Perşembe, 18 Ramazan 1445 | 2024/03/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet İslam Topraklarında Sömürgeciliğe Son Verecektir

بسم الله الرحمن الرحيم

  • Hilafet İslam Topraklarında Sömürgeciliğe Son Verecektir

  • Bugün dünyada dininin ve kimliğinin ana kaynağı İslam olduğunu iddia eden elliden fazla Müslüman ülke var. Tüm bu ulus devletler sürekli olarak Batı'nın belirlemiş olduğu hedeflere ulaşmayı vaat etmekteler. Oysa bu hedefler; sözde devletin dini olarak kabul ettikleri dinimizle taban tabana zıtlar.
  • Bu ruhi bağın kopartılmasından dolayı sayısız maddi ve manevi sorunlar doğmuş, yaklaşık 1,8 milyar Müslümanda fiziksel, psikolojik ve duygusal sorunlara yol açmıştır. Bu sorunlar, sömürgeci efendilere bağlı kalındığı müddetçe hiçbir zaman aşılamayacaktır.
  • İslam beldeleri sorumluluk üstlenmeyen neo-sömürgecilik gücünün kurbanı olmaktalar ki bu sömürgeciliğin daha kötü bir şeklidir. Hilafet Devleti; hiçbir yabancı hükümetin, kurumun, kuruluşun veya aktörün devletin işlerinde ne siyasi, ne iktisadi, askeri veya eğitim alanında müdahale ve karışma fırsatı elde etmesine engel olacaktır. Batılı hükümetlerin ve yabancı şirketlerin menfaatlerine hizmet eden ekonomik manipülasyonlara son verecektir. IMF kredilerini ve politikalarını ortadan kaldıracaktır çünkü bunlar hükümetlerin sağlık, eğitim ve başka kamu yararına olan yatırımlarına engel oluyor ve Müslümanların parasının ABD Doları karşısında değer kaybetmesine yol açıyorlar. Hilafet Devleti İslami iktisat nizamını tatbik ederek sadece İslam beldelerindeki yokluk sorununu ve ekonomik durgunluğu gidermeyecek fakat aynı zamanda mevcut kapitalist siyasetten ve faize dayalı kredilerden dolayı felç olmuş günümüz Üçüncü Dünya ülkelerini de İslam nizamına davet kaynağı olacaktır. Müslümanların parası Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın emri üzere altın ve gümüş üzerine kurulu olacaktır. Dolayısıyla mevcut rezerv para sistemleri de ortadan kalkacaktır.
  • İslami devletin en önemli unsuru siyasettir. Siyasette İslami duyguların var olması bugüne kadar sömürge altında olan veya sonradan bağımsızlık elde eden devletlerde laikliğin tamamen hâkim olabilmesine engel olmuştur. İslami grupların varlığı; insanların hala sorunların çözümünün İslam'da olduğuna inandığının delilidir. Kur'an ve Sünnet kanunların tek kaynağı olacaktır. Ve İslam'dan başka bir çözüm isteyen veya sunan her türlü siyasi parti yasaklanacaktır. İslam Devletinin görevi; dünyayı mevcut çılgınlığa iten, insan hayatını para ve ırkla değerlendiren bencil kapitalist politikaların çirkin yüzünü ifşa etmek olacaktır. İnsanları tıbbi, sosyal ve ekonomik deneyleri için kobay faresi olarak kullanan bu mevcut acımasız siyasi sistem tüm İslam beldelerinden söküp atılacak ve başka ülkelere de rol model oluşturarak daveti taşımanın bir metodu olacaktır.

"Devletlerin cürümlerini keşfetmeye cüret etmek, kaypak siyasetlerinin tehlikesini beyan etmek, habis entrikalarını ifşa etmek ve saptırıcı şahsiyetlerini imha etmek, siyasi üslupların en önemlilerindendir."(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 185)

  • Sömürgeciliğin artçılarından birisi de insanlarda oluşturulan köleleşmiş zihniyetlerdir. İnsanların fikirlerini ifsat ettiler, yeteneklerinin körelttiler, bilgilerini faydasız, cesaretlerini yabanilik olarak damgaladılar ve böylece tanınmayacak hale getirene dek kırdıkları insanları da taklitçi ilan ettiler. Hilafetin yeniden doğuşu bizzat zihniyetin değişmeye başladığının göstergesidir ki gerisini Devletin oluşturduğu atmosfer tamamlayacaktır. Müslümanlar ezilmek yerine kendilerine değer verildiğini ve inançlarından taviz vermeden faydalı olabileceklerini görecekler. Hilafet devletinin kuracağı eğitim sistemi hasta zihinleri tedavi edecek ve hakiki Müslüman nesiller oluşturacaktır. Hilafet; Batılı sömürgecilerin Müslüman gençliğe Batılı fikirleri ve Batı yandaşlığını aşılayıp zevklerini ve duygularını laikleştirmeyi amaçlayan İslam beldelerindeki eğitim sistemine müdahalesini ve manipülasyonlarını kökünden kazıyacaktır. Onun yerine Hilafet; sadece İslam üzerine inşa edilmiş, İslami şahsiyetler yetiştirmeyi ve hayatın ve eğitimin her alanında üretken ve lider zihniyetler oluşturmayı amaç edinen bir eğitim sistemini uygulayacaktır. Dünyaya bir kez daha Abdurrahman es-Sufî (Saman Yolu'nun ardında bir güneş sisteminin daha olduğunu keşfetmiş), Abbas Kasım İbn Firnas (ilk uçan insan), Fatima el-Fihrî (dünyanın ilk üniversitesinin kurucusu), El-Zahravi (modern cerrahinin babası) gibi nesiller yetiştirecektir. Bunlar tarih boyunca İslam'ın ortaya çıkartmış olduğu olağanüstü öncü şahsiyetlerden sadece birkaçıdır. Ancak onların başarılarının sebebi İslami eğitim olmuştur.

"Öğretim siyaseti; İslami akliyet ve İslami nefsiyet oluşturmaktır. Bu siyasete göre verilecek bütün ders müfredatı belirlenmelidir." (Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 171)

  • Hilafet Devletinin Dış Siyaseti daveti taşımak ve cihad olacaktır ki böylece hem Müslümanları koruyacak hem de İslam'ı yayacaktır. İslam beldelerindeki sömürgecilik İngilizlerin Hindistan'ı ve başka Avrupa beldelerinin başka İslam topraklarını işgal etmesiyle başlamıştır. Bugün hala servetlerimizi yağmalıyor, insanlarımızı öldürmeye devam ediyorlar. Hilafet tüm yabancı askeri üsleri, güçleri ve istihbaratları beldelerimizden kovacak, tek bir yabancı askerin dahi topraklarımızda piyon olarak kullanılıp Batılı hükümetlerin menfaatlerine hizmet etmesine müsaade etmeyecektir. Hilafet devleti ayrıca gayrimüslim ülkelerdeki Müslümanları da zulümden kurtaracaktır. BM'den merhamet dilenmek yerine ordularını harekete geçirip Rahine, Keşmir, Filistin, Doğu Türkistan ve Suriye'deki insanları kurtaracaktır. Mısır'ın zorba Sisi'si ve Suudi Arabistan'ın Muhammed bin Selman'ı döktükleri Müslüman kanının hesabını verecekler. Ulus devletçiklere parçalanmış İslam toprakları tekrar tek bir devlet olacak ve muazzam bir dünya gücü ve dünya etkisi oluşturacaklar. Birlik ve beraberliğin oluşturduğu hakiki güçle Hilafet siyasi, iktisadi ve askeri bir dev olacak, tüm kafirler karşısında titreyecektir. Hilafetin gölgesi altında Müslümanlar sadece korunma ve emniyet tatmayacak aynı zamanda cihadın gerçek anlamını da öğrenecekler. Tamamen İslami kültürle donatılmış son derece iyi eğitimli bir ordu Hilafet devletinin belkemiğini oluşturacaktır.

"Orduda en yüksek seviyede askerî talim yapılmalıdır. Askerin fikrî seviyesi mümkün olduğunca yükseltilmeli, ordudaki her fert, icmâlî de olsa İslam hakkında uyanıklık kazanmasını sağlayan İslami kültür ile kültürlendirilmelidir." (Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 67)

Değerli kardeşlerim, sömürgeciliğin çürük artıklarından bıktık artık. Artık bunlardan ve bu çürük ideolojiyi ayakta tutanlardan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Dünyaya yeterince acı ve ıstırap verdi zaten. Devası ise Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın Müslümanlara verdiği gücü hayata geçirmekle gelecektir - yani Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın nizamını yeryüzüne hakim kılmaktır.

﴿وَقُلْ جَاء الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا

"De ki: Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.[İsra 81]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

İhlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER