حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
| No: BG-BA-2025-MB-TR-42 |
H. 12 Cumâde’s Sânî 1447 M. Çarşamba, 03 Aralık 2025 |
Pilkhana Katliamı, Ülkedeki Orduyu Zayıflatmak İçin Tezgahlanmış Hint Kaynaklı Bir Komplodur, Bağımsız Ulusal Soruşturma Komisyonu Tarafından Yayımlanan Rapor, Hizb-ut Tahrir’in On Altı Yıl Önce Ümmete Büyük Bir Cesaretle Sunduğu Gerçeği Doğrulamıştı
Geçici Hükümet tarafından, 25–26 Şubat 2009 tarihinde Bangladeş Sınır Muhafızları karargâhında meydana gelen ve 57 seçkin subayın öldürülmesiyle sonuçlanan Pilkhana katliamını soruşturmak üzere kurulan Bağımsız Ulusal Soruşturma Komisyonu raporunu yayımladı. Soruşturma, Hindistan’ın, ülke ordusunu zayıflatmak için tezgahladığı komplonun uygulanmasında Hasina ve avanelerinin parmağı olduğunu kanıtladı. Biz bu olaya karışan suçluların bir an önce cezalandırılmasını ve Hindistan’ın düşman devlet ilan edilmesini şiddetle talep ediyoruz.
Hatırlanmalıdır ki, hikmetli ve samimi bir siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir, bu gerçeği ümmete ilk kez cesurca açıklayan hareket olmuştur. Nitekim 28 Şubat 2009 tarihinde Hizb-ut Tahrir/Bangladeş Vilayeti “Ordumuzu ve sınır muhafızlarımızı yok etmeye yönelik Hint komplosunu ve hükümetin ihmalkârlığını protesto” başlıklı bir bildiri yayımlamıştır. Bunun sonucunda, Hasina’nın haince kurduğu bu komplo daha başlangıç aşamasında bozulmuş ve o gün onun düşüşünün temelleri atılmıştır.
Biz, Pilkhana’daki bu feci trajedinin hemen ardından, sadece ana komplocuları ve motivasyonlarını ifşa etmekle kalmadık; aynı zamanda zorba Hasina hükümetinin daha sonra “aşırılık yanlısı” olarak yaftaladığı ordudaki muhlis subaylara karşı koruyucu bir kalkan da olduk. Bunun sonucunda, şiddeti benimsemeyen ve uygulamayan bir siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir, Hasina’nın devrilmiş hükümeti tarafından haksız yere yasaklandı, gençleri zulme ve işkenceye maruz kaldı. Ancak onlar Hasina’nın zorbalığına ve baskısına aldırış etmediler. Biz, halkı, Hasina hükümeti tarafından gerçekleştirilen sürekli tutuklamalara, zorla kaybetmelere, infazlara ve sadık subayların görevden alınmalarına karşı durmaya çağırdık. Halk bu çağrıya büyük bir coşkuyla cevap verdi. Nitekim 7 Ocak 2012 tarihli bildirimizin başlığı şu idi: “Ey Müslümanlar! Amerika ve Hindistan’ın Emirleriyle Hain Hasina’nın Ülkedeki Muhlis Ordu Subaylarını Kaçırmaya, Tutuklamaya ve Görevden Almaya Devam Etmesini Protesto Edin”
O dönemde, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile İngiliz Scotland Yard polisi, yerel soruşturmacılara destek olmak amacıyla sürece katıldılar. Uluslararası standartlara ve tecrübeye sahip bu kurumlar için bu suçun hakikatini ortaya çıkarmak karmaşık bir iş değildi. Buna rağmen üzerini örttüler; çünkü Hasina İngiltere’nin ajanıydı ve Hindistan, bölgedeki Amerikan ve İngiliz çıkarlarını koruyan bölgesel bekçi köpeğiydi. Ayrıca Amerika bu “reforma” onay verdi; çünkü yeni Amerikan-Hint ilişkileri denkleminde, yani Bangladeş’e Hindistan’ın gözünden bakma stratejisinde, ordudaki yetenekli ve halis subaylardan kurtulmak gerekliydi.
İnsanlara hatırlatırız ki; şartların değişmesiyle Amerikalıların yüzü değişmiştir ancak Amerikan-Hint ilişkilerinde hiçbir şey değişmemiştir. Amerika, bu olayı, ordumuzun moralini bozmak ve üzerinde kontrol kurmak için kullanmak istemektedir. Bu amaçla, orduya karşı propaganda yapmak üzere bir ajan çetesi devşirmiştir. Peki, halkın gerçek değişim özlemlerine dayanarak iktidara gelen ve Temmuz Devrimi’nden neşet eden mevcut Geçici Hükümet, devrik Hasina’nın Hizb-ut Tahrir’e getirdiği zalimane yasağı neden kaldırmadı? Yoksa sadece maske ve şekil mi değişti de komplo aynen devam etmektedir? Amerikan yanlısı siyasi partilerin döktüğü timsah gözyaşları ve Pilkhana katliamı konusundaki sözde Hindistan karşıtlığı iddiaları, siyasi kazanımlar elde etmeye yönelik bir aldatmacadan ibarettir. Zira bu partiler, Amerikan-Hint ilişkilerinin doğasının tamamen farkındadırlar ve sömürgeci kafir efendilerinin kendileri için çizdiği sınırlara uymakla yükümlüdürler.
Ey insanlar! Ümmetine yalan söylemeyen siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir, İslam Ümmetini sömürgeci kâfir devletlerin pençesinden kurtarmak için fikri ve siyasi bir mücadele yürütmektedir. Açık bir ifadeyle bir kez daha söylüyoruz: Ülke; sömürgeci iki kâfir olan Amerika ve İngiltere’den, ne de onların bölgesel kuyrukları olan Yahudi varlığı ve radikal Hindu (Hindutva) Hindistan’dan, ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaat ettiği ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in kurulmasıyla kurtulacaktır, Allah’ın izniyle.
Bu nedenle, halk ayaklanmasının hedefi olan gerçek kurtuluş gerçekleşene kadar bu hareket devam edecektir. İnsanları, Hizb-ut Tahrir’in liderliği altında birlik olmaya çağırıyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” [Tevbe 119]
| حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |