Çarşamba, 08 Şevval 1445 | 2024/04/17
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Demokratik Federal Sistemin Ağır İhmalkârlığından Karaçi’yi Sadece Hilafet Kurtarabilir

Yoğun muson yağmurlarından birkaç gün sonra Karaçi, sel ve kanalizasyon sularına gömüldü. Muson yağmurları maddi hasara yol açtı, elektrik tedarikinde felç edici aksamalar yaşandı. Böylelikle birkaç gün içinde Pakistan’ın ekonomik merkezi ve yirmi milyondan fazla insanın yaşadığı en büyük ilindeki ihmalkârlık ulusal krize yol açtı.

İki yıldır hükümette olmasına rağmen Karaçi’nin sıkıntılarına çözüm üretmediği için büyük bir kamu öfkesiyle karşı karşıya kalan Pakistan’ın utanmaz siyasi ve askeri liderliği alelacele Karaçi Dönüşüm Planı’nı açıkladı. Ancak, planın şaşalı lansmanından sadece bir gün sonra 6 Eylül 2020’de hükümetin eyalet ve federal katmanları arasında planın finansmanı konusunda şiddetli bir kavga çıktı. Planın başarısızlığı kaçınılmazdır, çünkü plan, uzun zamandır Karaçi’deki köklü siyasi bölünmüşlüğün temel nedenini yani demokrasiyi masaya yatırmamıştır.

Demokrasi federalizm ile Karaçi yönetimini dikey olarak il, eyalet ve federal düzeyde üç ayrı katmana böldü, her katman için ayrı seçimler yapılıyor. Gücün hükümet seviyelerine bölünmesi, halkın işlerinin ihmal edilmesine yol açar. Federal, eyalet ve il yetkilileri yargı konularını gerekçe göstererek sorumluluğu reddediyorlar. Karaçi yaralarını sarmaya çalışırken, ildeki MQM, eyaletteki PPP ve federal hükümetteki PTI birbirini suçlamakla meşgul.

Güçler ayrılığı yoluyla demokrasi, yönetişimi bakanlıklar arasında yatay olarak böldü. Su, elektrik ve gıda güvenliğine özel üç ayrı bakanlık kuruldu. Yürütme, yasama ve yargı erkini de devlet kurumları arasında paylaştırdı. Sorumlu bir hükümet kurulması yerine bu güç bölünmesi halkın işlerinin ihmaline yol açtı. Zira bakanlıklar ve kurumlar, yine suçu birbirlerinin üstüne attılar, sorumluluklarını kabul etmediler.

Yasa yapmada siyasi temsilin çeşitliliği sayesinde demokrasi, Karaçi ilinin farklı etnik yapıdaki vatandaşlarını çeşitli siyasi gruplar arasında böldü. Her biri Sindhis, Mohajirs, Pathans, Pencap veya Baluch’uları temsil ettiğini iddia eder. Demokrasinin bir sonucu olarak, Karaçi politikası ve hukuk, rakip siyasi gruplar arasında şiddetli bir rekabet halini aldı. Seçimler, savaşı andırır oldu. Şiddet ve can kayıpları yaşanıyor.

Ey Pakistan Müslümanları! Yetmiş yıldır demokrasi, Karaçi’yi hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü kusurlu insan yapımı bir sistemdir, toplumda ve devlette asla birlik oluşturamaz. Demokrasi, ister sivil parlamenter ister askeri başkanlık isterse mevcut melez biçimi ile olsun tüm formları ile tam bir fiyaskodur. Demokrasinin küresel standart taşıyıcısı ABD’de de bile derin çatlaklar yaratmıştır. Başkanlık seçimlerinde farklı ırk grupları, hükümet katmanları ve paralel kurumlar arasında belirgin çatışmalar tezahür ediyor.

Sadece Hilafet, İslam’ı uygulayarak yıkıcı bölünmeyi sona erdirebilir. İslam’da yöneticiler, indirilen metinlerden yasa türetirler. Demokraside siyasi gruplar, kendi çıkarları doğrultusunda yasa yaparlar. İslam’da yöneticiler, İslam’a bir yasa olarak bağlı kalırlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِEğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allaha ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu, Allaha ve peygambere götürün.[Nisa 59] Mezalim Mahkemesi, İslam’ı açıkça ihlal etmesi durumunda Halife de dâhil olmak üzere tüm yöneticileri azledebilir. Eğer bir yönetici azline direnirse, güç ehli onu zorla görevden alır. Dahası merkezdeki ümmet meclisinde yer alan siyasi partiler ile illerdeki vilayet meclisi, yöneticilere İslam’a göre tavsiyelerde bulunurlar. Böylece, silahlı kuvvetler, yargı, meclisler ve yöneticiler, sadece Allah’a ibadet etmek gibi tek bir amaç üzerinde görüş birliğine varırlar.

İslam’da bizzat Halife, yönetim otoritesidir. Eyaletteki valiler veya şehirdeki amiller olsun devletteki tüm yöneticilerin eylemlerinden doğrudan sorumludur. Halife tek başına doğrudan yetkili otoritedir, halkın şikâyeti üzerine beceriksiz vali veya amili yetenekli olanlarla değiştirir. Bunun nedeni, hâkimiyet sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya aittir, otorite ise İslam ümmetine aittir. Biat yoluyla ümmet, rıza ve ihtiyarı ile bu otoriteyi Halifeye devreder. Halife, ahirette Allah huzurunda ve dünyada da ümmete karşı sorumludur.

Vatandaşlıkla ilgili olarak İslam ümmeti, tek bir ümmettir, kardeştir, aralarındaki bağ İslam akidesidir. Etnik, dilsel veya bölgesel hatlara bölünemez ve bu tür cehalet bölünmelere dayalı hiçbir siyasi parti kurulamaz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ قُتِلَ تَحْتَ رَايَةٍ عُمِّيَّةٍ يَدْعُو عَصَبِيَّةً أَوْ يَنْصُرُ عَصَبِيَّةً فَقِتْلَةٌ جَاهِلِيَّةٌKim de körü körüne çekilmiş (ummiyye) bir bayrak altında savaşır, asabiyete çağırır veya asabiyete yardım eder, bu esnada da öldürülürse bu ölüm de cahiliye ölümüdür.[Müslim]

Yönetime gelince, Halife, yürütmeyi hızlandırmak için ademi merkeziyetçilik kurar. Meclislerde nüfus veya temsil oranından ziyade her eyalet ve ilin ihtiyacına göre fon ve kaynak tahsisinde bulunur. Böylece tıpkı Medine’de kıtlık zamanında Raşit Halife Ömer el Faruk’un hızla yanıt verdiği gibi herhangi bir acil durum karşısında etkili ve hızlı bir şekilde hareket edebilecektir.

Ey Pakistan Müslümanları! Bölünmüş ve sorunlu Karaçi şehri, İslam’ın Medine’yi Münevvre’yi dönüştürmeden önceki Yesrib şehrini hatırlatmıyor mu? İslam ümmetinin durumu, İslami yönetime geri dönene kadar şehir veya ümmet çapında olsun hiçbir şekilde düzelmeyecektir. Hilafet, Medine, Şam, Bağdat, Kahire ve İstanbul da dâhil olmak üzere on üç yüzyıl boyunca dünya harikası muhteşem şehirler inşa etti. İnşallah kurulduktan sonra yine inşa edecektir. Bu yüzden Allah’a olan bağlılığımızı güçlendirelim, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için mücadele edelim. Sadece Allah’tan korkalım, yalnızca O’na tevekkül edelim. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ آمَنُواْ فِى ٱلْحَيَاةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ ٱلأَشْهَادُ“Elbette biz, hem dünya hayatında hem de şahitlerin hazır bulunacağı günde elçilerimize ve inanmış kişilere yardım ederiz.”[Ğafir 51]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 21 Muharrem 1442
M.  Çarşamba, 09 Eylül 2020

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER