaktadırlar. O halde sakın bu hususta ona imkan vermeyin ve onun işlerimize müdahale eden ellerini koparın! Çok iyi bilin ki; 25 Ocak devrimi, sadece on yıllardır bağrımıza çöreklenen, zulme ve zalimliğe karşı olan bir devrim değil, bilakis aynı şekilde Amerika'nın ülke ve insanlar üzerindeki egemenliğine de karşı olan bir devrimdir. O halde sakın Allah'ın, Resulünün ve müminlerin düşmanı olan Amerika'nın uysal bir aracı olmayın!

Hizb-ut Tahrir olarak bizler, tüm akımlar içerisindeki Ümmetin evlatlarını Allah için isyan etmeye ve tecrit olmaya davet ediyoruz! Bu ise O'nun şeriatını ikame etmek ve O'nun dinini güçlendirmek içindir. İşte bizler onlara, bugün siyaset sahnesine atılan her şeydan farklı olan gerçek bir değişim projesi sunuyoruz. Zira bu proje, Ümmetin [لا إله إلا الله محمد رسول الله] akidesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu, Kerim Resulümüz [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in bizlere zorba krallıktan sonra geri geleceğini müjdelediği azim Hilafet projesidir. Zira dünyayı adaletle dolduracak ve Doğu ve Batı'daki Ümmetin tabi olacak olduğu bizzat Hilafet projesidir. Böylece onun gölgesinde Ümmet, gerçekten insanlar için çıkarılmış en hayırlı Ümmet olacak ve sadece onun sayesinde yeniden bu konumunu geri elde edecektir. Nitekim Hizb-ut Tahrir, bu devlet için tatbik edilmek üzere 191 maddeden oluşan bir anayasa hazırlamış olup bu maddelerin hepsi, kitap, sünnet ve bu ikisinin irşat ettiği delillerden istinbat edilmiştir.

İşte sizleri, bu projeye ve bu Rabbani hidayete davet ediyoruz ey Müslümanlar! O halde haydi ehline asla yalan söylemeyen bir lider olan Hizb-ut Tahrir'in bu nidasına karşılık verip icabet edin, anlaşmazlığa ve fitneye davet edenlere karşı da dikkatli olun! Nitekim Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:

كل المسلم على المسلم حرام، دمه وماله وعرضه "Her Müslümanın, diğer Müslümana kanı, malı ve namusu haramdır."

Ve şöyle buyurmuştur:

لا ترجعوا بعدي كفاراً يضرب بعضكم رقاب بعض "Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak küfre dönmeyin."

وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا "Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." [Nisa 93]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti


H. 18 Şa'bân 1434
M.  Perşembe, 27 Haziran 2013

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER