Logo
Bu sayfayı yazdır
Derhal Gidin… Varlığınızı Asla Kabul Etmeyeceğiz!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Derhal Gidin… Varlığınızı Asla Kabul Etmeyeceğiz!

Haber:

Yahudi gazeteci Dror Hoffman şöyle diyerek şikâyette bulundu:

“Katar’da beni restorandan kovdular, restoran sahibi “İsrailli” olduğumu öğrenir öğrenmez telefonumu alıp tüm fotoğrafları sildi, ticari taksi bizimle ilgilenmeyi reddetti ve mikrofonun üzerine logo bile koyamıyorum. Burada çok acı çekiyoruz. Çünkü bizi tanıyan herkes, bizi reddediyorlar.”

Yorum:

Müslümanlar her yerde sıkıntı, zulüm ve baskı altında yaşarlarken Müslüman bir beldedeki bu olayla ilgili servetlerin, devasa paraların, çaba ve ilginin çarçur edilmesine dair çekincelerimize rağmen, Katar’ın Müslümanların paralarından milyonlarca kişinin açlığını gidermeye yetecek kadar harcadığı bu milyarlara rağmen ve laikliği en açık şekilleriyle ortaya koyarak Dünya Kupası’nda dayattığı bazı İslami tezahürlerle insanları kandırmasına rağmen ancak bu olay, Yahudi medya muhabirlerinin başına gelenler de dahil olmak üzere İslam ümmetinin bireyleri hakkındaki birçok emareleri ortaya çıkarmıştır.

Bu olayı haber yapmak için dünyanın her tarafından medya organları yayıldı ve bunların arasında Dünya Kupası’nda kendilerine medya ofisi açıldıktan sonra gelen Yahudiler de vardı. Ancak gördüğümüz ve duyduğumuz kadarıyla Müslümanların çoğu, Yahudi olduklarını öğrenir öğrenmez bu habercileri reddetmiş ve Yahudi varlığının varlığını tanımayarak Filistin adına marşlar söylemişlerdir.

Bu muhabirlerin bir kısmının söylediği gibi Arap kitlelerinin onlarla olan ilişkileri, işgalci devlete yönelik nefretlerinin boyutunu kanıtlamıştır. Nitekim Katar’da Dünya Kupası etkinliklerinin başlamasından günler sonra şunları söylediler: “‘İsrail’e’ olan nefret, Arap sokaklarındaki insanlar arasında yayılmıştır.”Bazıları da Yahudi olduklarını öğrendikten sonra onlara şöyle dediler: “Buradan olabildiğince çabuk gidin. Size hoş geldiniz demiyoruz.”

Yahudi gazeteci Yuri de başlangıçta kendilerini “İsrailli” olarak tanıttıklarını ancak kitlelerle olan bu iletişimin ardından Ekvadorlu olduklarını iddia ettiklerini söylüyor.

Allah’a hamd olsun bu, ümmet içerisinde bir hayrın var olduğunu gösteriyor; zira insanlar, Filistin davasının sadece Filistin halkının değil tüm Müslümanların davası olduğunun bilincinde oldukları gibi bu meseleyi ve Yahudi varlığının Allah’ın gücü ve kudreti sayesinde yok olacağını, gerek kendilerinin gerekse yöneticilerden oluşan ajanlarının terennüm edip çağrıda bulundukları normalleşmenin örümcek ağından daha zayıf olduğunu, ümmetin musibetinin fertlerinde değil yöneticilerinde olduğunu, ümmetin yöneticilerinin her kıskanç Müslümanın davası olan Filistin’e, halkına ve davasına ihanet edip komplo kurduklarını zihinlerinde pekiştirmeye çalışıyorlar.

Sykes-Picot devletçiklerine bölünmüş bireylerin çoğu, Yahudilere yönelik bu düşmanlık ve reddetme noktasında bir araya geldiler; onların itiraflarına göre Ürdün, Tunus, Katar, Fas, İran, Kuveyt, Lübnan ve diğerleri tarafından da reddedildiler. Bu da ümmetin, onu tek bir bayrak altında birleştirecek birine ihtiyacı olduğunu ve hepsinin vahdete, izzete, zafere ve onura özlem duyduklarını göstermektedir. Dolayısıyla onların sadece kaybolmuş bir pusulayı tekrar doğru yola yönlendirmeleri gerekiyor ki bu da Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin olduğu İslam ile yönetecek bir devletin kurulmasıdır. Bu ise aziz olan Allah’a hiç de zor değildir. إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيداً وَنَرَاهُ قَرِيباًMuhakkak ki onlar, onu (kâfirler için vuku bulacak azabı), uzak (bir ihtimal) olarak görüyorlar. Ve Biz, onu yakın olarak görüyoruz.” [Mearic 6-7]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müslime Şâmî (Ümmü Suheyb)

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.