حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD-BA-2025-RS-TR-68 |
H. 28 Rabi-ul Evve 1447 M. Cumartesi, 20 Eylül 2025 |
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsünün “Dörtlü Bildiri ve Kayıp Egemenlik” Başlıklı Basın Toplantısı
20 Rabiu’l Evvel 1447 / 12 Eylül 2025 Cuma günü Amerika, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’dan oluşan sözde ‘Dörtlü’ ülkelerin dışişleri bakanları Sudan hakkında bir bildiri yayımladı. Bildiride öne çıkan hususlar şunlar oldu:
1- İnsani yardımların girişini sağlamak amacıyla üç aylık bir insani ateşkes ilan edilmesi ve bunun derhal kalıcı bir ateşkese dönüşmesi.
2- Dokuz ay içinde meşru bir sivil hükümetin kurulmasıyla sonuçlanacak, kapsamlı ve şeffaf bir geçiş sürecinin başlatılması.
3- Sudan’ın gelecekteki yönetim şekline, çatışan taraflardan hiçbirinin kontrolü altında olmayan, şeffaf ve kapsamlı bir geçiş süreci aracılığıyla Sudan halkının karar vermesi.
Dörtlü Komite’nin bildirisine yanıt olarak, Sudan Dışişleri Bakanlığı 13 Eylül 2025 Cumartesi günü bir açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sudan hükümeti, savaşı sona erdirmeye yardımcı olacak her türlü bölgesel ve uluslararası çabayı desteklemektedir. Ancak, devletin egemenliğine ve halkı ile toprağını savunmakla görevli meşru kurumlarına saygı göstermeyen hiçbir müdahaleyi kabul etmemektedir. Hükümet ayrıca, Hızlı Destek Güçleri ile eşit tutulmayı da reddetmektedir.”
Sudan dosyasını ve bu topraklar üzerindeki kızışan uluslararası çatışmayı yakından takip eden herkes, bu savaşın aslında ABD tarafından yönlendirildiğini, amacın İngiltere’nin nüfuzunu bertaraf etmek ve Darfur’un ayrılması suretiyle Sudan’ı parçalamak olduğunu çok iyi bilir. Yine Amerika veya Sudan’daki araçlarının attığı tüm siyasi adımların, İngilizlerin adamlarının yeniden siyaset sahnesine dönmesini engellemeye yönelik adımlar olduğunu bilir. Dolayısıyla Dörtlü’nün son hamlesinin tam da bu zamana denk gelmesi tesadüf değildir; bu, İngilizlerin adamlarının Afrika Birliği üzerinden (Samud’u) tekrar oyuna sokma çabasına karşı yapılmış bir karşı hamledir. Sudan’daki siyasi satrancın yeni bir hamlesi olarak, bilgi sahibi kaynaklar Afrika Birliği’nin 6 Ekim’de Addis Ababa’da yapılacak diyalog toplantılarına hem ordu yanlısı ulusal güçleri hem de (Samud) grubunu davet ettiğini bildirdi. Bu davetin arkasında, özellikle Afrika Birliği Komisyonu’nda etkili olan İngiliz yanlısı aktörlerin, Abdullah Hamdok liderliğindeki (Samud) grubunu yeniden siyasi denkleme dahil etme çabası vardır. Bu çabaların bir parçası olarak, Afrika Birliği Komiseri Mahmud Ali Yusuf ile Hamdok 12 Eylül’de Abu Dabi’de bir görüşme gerçekleştirdi. Samud kanadından bir yetkilinin Sudan Tribune’e sızdırdığı bilgiye göre, görüşmede ‘Afrika Birliği’nin çatışmanın çözümünde oynayabileceği rol ve Afrika Birliği şemsiyesi altında Sudanlıların liderliğinde güvenilir bir siyasi süreç üzerinde anlaşma sağlanması’ konuları ele alındı. Bu gelişmeler üzerine Amerika, Dörtlü Komite aracılığıyla yeni bir hamle yaptı. ABD, Sudan’ın BM Daimî Temsilcisi Haris İdris’in 10 Mart 2025’te Genel Sekreter’e sunduğu yol haritasını Dörtlü üzerinden sahiplendi. Amerika, aslında Sudan hükümetinin kendi planı olan bu Dörtlü bildirisini, pişirdiği yemek tam kıvamına geldiğinde, hükümet ile Hızlı Destek Güçleri arasındaki nihai çözümün temeli haline getirmeye çalışıyor.
