Logo
Bu sayfayı yazdır
Ümmetin Gençleri ve İdeal Rolleri

بسم الله الرحمن الرحيم

Sekizinci Konuşma

Ümmetin Gençleri ve İdeal Rolleri

Şeyh Nasır Rıza – Sudan Vilayeti

Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmaktadır: “Sizi güçsüz yaratan, güçsüzlüğün ardından kuvvet veren, kuvvetli halinizden sonra da güçsüzlüğe duçar eden, saç ve sakalınızı ağartan Allah’tır. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.”

Gençlerin gücüne, ümmetin en büyük kesimine, ümmetin yaklaşık %80’lik kesimine ve Peygamber efendimizin şu hadisinde müjdelediği (kıyamet günü Allah’ın gölgesinin dışında hiçbir gölgenin olmadığı gün şu 7 grup insan gölgelenecektir, Adil (yönetici) ve gençliğini Allah yolunda geçiren genç) ümmetin gençleri sizlere sesleniyoruz;

Raşid halifelerin, fetheden komutanların ve seçkin alimlerin torunları, sizlere sesleniyoruz.

Bütün Dünya’nın sizlerin zulme, haksızlığa, despot ve tağuta karşı olan ayaklanma ve devrimlerinize şahitlik ettiği bu günlerde sizlere sesleniyoruz.

Boyun eğmekten, teslim olmaktan ve işsizlikten bıktığınız ama izzetli şerefli ve güzel bir hayat yaşamak istediğiniz bu günlerde sizlere sesleniyoruz.

Siz güzel ve aydınlık yarınlar istiyorsunuz, biz de bunu istiyor ve destekliyoruz. Ama düşmanlarımız bizleri ve bizlerin umdukları şeyleri yakından takip ediyorlar, hedeflerimizle dalga geçip, yeniden dirilmemizi engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Özellikle ey ümmetin gençleri, ümmetin adeta kalbi konumundaki sizleri hedef alıyorlar. Sömürgeci kafirlerin kültürlerine hayran olmuş, gözleri kamaşmış uşak yöneticiler tarafından hedef alınıyorsunuz. Sizleri bazen ırkçı, bazen siyasi, bazen de mezhepsel, hedefsiz ve amaçsız savaşların içine sürükleyip, yok etmek istiyorlar. Milyonlarca Müslümanın hayatını böylelikle karartmış ve karartmaya devam ediyorlar. Bizim ise bu savaşlardan elde ettiklerimiz sadece yıkım, keder, acı ve kendi topraklarımızdan sürgün edilme oluyor.

Arap baharındaki devrimlerinizi ve ayaklanmalarınızı gördüklerinde harekete geçip, sizin devrimlerinizi çalıp, yıkmak istediğiniz yönetimlerin bir benzerlerini ve hatta daha da çirkinlerini yeniden ortaya çıkardılar. Böylelikle İslam topraklarının zenginliklerini onlara peşkeş çekmeye devam edecek ve Rabbimizin kanunlarına dayalı yeni bir yönetim kurulmasına ve onların planlarını boşa çıkaracak yeni bir yönetim kurulmasına engel olacak uşak yönetimler getirdiler. Bu ise Ümmetin gençleri olan sizlerde hüsrana sebep olmuş ve hedeflerimizi gerçekleştireceğimiz gerçek bir değişimin olasılığına dair olan inancınıza olumsuz etki etmiştir. Sonucunda ise başka ülkelere gitmek gençlerimizin hayali olmuş, birçok genç çölü ve denizi aşarken hayatını kaybetmiş, başka ülkelere ulaşabilen gençler ise o ülkelerde onları karşılayan sadece hüsran olmuştur.

Adeta çöl sıcağından kurtulmak isteyen birisinin ateşe atlaması gibi…

Bozuk, yanlış ve saptırıcı fikirlerle birlikte, Amerika’ya, diğer ülkelere, ateizm hakkını korumak için yetki veren Ralph Wolff, din özgürlüğü yasası aracılığı ile ateizm fikri ile sizlerin akidelerinizi bozmaya çalışmaktadır.

Aynı şekilde, CEDAW, çocuk koruma anlaşmaları gibi anlaşmalar imzalatarak izzet ve şeref değerlerimizi hedef alıyor, “güzellik” ve yetenek yarışmaları gibi yarışmalarla ise haya ve erdemlilik değerlerimizi hedef alıyor.

