حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TR-BA-2025-MB-TR-004 |
H. 6 Rabi’-ul Âhir 1447 M. Pazar, 28 Eylül 2025 |
ABD Ziyaretinde Hepsi Bir Arada: Aşağılama, Yalvarma, Meşruiyet, Tavizler ve Yeni Roller
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BM Genel Kurul toplantılarına katılmak üzere düzenlediği ABD ziyareti, yalnızca kendisi için değil, tüm ülke liderleri için utanç verici bir gösteriye sahne oldu. Zira ABD Başkanı küstah Trump, BM Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada; ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik açıdan en büyük ve en güçlü ülke olduğunu, 8 aylık iktidarı boyunca dünyayı 17 trilyon dolar ilave haraca bağladığını, kendileri iyi bir konumda iken diğer ülkelerin cehenneme sürüklendiklerini, BM’nin açıkladığı kararların işe yaramaz olduğunu, kendisinin ise 7 ayda 7 savaşı sona erdirdiğini, 7 Ekim’in “Hamas teröristlerinin vahşeti” ve çözümün rehineleri derhal serbest bırakmak olduğunu, dünyada en çok zulüm gören dinin ise Hıristiyanlık olduğunu söyledi. Latin Amerika’dan İslam dünyasına, Avrupa’dan Rusya’ya kadar tüm ülkeleri aşağılayan ve ABD’nin kibrini en üst perdeden sahneleyen bu sözler salondaki temsilciler tarafından ise alkışlarla karşılandı.
Ardından bu kez ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio konuştu ve Türkiye’yi açıkça vurgulayarak Trump ile görüşmeye giden liderlerin ABD’nin Gazze meselesinin çözümü için kendilerine yalvardığını, dışarıda ağızlarına geldiği gibi rahatça konuştuklarını, fakat günün sonunda Beyaz Saray’a koştuklarını, Erdoğan’ın da Trump ile görüşmek üzere Beyaz Saray’a geleceğini, tüm liderlerin Trump’ın elini sıkmak üzere beş dakika görüşebilmek için yalvardıklarını söyledi. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack ise Trump’ın Erdoğan’dan bıktığını, ona ihtiyacı olan meşruiyeti vereceğini, meselenin S-400 ya da F-16’lar değil meşruiyet olduğunu söyledi.
İşte Trump-Erdoğan görüşmesi böylesine aşağılayıcı bir ortamda gerçekleşti. Ziyaretten önce Trump’ın oğlunun İstanbul’da gizlice Erdoğan ile görüştüğü ve randevu karşılığında 300 Boeing uçağı satın alınacağı iddiaları kamuoyuna yansımıştı. Diğer liderler 5 dakika için yalvarırken 2 saat süren bu görüşmede, Trump’ın Yahudi varlığı ve Gazze konusundaki sözleri, Rahip Brunson hatırlatması ve hileli seçimler iması hakkında tek bir kelime dahi edilememesi bir yana, Suriye, Gazze ve Ukrayna meseleleri, F-16, F-35 ve askeri mühimmat satışları, düşman ülkelere uygulanan CAATSA yaptırımları, doğalgaz rezervinin bol olduğu bir coğrafyada bulunan Türkiye’nin 45 milyar $ ödeyerek dünyanın öbür ucundan 20 yıllığına LNG alması, nükleer enerji, Halkbank davası, Heybeliada ruhban okulu gibi son derece çetrefilli ve maliyetli dosyaların gündeme geldiği basına yansıdı. Fakat bunların detayları henüz açıklanmadı. Ancak Trump: “Erdoğan ile konuştuklarımızı öğrenince şaşıracaksınız” açıklamasında bulundu. Trump’ın Erdoğan’ı bizzat kapıda karşılaması, koltuğunu çekmesi, bolca övgüler yağdırması, 2 saat görüşmesi ve kapıda uğurlarken “harika bir görüşmeydi” demesi, Trump’ın kopardığı tavizlerin ve verdiği rolün boyutunu göstermesi açısından ibretliktir.
Halkı Müslüman bir ülkenin, İslam’ın ve Müslümanların açık düşmanı olan, İslam coğrafyasındaki tüm zulümler de parmağı bulunan, Gazze soykırımının suç ortağı ve Yahudi varlığının sınırsız destekçisi olan ABD ile stratejik ortak olup müttefik olması, tüm dünyayı aşağılayan ve haraca bağlayan kibirli başkanı Trump’a dost muamelesi yapması ve görüşmek için korkunç tavizler vermesi asla kabul edilemez. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Rubio’ya cevap vermek yerine Erdoğan’ın Fox News’teki açıklamalarına İletişim Başkanlığı tarafından izahat getirilmesi, kelimenin tam anlamıyla utanç vericidir. Trump ile görüşebilmek için yaşanan bu zillet, ülkemiz ve geleceğimiz için bir ipotek, Allah’a, Rasulü’ne ve Gazze’ye ise alenen hıyanettir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |