Logo
Bu sayfayı yazdır
Çocukların Davranışlarına Yerleştirilmesi Gereken Değerler

بسم الله الرحمن الرحيم

Çocukların Davranışlarına Yerleştirilmesi Gereken Değerler

(Tercüme)

Çocukların sağlıklı bir şekilde yetiştirilebilmesi için, dengeli bir şekilde davranış haline (sulûk) getirilmesi gereken dört değer vardır. Böylece bir değer diğerine galip gelmeyecek ve hiçbir değer diğer değer uğruna silinmeyecektir. Aksine hepsi eşit şekilde davranış haline getirilecektir. Bunlar:

1. Ruhî değer: Ruhi değer çocuğun davranışına küçük yaşta İslami akideyi Şer'i hükümlerle bağdaştırarak yerleşir. Mesela, ibadet, ahlak, tesettür (melbusat), yeme içme (mat'umat) ve başkalarıyla alakası (muamelat).

- yeni doğan bebeğin kulağına ezan okunmak şiddetle tavsiye edilmektedir. Ezan çocuğun sağ kulağına, kâmet sol kulağına okunur. İbn el-Sani, Hüseyin bin Ali (ra)'tan o da Rasulullah ()'ten rivayet etmiştir:

«مَنْ وُلِدَ لَهُ مَوْلُودٌ، فَأَذَّنَ فِي أُذُنِهِ الْيُمْنَى، وَأَقَامَ فِي أُذُنِهِ الْيُسْرَى، لَمْ يَضُرَّهُ أُمُّ الصِّبْيَانِ»

Kimin bir çocuğu olur da, sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okursa, o çocuğa ümmüsıbyan hastalığı zarar vermez (cin zarar vermez).”

- Çocuğa, yeme içme ve lavaboda kullanacağı duaları öğretmek.

- Çocuğa yedi yaşına gelince namaz kılabilmesi için Kur'an'dan sureler öğretmeyi Rasulullah () buyurmuştur:

«مُرُوا أَبْنَاءَكُمْ بِالصَّلَاةِ لِسَبْعِ سِنِينَ، وَاضْرِبُوهُمْ عَلَيْهَا لِعَشْرِ سِنِينَ، وَفَرِّقُوا بَيْنَهُمْ فِي الْمَضَاجِعِ»

"Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazi emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın." [Ahmed]

Anneyle baba çocuklarını küçük yaştan itibaren namaza ve oruca alıştırmak için sevgi dolu vesileler ve yöntemler kullanmalılar, zira bu ibadetler küçük yaştan itibaren alışkanlık haline gelmelidir. Sahabeler, Allah onlardan razı olsun, çocuklarını oruç tutmaya alıştırırlardı. Çocuklardan birisi açlıktan dolayı ağladığı zaman da dikkatini dağıtmak için eline oyuncak verir ve yemek istemeyi unuttururlardı.

- Çocuklarımıza Peygamber Efendimiz ()'in siretini ve özelliklerini öğretmek. Sahabelerden birisi anlatıyor: "Biz çocuklarımıza Rasulullah ()'in savaşlarını Kur'an öğretir gibi (o kadar çok) öğretirdik."

- Çocuklar Allah () bilinciyle yetiştirilmelidir. Fiillerinde ve davranışlarında Allah'tan korkmayı, O'na itaat etmeyi ve yasaklarını çiğnememeyi gözetmeliler.

2. İnsani değer: Allah () insanı nevi içgüdüsüyle yaratmıştır. Bu özellik insanı insan ırkını devam ettirmeye iter. Babalık, evlatlık, annelik bu içgüdünün belirtilerindendir. Bundan kaynaklanan duygular olmasaydı insan ırkı tükenmiş olurdu. Ebeveynler evlatlarının sabretmez, onların bakımını üstlenmez, onları beslemez, hastalıklarında bakmaz ve refahını düşünmezdi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

﴿الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا

"Servet ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür." [Kehf 46]

Ve yine şöyle buyurdu:

﴿وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا

"(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler." [Furkan 74]

Çocukları koruma ve hayatlarında yardımcı olmalarına karşılık Allah () evlatlardan da ebeveynlerini sevmeyi istemiştir. Onların haklarını gözetmeyi, onlara karşı erdemli olarak saygı göstermeyi, onlara itaat edip nazik ve şefkatli olmayı ve yaşlılıklarında onlara hizmet etmeyi istemiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

﴿وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا * وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا

"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et." [İsra 23-24]

Aynı zamanda komşulara, arkadaşlara ve genel olarak insanlara ve bilhassa akrabalara karşı iyi olmak, onlarla iyi geçinmek ve ihtiyaçlarını gidermek de insani değerlerdendir. Rasûlullah ()  şöyle buyurdu:

«وَاللَّهُ فِي عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِي عَوْنِ أَخِيهِ»

"Bir kul, kardeşine yardım ettiği sürece. Allah da o kuluna yardım eder." [Müslim]

3. Ahlaki değerler: Ahlak kişiyle ilişkilendirilen ve ona has bir özniteliktir. Çocuklar küçük yaştan itibaren dürüstlük, doğruluk, sadakat üzere ve dilini hakaret ve küfürden arındırarak yetiştirilmeli Onları bayağılıktan kurtulmak ve mertlikten uzaklaştıran her şeyden uzak olacak şekilde yetiştirilmeli. Kendilerine ve duygularına hâkim olup duygularını kanalize etmeyi ve tepkilerini akılla vermeyi öğrenmeliler. Mesela birisi çocuğa hakaret edip küfür etse, hemen ani tepki vererek intikam almaya kalkışmaz, fakat sakinleşir ve kendini kontrol eder ve kendini öfkeye kapılmaktan korur. Ebu Hureyre (ra)'tan rivayetle Rasulullah () şöyle demiştir, «لَيْسَ الشَّدِيدُ بِالصُّرَعَةِ، إِنَّمَا الشَّدِيدُ الَّذِي يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ»Pehlivan (güreş meydanlarında başkalarını) yenen değildir. Asıl pehlivan kızgınlık anında nefsine hâkim olan kimsedir”[Buhari ve Müslim]

Bu konuda ebevynler örnek olmalıdır. Mesela çocuğu sakinleştirmek veya bir şeye teşvik etmek veya öfkesini dindirmek için yalan söylememelidir, zira bu çocuğa yalan söylemeyi ve bu davranışı taklit etmeyi öğretir. Ebu Davud ve el-Beyhaki'den rivayetle Abdullah bin Amr bin Rabi' (ra) şöylde demiş: Rasulullah ()’ın evimizde bulunduğu bir günde: Gel, sana bir şey vereceğim, diye annem beni çağırdı. Rasulullah (), anneme:– مَاذَا تُعْطِيهِ؟ Çocuğa ne vermek istedin? diye sordu. Annem: 'Hurma vereceğim’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasulullah (): «أَمَا إِنَّكِ لَوْ لَمْ تَفْعَلِي كُتِبَتْ عَلَيْكِ كِذْبَةً»Eğer (aldatıp) bir şey vermeseydin, sana bir yalan günahı yazılırdı” buyurdu.

Değerlerin Sırası:İnsanların değerleri elde etmede farklı öncelikleri vardır. Onun için bir değer başka bir değerle çakışırsa ve sadece bir değeri elde edecek kadar vakit varsa, o zaman hangi değeri elde etmeyi belirlemek için ölçü ne olacak. Bu konu insan aklına bırakılamaz. Zira ortam ve şartlar; eksiklik, sınırlılık ve acziyetle tanımlanmış insani özellikleri taşıyan aklı etkilerler. Değerlerin önceliklerini belirlemenin en güvenilir yolu yine Allah ()'nın insanlığa indirdiği İslam'a başvurmaktır. İnsanların kalbinde olanı en iyi bilen El-Âlim olan Allah ()'dır.

﴿أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ

"Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." [Mülk 14]

İslam değerleri değişmez, sabit/katı bir sıraya koymamıştır. Bazen insani bir değeri elde etmek hayati bir mesele olup ruhi bir değeri terk etmeyi gerektirebilir. Örneğin bir anne namaz kılıyor ama küçük çocuğu ateşe yaklaşmış. Eğer namazını bitirip de çocuğu tehlikeden uzaklaştırmak istese, çocuk ölebilir veya yaralanabilir. Onun için orada namazı hemen terk edip çocuğu tehlikenin kaynağından uzaklaştırması mecburidir.

Ve belki maddi değer ruhi değere tercih edilebilir. Rivayet edilir ki Ömer bin Hattab (ra) bir cemaatin namaz vakti dışında ve herkesin işine gittiği bir saatte toplanıp mescitte Allah ()'ya ibadetle meşgul olduğunu görür ve onlara der ki: “Sizler kimsiniz, ne iş yaparsınız?”"Bizler Allah'a tevekkül eden (mütevekkil) insanlarız. Çalışmayız." Bu sözlere çok kızan Hz. Ömer, onlara sopasıyla vurur ve der ki: "Sizler mütevekkil değil, asalak (mütevaakil) insanlarsınız. Şunu bilin ki gökten ne altın ne gümüş yağıyor."

Ama çoğunluk ruhi değeri maddi değere tercih edilir. Allah () buyuruyor ki:

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

"Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır." [Cuma 9]

Gerçekten de ruhi değer insani ve maddi değerden daha kıymetlidir. Allah () şöyle buyurdu:

﴿قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ

De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez." [Tevbe 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu adına

Najah Al Sabatin Ürdün Vilayeti

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.