İşte Sudan’daki siyasi manzara bundan ibaret. Şimdi söyleyin, bu absürt tiyatroda egemenlik kelimesinin yeri tam olarak neresidir?!
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz aşağıdaki gerçekleri açıklıyoruz:
Birincisi: Batılı sömürgeci güçlerin Osmanlı Hilâfeti’nin enkazı üzerinde kurduğu ve Sudan’ın da aralarında bulunduğu Sykes-Picot devletçikleri, sömürgeleştirilmiş ve (Batı’ya hizmet eden) işlevsel devletçiklerdir. Sömürgeciler, bu devletçikler üzerinde birbirleriyle kapışmaktadır. Bu kapışmadaki maşaları ise; silahlı kuvvetlerin komutanları, isyancı hareketler ve gerek açıktan gerekse gizli çalışan laik siyasi çevrelerdir. Bu sömürgeci araçların kendi üzerlerinde dahi bir egemenlikleri yoktur; hal böyleyken, ülkelerinin bir egemenliğe sahip olması nasıl beklenebilir?
İkincisi: Dezenformasyon, sömürgeci aktör ve avenelerinin en etkili silahıdır. Onlar bu silahla düşmanı, devletin ve halkın hayatının her detayına müdahale eden bir dosta; kardeşi ise üzerine katliam makinesinin çalıştığı bir düşmana dönüştürmektedirler. İşte bu yüzden düşmanların özel temsilcileri ve büyükelçileri, ülkenin ve halkın iyiliğini düşünen şefkatli dostlar oldukları bahanesiyle, ülke sahasında istedikleri gibi at koşturmaktadırlar.
Üçüncüsü: Bu ülkenin sorunları; başta Güvenlik Konseyi olmak üzere tüm Birleşmiş Milletler kurumlarında, Afrika Birliği’nde, Arap Birliği’nde, IGAD’da, Dörtlü Komite’de, Sudan’ın komşu ülkelerinde ve ALP ittifakında tartışılıyorken, aklı başında bir insan nasıl olur da bu ülkede egemenlikten bahsedebilir?! Ne zaman iki devlet başkanı veya iki dışişleri bakanı bir araya gelse, gündemlerinde mutlaka Sudan yer almaktadır. Bütün bunlardan sonra kalkmış bir de egemenlikten dem vuruyoruz! İçinizde aklı başında tek bir adam yok mu?!
Dördüncüsü: Hilafetin yıkılmasıyla birlikte İslam dünyasında egemenlik kavramı da fiilen ortadan kalktı. Artık bu kavram, yalnızca sömürgeci kâfirin maşaları olan yöneticiler ve siyasetçiler tarafından kullanılmaktadır. Ne zaman efendilerinin çıkarlarına ters düşen bir proje olsa, geçişine izin vermemek için egemenlik kavramını bir bahane olarak kullanmaktadırlar. Fakat o suç projesini efendileri gündeme getirdiğinde ise ülkenin ve halkın maslahatını gözeten dostlar oldukları bahanesiyle tereddütsüz bir şekilde hemen yürürlüğe koymaktadırlar!
Beşincisi: Sömürgeci güçler, özellikle de kapitalist dünyanın başat gücü olan Amerika, zayıf ülkelerde çatışmaları körükleyen ana aktörlerdir. Sonra da bu savaşların yönetimini, zayıf bırakılmış halkların çıkarları için değil, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanmaktadırlar. Böylelikle sömürgeci nüfuz pekişmekte ve devletler parçalanmaktadırlar. Dolayısıyla, yabancı bir sömürgeci gücün veya onun bölgedeki işlevsel müttefiklerinin müdahalesini talep etmek veya buna izin vermek, ancak halkının çıkarlarına ihanet eden bir işbirlikçinin tavrı olabilir. İşte bu sebeple, yabancıdan yardım istemek, siyasi bir intihardır.
Altıncısı: Uluslararası ilişkiler, eşitlik ve mütekabiliyet esasına dayanmaz mı? Peki, Sudan’daki hükümetlerin; yemeğimizden gıdamıza, ilacımızdan eğitimimize, El Faşer kuşatmasından tutun da her şeyimize kadar hayatımızın en ince ayrıntılarını yöneticilerimizle görüşmek üzere elçiler gönderen devletlerle olan ilişkilerinde bu eşitlik ve mütekabiliyet ilkesinin yeri neresidir?! Örnek olarak, 10 Eylül 2025 tarihli Sudafax sitesinde yer alan bir haberde, Kamil İdris ile İngiltere Özel Temsilcisi Richard Crowder’ın bir araya geldiği belirtildi. Görüşmede Crowder, ‘ülkesinin önceliklerinin şu anda El Faşer şehrinde bir ateşkese varılması ve sivillere insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşmasının garanti altına alınması üzerinde yoğunlaştığını’ vurguladı. Kulaklarımız artık bu tür haberleri duymaya alıştı ve siyaset arenasındaki hiç kimse bu durumu yadırgamıyor bile. Hatta bazıları bunu bir atılım ve büyük bir başarı olarak görmektedir! Peki ama El Burhan, İngiltere başbakanıyla İngiltere’nin iç sorunlarını görüşmek üzere bir elçi gönderebilir mi? Bu tablo, bize sahte söylemlerden uzak, hakiki anlamda egemen bir devlete ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir.
Yedincisi: ABD, Sudan dosyasında kendisiyle çatışan ve çekişen bir tarafın belirdiğini hissetse hemen harekete geçmektedir. İşte Dörtlü Komite bildirisini yayınlatmasının ve ardından Afrika Birliği’ne özel temsilcisini göndermesinin sebebi budur. Nitekim El Cezire Net’in 18 Eylül 2025 tarihli haberine göre, ABD Başkanı’nın Afrika İşleri Başdanışmanı Massad Boulos, Sudan’a ilişkin Dörtlü mekanizmasının diğer girişimlere bir alternatif olmadığını, aksine onları destekleyen bir platform olduğunu belirtti. Boulos, Afrika Birliği’nin krizin çözümünde temel aktör olduğunu vurguladı. Boulos, Addis Ababa’da Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Dörtlü Komite’nin diğer platformlarla paralel olarak çalıştığını ve özellikle net takvimler içeren reformist yol haritasının açıklanmasının ardından olumlu sonuçlar elde ettiğini açıkladı. Amerika’nın, İngilizlerin adamlarının Samud’daki kendi adamlarını Sudan siyaset sahnesine sokmak için bir Truva atı olarak kullanmak istediği Sudanlılar arası diyalog davetine taş koyması beklenmektedir. Nitekim el-Muhakkik haber sitesinin aktardığına göre, Ulusal Hareket Güçleri Başkanı Dr. Ticani Sisi, ‘ulusal güçlerin, önümüzdeki 6 Ekim’de Addis Ababa’da Afrika Birliği şemsiyesi altında yapılması planlanan Sudanlılar arası diyalog hazırlık toplantılarına katılmasının zor olduğunu’ vurguladı. Es-Sisi, Sudanlı ulusal güçlerin Afrika Birliği tarafından yapılan davete ve bu davetin sunuluş biçimine yönelik çekinceleri olduğunu söyledi. Ülkemiz, maalesef uluslararası güç mücadelesinin bir arenası haline dönüşmüş durumda!
Ey siyaset ve medya dünyası değerli isimleri! Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmamız elzemdir. Hilafet, siyaset sahnesini münafıklardan ve işbirlikçilerden temizleyecek, sömürgeci kâfir Batı’nın kapitalist ideolojisini ve faydacı zihniyetini topraklarımızdan söküp atacaktır. Böylece sadece Allah’a kulluğun o güzel kokusunu teneffüs edeceğiz ve egemenliğin yalnızca Şeriat’a ait olduğu bir hayat yaşayacağız. Bu hayatı, izzetimizi ve onurumuzu bize geri iade edecek adamlar yönetecek ve bizler yeniden ‘insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet’ olacağız. O halde ey kardeşler! Bu gaye için çalışanlardan, davet edenlerden ve müjdeleyenlerden olun! Zira bunda dünya ve ahiret iyiliği vardır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |