Logo
Bu sayfayı yazdır
Halifesiz Geçen Acı Dolu Günler Allah’ın İzniyle Yakında Son Bulacaktır

بسم الله الرحمن الرحيم

Halifesiz Geçen Acı Dolu Günler

Allah’ın İzniyle Yakında Son Bulacaktır

Annesinin kucağındaki bir çocuk sakin ve güven içinde olur ve onu böyle yapan ise annesinin sevgisi ve merhametidir. Nitekim insanlar, yetişkin olduklarında, hatta yaşlılıklarında bile bu sevgi ve merhameti hissederler! Çünkü annesi, bir koruyucu, güçlü bir kalkan, yetenekli bir doktor ve sabırlı bir mürebbi mesabesinde sayılır. Sözün özü anne, çocuğunun hayatındaki acı ve sıkıntıları bire bir paylaşan şefkatli bir kucaktır. Bu nedenle insan, annesini kaybettiğinde kendisini aciz hisseder. Aynı şekilde bugün İslam ümmeti de böyle bir durumda. Çünkü ümmet, yaklaşık bir asırdır annesini kaybetmiş bir çocuk gibi yaşamakta, acizliğinin, zorlukların ve diğer ümmetlerin aşağılamasının acısını çekmektedir. Çünkü bugün ümmetin, bir anne gibi kendisini koruyacak ve acısına ortak olacak bir Halifesi yoktur.   

Hilafet, 03 Mart 1924 yılında hain Mustafa Kemal eliyle resmen kaldırıldı. Nitekim bugün, ümmetin hafızasına bir kara gün olarak kazınmıştır. İşte o gün küfür, İslam’ın temellerine ajanları eliyle sert bir darbe indirdi, sistemi Şeytan’ın vesvesesiyle eksik olan insanın aklına sokmayı başardığı gibi bu sistemi Müslümanların hayatına sokmayı da başardı! Aha işte İslam ümmeti, yaklaşık yüz yıldır Şeytani kanunların altında inlemektedir. Bu yüz yıl boyunca Allah’ın hükümleri ümmetin hayatından uzaklaştırıldı, batıl akidelerin uygulanması Müslümanların şerli ve bencil hainlerin eline geçtiği noktaya kadar ulaştı ve adaleti, merhameti ve şefkati kaybetmelerinin ardından da bir köle gibi oldular! Bugün küfür, iğrenç nizamları ve fasit kanunlarıyla Müslümanların ülkelerini kirletmekte, iğrenç ve kirli pençesini kutsallarımıza uzatmakta, Müslümanların kanlarını akıtmakta ve onların hayatlarına saldırmaktadır.      

Suriye, Filistin, Irak, Yemen, Myanmar, Nijerya, Hindistan, Özbekistan, Uygurlar, Afganistan ve İslam ülkelerinde, kafirler Müslümanları katletmekte, kendi ve ajanlarının elleriyle Müslümanları tutuklamakta ve onların etlerini yemektedirler! Böylece öldürülen çocukların ağlaması ve çığlıkları, çocuklarını kaybetmiş annelerin ağıtları, ırzları kirletilmiş kız kardeşlerin iniltileri dolup taştı. Bu ağlama, çığlık, ağıt ve iniltiler tüm dünyayı doldurmaktadır! Böylece dünya, Müslümanlar için bir hüzün diyarına dönüştü!    

Tüm bu yapılanlar, Müslümanlar Rabbim Allah’tır dedikleri içindir. Çünkü Müslümanlar, kendileri koruyacak olan kalkanlarını kaybetmiştir! Çünkü bugün ümmetin, zalimlere haddini bildirecek ve “Va Mutasıma” şeklinde çığlık atan bir kadın için Müslümanların ordularını harekete geçirecek bir Mutasım’ı yok. Çünkü bugün ümmetin, Kudüs’ü kafirlerden kurtaran bir Selahaddin’i yok! Çünkü bugün ümmetin, beldesindeki ailenin aç kalması nedeniyle Allah’tan korkan ve Beytül Mâl’den aldığı erzak torbasını sırtında taşıyan adil bir Ömer’i yok! Çünkü bugün ümmetin, ümmetin topraklarının bir karışını bile Yahudilere satmaktansa ölmeyi tercih eden bir Abdulhamid’i yok! Tüm bunlardan dolayı bugün kafirler, ülkemizde küstahça dolaşabiliyor, camilerimizi kirletebiliyor ve korkmadan fasit kültürlerini yayabiliyorlar. Oysa geçmişte onlar, izin ve eman almadan Müslümanların toraklarına adım atmaya bile korkuyorlardı!

Ancak tüm bunlar, Allah’ın izniyle çok yakında son bulacaktır. Her ne kadar küfür, ümmetin kalbinden İslam’ı söküp atmaya çalışsa da asla başaramayacaktır! O bugün, zaferinin ebedi olduğunu ve yok olmayacağını sanıyor! Nitekim Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: إِن يَمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ الْقَوْمَ قَرْحٌ مِّثْلُهُ وَتِلْكَ الْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَاءَ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ  “Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” [Âli İmran-140]

Emrine galip olan Rabbimizin bu azim emri, bu durumumuz nedeniyle azmimizi kaybetmemeye, dahası Rabbimiz Azze ve Celle’nin fazlı ve rahmetine nail almak için çok çalışmaya ve elimizden gelen her şeyi yapmaya teşvik ediyor! Nitekim Allahu Teala, şöyle buyurmuştur:  وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ “Onların sözleri; ancak şöyle demekten ibarettir: Rabbimiz günahlarımızı ve işlerde israflarımızı bağışla, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfir kavimlerine karşı bize zafer ver.” [Âli İmran-147]

Bugün ümmetin sadık evlatları, İslam’ı hayata geri döndürecek, tebasının izzetine ve refahına kefil olacak ve zalimlere haddini bildirecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için sebat ve ihlasla çalışmaktadırlar. İşte bu devlet, Allah’ın izni ve inayetiyle çok yakında kurulacaktır! Zira alemlere rahmet olan nebimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizlere müjdelemiştir.  ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ  “Sonra nübüvvet metodu üzere Hilâfet olacaktır.” Dolayısıyla bu müjde, bu çalışmada onlara güç veriyor.

İşte o gün kalpleri hüzün yerine sevinç kaplayacaktır! İşte o gün küfür dünyası korkudan tir tir titreyecektir! İşte o gün herkes, alemlerin Rabbinin vaadinin doğruluğundan emin olacaktır! وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum-4-5]

#YenidenHilafet

#ReturnTheKhilafah

#أقيموا_الخلافة

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Selahaddin El-Özbekî

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.