Ve yöneticilerin kontrolünde olan, havalimanları ve limanlarda büyük konteynırlar içerisinde uyuşturucu ve kanserojen yiyecek ve eşyaların geçmesine izin veriyor ve sizlerin akıllarınızı uyuşturucu ve kanserlerle mahvetmeye çalışıyorlar. Sudan hükümetinde içlerinde bakan ve yetkililerin bulunduğu, hükümet işleri için birçok radyoaktif bilgisayar tedarik eden 36 kişi hakkında suçlamada bulunulmuştur

Kafirlerin ‘yanlış ve aldatıcı’ olarak nitelendirdikleri, sözde İslami ama aslında uşak olan adaleti engelleyen ve adaletsizliği yayan ve bütün çirkinlikleri yapan bu sözde İslami olan yönetimleri görünce gençler İslam’a dayalı bir değişimin mümkün olup olmadığını ve günümüzdeki sorunları çözüp çözemeyeceğini sorgulamaya başlıyor, böylelikle gençleri İslam’a dayalı bir değişim için samimi dava adamlarıyla çalışmaktan uzaklaştırıp, İslam’a dayalı olan bütün değişim hareketlerini hedefliyorlar.

Ey İslam Ümmetinin beklentisi ve umudu olan gençler, taşıdığı sulara rağmen susuzluktan ölen çöldeki develer gibi olmayın! Bilin ki Allah’ın hidayeti gerçek hidayettir. Allah Teala şöyle buyurmaktadır “De ki: "Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur." Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.” Ve emin olun ki temiz ve güzel bir yaşamın yolu Allah’ın bizlere verdiği hidayet ve şeriattan geçer, yine Allahu Teala Taha suresinde şöyle buyurmuştur “Hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur. Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır.”

İşte bu yüzden, İslami hayatı yeniden başlatmanın tek yolu olan Raşid-i Hilafet devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışın. Ancak bu şekilde Müslüman gençlerin gençliğini, sahabelerin gençliğine çevirebiliriz. Siz gençler, Ebu Bekir ve Hatice’nin İslam’a girişinden sonraki ilk halaka oldunuz. Müslümanların toplanıp, dinlerini öğrendikleri ilk ev de Erkam bin Ebu Erkam adlı gencin evi olmuştu, aynı şekilde ilk elçi de Peygamber efendimizin kendisini Medine halkına İslam’ı öğretmek için gönderdiği, Musab Bin Umeyr adlı genç sahabi olmuştu. Sonucunda ise Hayırlı Musab olarak lakaplandırılan ve Allah’ın yardımı ile kendi eliyle koca bir şehrin Müslüman olmasına sebep olan kişi genç bir sahabe idi. İslam devletinin mihenk taşı olan 2. Akabe biatını verenler de genç Ensarlardı. Sonucunda ise kendilerine katılan Muhacir kardeşleri ile Allahu teala onları birleştirmiş ve Enfal suresi 74.ayette şöyle buyurmuştur: “İman edip de hicret edenler, Allah yolunda cihad edenlerle onları bağırlarına basanlar ve yardım edenler var ya işte gerçek müminler onlardır; bağışlanma onlar için, büyük lutuf onlar içindir.” Bunun sonucunda ise Müslümanlar hayrı ve adaleti Dünya’ya yaymış, imar etmiş, insanlara hizmet etmiş ve Dünya’ya İslam’ı taşımışlardır.

Hicret zamanında ise genç Ali radiyallahu anh peygamber efendimizin yerine, peygamber efendimizin yatağına yatarak ölümü göze almış ve İslam’ın ilk fedaisi olmuştur, hicretten ve devletin kuruluşundan sonra İslam livasını taşıyan fatih komutanlar arasında olan Musab Bin Umeyr, Cafer Tayyar, Usame bin Zeyd ve Kostantiniyenin fatihi, hayırlı komutan Fatih Sultan Mehmed gibi, kullandıkları silahların üstünlüğü ve sayısal üstünlük ile değil, imanlarına sahip çıkmaları ve Allah’a tevekkülleri sonucu yenilmez orduların genç komutanları olmuşlardır. Allahu Tealanın buyurduğu gibi: “Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.” Allahu Teala yine şöyle buyurmuştur: “Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah’a güvensinler.”

Biz Amerika’dan da bütün dünyanın ordularından da korkmayız, bizi aciz bıraksalar bile Allahu Teala’yı aciz bırakamazlar.

Ey Müslüman gençler, hakiki İslam’ı öğrenmek için, kafirlerin önüne geçemedikleri İslam davetini basiretli bir şekilde taşımak için Hizb’in halakalarına katılın. Ey İslam ordularındaki gençler, gelin Hizb-ut Tahrirli kardeşlerinize nusret verin, nübüvvet minhacı üzere İslami hayatı başlatacak olan 2. Raşidi hilafeti kurmak için elinizi ellerinin üzerine koyun, Evs ve Hazreç’li kardeşlerinizle Allahu Teala’nın Kuran-ı Kerim’de haklarında şu ayeti söylediği gruba dahil olun “(Muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir.”

 

 #أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.