Logo
Bu sayfayı yazdır
Hilafetin Kaldırılışının 100. Yıldönümünde Gözaltılar Hizb-ut Tahrir’i Yıldıramaz

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hilafetin Kaldırılışının 100. Yıldönümünde Gözaltılar Hizb-ut Tahrir’i Yıldıramaz

Haber:

Şanlıurfa Emniyeti tarafından Hizb-ut Tahrir örgütüne yönelik yapılan operasyonda 11 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların arasında esnaf, yazar ve eğitimcilerin de bulunduğu öğrenildi. Şüphelilerin, Hilafetin kaldırılmasının Hicri 100’üncü yıl dönümü nedeniyle Köklü Değişim Dergisi’nin, ‘Hilafeti Kurun’ isimli mart sayısını dağıttıkları belirtildi. (Medyaurfa.com)

Yorum:

Hilafetin kaldırılışının 100. Yıldönümünde “Rabbimiz Allah” diyen inananlar ile “İlah benim” diyen insan yapımı rejimi arasındaki entelektüel çatışma, zaman zaman zulüm, gözaltı, sürgün, işkence, hapis ve katliama evrilerek hız kesmeden devam ediyor. Afyon’daki tarihi tekerrürün ardından şimdi de Urfa’da tarih tekerrür etti. Bilindiği üzere Bizans imparatorunun Afyon Amuriye’de Müslüman bir kadına yaptığı zulmün ardından Halife Mutasım’ın gönderdiği İslam orduları imparatorun ordularını darmadağın etmiştiler. Yine Amuriye’de tecelli eden imparatorluk zulmü, Hilafetin yokluğunu da fırsat bilerek, hem de Hilafetin kaldırılışının 100’üncu yıl dönümünde Hilafet çağrısı yapan masum dört Müslüman kadını pervasızca gözaltına altı. Görüldüğü gibi zulüm aynı, yalnız mazlumları ve zulüm şekilleri farklı.

Bu kez Nemrutvari rejim, Urfa’da ortaya çıktı ve Hilafet çağrısı yapan 11 Müslümanı fütursuzca gözaltına aldı, hem de “yetimlerin ve mazlumların babası” olarak anılan Erdoğan’ın Türkiye’sinde. Hilafetin yokluğunda dünyanın çeşitli ülkelerinde özelde Hizb-ut Tahrir, genelde sivil Müslümanlar Nemrutvari büyük, korkunç, dehşetli zulümlere maruz kalıyor. Doğu Türkistan, Afganistan, Arakan, Çeçenistan, Irak, Filistin, Suriye, Mısır, Yemen ve daha birçok dünya toprakları üzerinde Müslümanlar zülüm altında acı çekiyor. Dünyanın neresine bakarsanız bakın 100 yıldır Müslümanlar zulüm görüyor, işkence çekiyor, acılarla yaslarla, gözyaşlarıyla dolu günler geçiriyor. Ve bu zulümleri, Müslümanlar sadece seyrediyorlar, çünkü bu gidişata dur diyecek bir mekanizmadan yoksunlar.

Evet, ortada yanan ve önüne geleni yakan Nemrutvari bir ateş var... Bizleri ise iki tavır bekliyor: Ya uysal develer gibi bu ateşe odun taşımaya devam edeceğiz, ya da karınca misali söndürmek için su taşıyacağız. Tercihlerimizden ilki, oluk oluk akan kanın, kan gölüne dönüşmesine yardımcı olacak, diğeri ise ateşin sönmesine katkıda bulunacaktır. Birincisi, Nemrutvari rejimlerin kendi halkını küçümsemelerine, onları hakarete müstahak görmelerine, güdülmesi gereken hayvan sürüleri olarak muamele etmelerine ve zulümlerini gittikçe tırmandırmalarına, ikincisi ise, ateşlerinin sönmesine, yıkılıp olup gitmelerine katkı sağlayacaktır. Musa Aleyhisselam’ın mücadele ettiği ve yıkılmaz olarak görülen Firavun yönetimi ile İbrahim Aleyhisselam’ın karşı durduğu Nemrut rejimi bilinen meşhur örneklerdir.

Hilafet olsaydı, Erdoğan rejimi, Amuriye’de, İstanbul’da, Urfa’da, Bursa’da sivil Müslümanları gözaltına alabilir miydi? Bugün Türkiye de dâhil olmak üzere dünya topraklarında Müslümanlar zulüm görüyorsa, sebebi, Nemrutvari ateşi söndürecek olan Hilafetin yokluğudur.

Öyleyse Müslümanlar, yıkılışının 100.yıldönümünde Nemrutvari rejimlerin zulüm ateşini söndürecek, mağdur ve mazlumlar için şefkat barınağı ve merhamet sığınağı olacak, insanlık için umut bahçesi ve aydınlık feneri olacak olan Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmalıdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ercan Tekinbaş

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.