Logo
Bu sayfayı yazdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilafet Yıkılalı Yüz Yıl Oldu, Yeniden Kurulana Kadar Hiçbir Değişiklik Görmeyeceğiz

 

Ey Pakistan Müslümanları! Değişim isteğimizi istismar eden Pakistan’ın mevcut yöneticileri, demokratik yönetime geldiklerinden bu yana hayal kırıklığı yaşamıyor muyuz? Açık değil mi? Demokratik yönetimde, geçtiğimiz yetmiş yıl içinde hiçbir değişiklik olmadı, önümüzdeki yetmiş yıl boyunca da olmayacaktır. Demokrasi altında ne Pakistan’da ne de Müslüman dünyasında bir değişikliğin olmayacağı belli değil mi? Bu gerçekler hala net ve açık değil mi ey Müslümanlar?

Dahası, demokrasinin başarısızlığını fark etmemiz konusunda yalnız değiliz; Doğu ve batıdaki gayrimüslim halklar bile bunun farkında. Dünyanın demokrasi bayraktarlığını yapan ABD halkı, demokrasiden dolayı derin hayal kırıklığı yaşadı, toplumsal bölünmeye maruz kaldı, demokrasinin zorbalığı yüzünden sokaklara döküldü. Dünyanın en büyük demokrasisi olan Hindu devleti, yoksul çiftçilerin protestolarıyla sarsılırken, şiddetli yoksulluk çiftçileri aşıyor.

Muhakkak ki demokrasi, insanlığın işlerine bakmanın değersiz olduğunu gösterdi. Bu nasıl olmaz ki? Demokrasinin yasak ve mubah kararları, sınırlı insan aklının bir ürünüdür. Dahası, demokrasi yürütmede olanlara karar verme hakkı tanır, bu nedenle, her şeyden önce kendi çıkarlarını güvence altına alırlarken, yönettikleri insanları haklarından mahrum bırakıyorlar. Peki, bir daha nasıl demokrasiye dönebiliriz ey Müslümanlar! Nasıl?

Ey Pakistan Müslümanları! Demokrasi tüm dünyada başarısız oldu, onu ortadan kaldırmanın zamanı geldi. Ancak, rehberlik konusunda Müslümanlara bağımlı olan gayrimüslim halkların aksine İslam ümmetinin bir alternatifi var. Gerçekten de, yüce dinimiz, tüm insanlık için refah getirebilir. Zira İslam’da yönetici, yönetilenleri ne sömürür ne de ezer, çünkü her ikisi de Allah ve Rasûl’ünün emir ve yasaklarına bağlıdır.

Hem demokrasi hem de diktatörlüğün aksine Hilafette Allah’tan gelen vahiy yargının tek kaynağıdır, insan görüşü ya da fikir birliği, herhangi bir konuda Allah’ın hükmünü iptal edemez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنِ ٱحْكُم بَيْنَهُمْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ وَٱحْذرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيْكَAralarında Allahın indirdiği ile hükmet, onların arzularına uyma, Allahın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamaları için onlardan sakın[Maide 49]

Müslümanların Halifesi ne diktatör ne de demokrattır. Ne kişisel görüşüne göre ne de meclisin konsensüsüne göre yönetmez. Sadece Kur’an ve Sünnete göre yönetir ve yönetilenlerle anlaşmazlık yaşaması halinde aralarında Allah’ın yasası geçerli olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allaha ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu, Allaha ve peygambere götürün.[Nisa 59] Allah’ın rızasına göre haklar verir ya da alır.

Böylece, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ilk Raşit Halifesi Ebu Bekir Es Sıddık şöyle dedi:

وَالضّعِيفُ فِيكُمْ قَوِيّ عِنْدِي حَتّى أُرِيحَ عَلَيْهِ حَقّهُ إنْ شَاءَ اللهُ, وَالقَوِيّ فِيكُمْ ضَعِيفٌ عِنْدِي حَتّى آخُذَ الحَقّ مِنْهُ إنْ شَاءَ اللهُ Güçsüz olanınız (haklı ise) hakkını alıncaya kadar benim yanımda güçlüdür. Güçlü olanının (haksız ise) kendisinden hak sahibinin hakkını alıncaya kadar benim katımda güçsüzdür

Yine ikinci Raşit Halife Emir’ul Müminin Ömer El Faruk da:

Kadınların mehirlerini fazla tutmayın.deyince bir kadın, Bunu yapamazsın ey Ömer!diye karşı çıktı. Kadın Nisa suresinin, Onlardan birine yüklerle mehir vermiş olsanız dahi hiçbir şeyi geri almayın.ayetini okudu. Bu cevap karşısında Ömer, Bir kadın Ömer’le tartıştı ve onu yendi!diyerek kararından vazgeçti.”

Göklerin ve yeryüzünün sakinleri, Hilafet döneminde İslam’ın büyüklüğüne tanık oldular. İslami yönetim, ister doğuda Endonezya ve Orta Asya olsun isterse Batıda Bosna ve Fas olsun, insanların fevç fevç İslam’a inanmalarına neden oldu. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kitabı ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine göre yönetim, Hilafeti, Avrupa’daki zulümden kaçan Yahudiler de dâhil olmak üzere zulme maruz kalanlar için güvenli bir sığınak haline getirdi. Allah’tan başka kimseden korkmayan güçlü Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuruna saldıranları savaş tehdidiyle susturdu. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdikleriyle yönetim, Hilafeti, ezilenlerin çığlıklarına yanıt vermek için ordularımızı seferber etmeye, işgal altına alınırsa topraklarımızı kurtarmaya, İslam’ın nuruyla yeni topraklar fethetmeye zorladı. Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e itaat, Hilafeti, fakirlere ve borçlulara yardım etmeye, dünyanın önde gelen standartlarına uygun olarak ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri sunmaya mecbur etti.

Ey Pakistan Müslümanları! Kuşkusuz Recep 1342 / Mart 1924’te Hilafetin yıkılmasıyla İslami yönetimi kaybettik, yüz yıldır Hilafetten yoksunuz. Hilafetin yıkılışından bu yana ezilenlerin çığlıkları ordularımızı dizginleyen yöneticilerin sağır kulaklarına inletiyor, topraklarımız işgal altında. Sığınak için topraklarımızı terk ettik, boğulma riskini bile göze alarak zulümden kaçmak için minnacık bir teknede balık istifi oluşturduk. İslam ümmetinin milyonlarca istekli ve yetenekli ordularına rağmen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru defalarca hakarete uğradı. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın İslam topraklarına bahşettiği muazzam zenginliğin ortasında yoksulluk çekiyoruz. Gerçekten de, Hilafetsiz kaybolduk, demokrasi ya da diktatörlük olsun İslam’dan başkasıyla yolumuzu asla bulamayacağız.

Hilafet konusunda nasıl sessiz ve sakin kalabiliriz? Soylu atalarımız, İngiliz işgali altındayken bile Hilafeti kurtarmak için yoğun bir şekilde seferber oldular. Sömürgeci İngilizler, Osmanlı Hilafetini yok etmek için harekete geçtiklerinde, Allame İkbal (Allah rahmet etsin), Kasım 1912’de Lahor Bhadshahi Mescidinde Hilafete para toplamak için “Jawab-e-Shikwa (Şikâyete cevap)” şiirini okudu. Shaukat Ali ve Muhammed Ali Johar, Hilafeti desteklemek için Tehreek e Khilafat’ta (Hilafet Hareketinde) yaygın ve yorucu çabalar sarf ettiler. İngiliz ajanı Türk milliyetçisi Mustafa Kemal, ölümcül bir darbe indirerek Recep 1342 / Mart 1924’te Hilafeti kaldırdığında, bilge atalarımız Hilafetin kaldırılmasının “kötü emellere kapı aralayacağı” konusunda bir telgraf yayınladı.

İşte Hilafetin yıkılışıyla ilgili atalarımızın durumu budur. Peki, yüz yıldır kayıp olan Hilafete karşı bizim durumumuz nasıl olmalı? Pakistan işgal altında değil, ama büyük ve genç nüfusa, muazzam kaynaklara ve güçlü bir silahlı kuvvetlere sahibiz. Güçlü bir Hilafet olabilir. Allah Rasûlü SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir Halifeye biat etme yükümlülüğünü getirdi. İslam’a göre boynunda biat halkası olmadan ölen biri cahiliye ölümü üzere ölür.

مَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مَيْتَةً جَاهِلِيَّةًKim, boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” [Müslim]

Ey Pakistan Müslümanları! Ahmed’in rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Ve sonra sustu.Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e vahyettiği bu mübarek söz, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin dönüşü hakkında bir müjde değildir. Hayır, bu mübarek hadis, harekete geçmemiz gerektiğini haber veriyor, çünkü Allah’ın indirdikleriyle yönetmek farzdır. Hilafetin yıkılışından bu yana yüz yıl oldu ey Müslümanlar! Bu yüzden onu geri getirmek için Hizb-ut Tahrir’le çalışın!

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#
خلافت_کو_قائم_کرو

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 30 Cumâde’s Sânî 1442
M.  Cuma, 12 Şubat 2021

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.