Logo
Bu sayfayı yazdır


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SD–BA–2021–RS–TR–48 H. 13 Rabi-ul Evve 1443
M. Çarşamba, 20 Ekim 2021

Basın Açıklaması

Kerim Kardeşim / Sayın Sayha Gazetesi Editörü

Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Konu: “Siyasal İslam... Barut ve Kan Günlükleri” Makalesi Yazarına Reddiye

20 Ekim 2021’de 2411 sayılı Sayha gazetenizde, yazar Ahmed Musa Kari imzalı “Siyasal İslam... Barut ve Kan Günlükleri” başlıklı yazıyı okuduk. Makalede yazar, İslami cemaatleri suçlayıp durdu, daha doğrusu küfürler etti. Sadece partilere ve hareketlere değil, yüce İslam’a da derin bir nefret beslediğini gösterdi. Örneğin yazar “Kanımca “İslami belanın” arkasında yatan neden, İslam’ın geçmişte kalan ihtişamıdır.” dedi. Yazar, İslam’ın ihtişamını “bela” olarak nitelemiştir. La Havle ve La Kuvvete İlla Billah!

Yazar, Hizb-ut Tahrir’i İslami gruplar içinde zikretti. Bu gruplar, entelektüel gücüne, finansman kaynağına ve üsluplarına göre, vizyonları, düşünceleri ve eğilimleri konusunda farklılık gösteriyorlar. Nübüvvet metodu üzere küresel Hilafet için çalışan Hizb-ut Tahrir gibi içlerinde hayal peşinde koşanlar da var...dedi.

Yanıt hakkımız gereği yazara verdiğimiz aşağıdaki reddiyeyi yayımlayacağınızı umuyoruz:

Birincisi: Yazar, “Siyasal İslam kavramı, İslami hareketleri nitelemek içindir. Bu hareketler, İslam’ın sadece bir din değil, yönetime elverişli politik, sosyal, yasal ve ekonomik sistem olduğuna da inanıyorlar. Ancak bu kötü terimin ortaya çıkmasına yol açan nedenler ve faktörler nelerdir...” dedi. Bu ifadeye cevaben biz de diyoruz ki, İslam, kâmil bir dindir, Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, siyasi, ekonomik, sosyal vb. olsun insan yaşamını düzenlemek için getirmiştir. Bu, dinden olduğu zaruri olarak bilinen hususlardan biridir. Basiretleri sömürgeci kâfir Batının keşmekeşliği ile kör olanlar ve kâfirlerin kaprislerine uymakla basiretlerinin canlılığını yitirenler müstesna. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِيناً Bugün sizin dininizi kemale erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.” [Maide 3]

وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَاناً لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” [Nahl 89]

Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem, yüce vahyin getirdiği İslami fikirler temelli bir devlet kurdu. Bu devlet, seçkin bir uygarlığın kaynağı oldu, dostlardan önce düşmanlar tanık oldu. On üç yüzyıldan fazla hüküm süren İslam Devleti, uygarlık, kültür ve politika bakımından dünyada birinci devlet oldu. Hain Arap ve Türklerin işbirliğiyle sömürgeci kâfirler yıkana kadar Hilafet dünyada birinci devlet olmayı sürdürdü.

İkincisi: İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için çalışan Hizb-ut Tahrir, yazarın iddia ettiği gibi, hayal olduğundan dolayı bu eylemi yapmıyor, aksine şeri bir farz olduğu için yapıyor. Ümmetin bu eylemi yapması farzdır, aksi halde günahkâr olur. Çünkü İslam, âlemlerin Rabbinin farz kıldığı yönetim sistemini Hilafet olarak belirlemiştir. Bu sistemde Halife, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek için Allah’ın Kitabı ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti üzere biat yoluyla atanır. Bu konuda kitaptan, sünnetten ve icma sahabeden deliller sayılamayacak kadar çoktur. Kuran’da Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ Artık, Allahın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.” [Maide 48] Sünnette de Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ خَلَعَ يَداً مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا حُجَّةَ لَهُ، وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً Kim itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halifeye biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölür” [Müslim] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, kendisinden sonra bu işin Hilafet olduğunu belirtti. Müslim’in Ebi Hazım’dan rivayet ettiğine göre,

قَاعَدْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ خَمْسَ سِنِينَ فَسَمِعْتُهُ يُحَدِّثُ عَنِ النَّبِيِّ ﷺ قال«كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الْأَنْبِيَاءُ، كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ، وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي، وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ»، قَالُوا: فَمَا تَأْمُرُنَا؟ قَالَ: «فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ، فَالْأَوَّلِ، وَأَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ، فَإِنَّ اللهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْEbu Hurayra ile beş yıl kaldım, onun Nebi şöyle rivayet ettiğini işittim: İsrail oğullarını Nebiler yönetiyordu. Bir Nebi öldüğünde onu bir başka Nebi takip ederdi. Benden sonra Nebi yoktur. Fakat benden sonra birçok Halifeler gelecektir.Dediler ki Bize ne emredersin?Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: İlk biate ilkine vefa gösteriniz. Onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah, onları güttüklerinden hesaba çekecektir.

İcma sahabeye gelince, vefatından sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir Halifesi olması gerektiği konusunda icma ettiler. Ebu Bekir’in, Ömer’in, Osman’ın halifeliği konusunda da icma etmişlerdir. Vefatından hemen sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in defni yerine iki gece Halifenin tayiniyle meşgul olmaları, Halife atamanın defin işleminden daha önemli bir farz olduğunu vurgular. Böylece bu icma, Halife naspetmenin farziyeti için güçlü ve net bir delil olur.

Üçüncüsü: Yazarın Müslümana yakışmayan söylemlerine, aksine sözünün doğruluğuna delil ve hüccet getiremeyecek kadar çaresizliğine delalet eden ifadelerine gelince, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisinden dolayı yanıt vermeyeceğiz:

لَيْسَ الْمُؤْمِنُ بِطَعَّانٍ وَلَا بِلَعَّانٍ وَلَا الْفَاحِشِ الْبَذِيءِ Mümin dil uzatıcı değildir, lanet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir.

Son olarak yazara diyoruz ki, sen Müslümansın. Aslında Müslüman, İslam’ın ihtişamı ve Müslümanların yüceliği ve kalkınması için çalışmalıdır. Bazı hatalar olursa bilgelikle, iyi öğütle ve güzel bir şekilde tartışmayla çözmeliyiz. Kardeşlerimize karşı şeytanla işbirliği yapmayız. İslam’a ve Müslümanlara tuzak kuran kâfirlerin karakterleri gibi bir karaktere sahip olmayız.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphe yok ki, kafirler mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. Kâfirler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.” [Enfal 36]

Allah’tan doğru sözlü ve mantıklı olmayı diliyoruz.

Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan
Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07
http://www.hizb-sudan.org/
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.