Logo
Bu sayfayı yazdır
Husilerin Gidişatı, Sekülerizmde Kendisinden Öncekileri Geride Bırakıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Husilerin Gidişatı, Sekülerizmde Kendisinden Öncekileri Geride Bırakıyor!

Haber:

14 Temmuz 2025 Pazartesi günü medya organları, Sana'daki Yüksek Yargı Konseyi Başkanı'nın, İlk Derece Zekât Mahkemesi'nin kurulmasına ilişkin kararını yayımlandılar.

Yorum:

Zekât, İslam dininde en büyük ibadetlerden biri olup İslam'ın beş şartından üçüncüsüdür ve onsuz din sahih olmaz;zira Allah Subhanehu ve Teala, Kitabında zekâtı farz kılmış ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de sünnetinde onu teyit etmiş ve sahabeler de zekâtı engelleyenlerle savaşma konusunda ittifak etmişlerdir. Nitekim 13 yüzyıldan fazla bir süre boyunca süren İslam Devleti'nde zekât, şerî bir şekilde alınmış olup etkisi o kadar büyük olmuştur ki, İslam Devleti'nin bazı dönemleri, zekât mallarının bolluğu nedeniyle yoksulların sayısındaki azlığa tanık olmuştur.

Kâfir Batı'nın ülkemize dayattığı kapitalist sistemin gölgesinde zekât, anayasada belirlenen şekilde tahsil edilmesi ve dağıtılmasından dolayı şerî bir farz olarak doğru bir şekilde alınmamaktadır.Nitekim Husi yönetimi de aynı yolu izlemiş olup onlar da insanların gözetilmesini önemsememekte, aksine sadece verginin toplanmasını önemsemektedirler; bu yüzden İslam'a aykırı olduğu halde alınan bu vergilerin gerçekliğine bakan bir kimse, aşağıdaki hususları görecektir:

Birincisi: Bu vergiler mükelleflerden, belirlenen şerî kurallara bağlı kalınmak yerine, kişisel ve öznel takdirlere dayalı olarak alınmaktadır.Oysa şerî olarak farz olan zekâtın alınması için, ticari malların değerinin 20 altın dinara (85 gram altına eş değer) ulaşması gerektiği gibi bu malın üzerinden de bir yılın geçmesi şarttır.Ancak gerçeklikte meydana gelen şey, tahsildar ile zekât veren arasında yapılan müzakere ve tartışma, genellikle yaklaşık bir meblağ üzerindeki anlaşma ile sonuçlanmakta olup şerî kurallara dayanmamaktadır!

İkincisi: Eski ve yeni zekât kanununda zekâta tabi olan sınıflar belirtilmiştir; oysa şeriatta nakit paralar ve hayvanlar için zekâtın vacip olduğu geçmesinin yanı sıra kanun buna, ticari mallarda da zekâtın zorunlu olduğunu eklemiş olup bu mallar arasında arazi ve gayrimenkuller ile bunların faydaları, ekinler ve meyveler, ticari amaçla satılmak üzere yetiştirilen kümes hayvanları da yer almaktadır.Ancak bu genişleme, zekâtın, bu mallarından elde edilen kârlardan değil de, bu malların aynilerinden zekât alınmasına yol açmaktadır ki bu da şer’an doğru değildir; dolayısıyla bu kanun, zekâtın tüm ekilen ve üretilen şeylere değil, zekâtın sadece şeriatın belirtmiş olduğu mahsul ve meyvelere vacip olduğuyla sınırladığı şerî nâsslara aykırıdır.

Üçüncüsü: Zekât paraları aracılar ve iltimaslar yoluyla dağıtılmakta olup dağıtımında çoğunlukla şerî hak sahipliği değil, gruba olan bağlılık gözetilmekte ve zekât şerî olarak hakkı olmayan kimselere verilmekte olup bu da belirlenen zekât harcamalarına açıkça aykırıdır.Buna dair örneklerden biri, toplu düğünlerin zekât mallarından finanse edilmesidir; oysa İslam'da bu tür harcamalar, gözetim işlerinden olması itibariyle devletin bütçesinden karşılanmalıdır; bu arada zekâtın, özellikle şeriatın belirlediği sekiz sınıfa harcanması gerekir.

Husilarin otoritesi, apaçık olduğu üzere İslam'a aykırı davranmakla yetinmemiş, aksine kâfir Batı'nın İslam'ın hükümlerine aykırı olarak dayattığı kanunları kaldırmak yerine, “Zekât Mahkemesi” adı altında bir mahkeme kurmuştur; bu mahkeme, vergi toplama ve dağıtımında aşırıya kaçanları muhasebe etmek için değil, aksine ödeme yapmakta aciz olan veya zulme maruz kalan zayıf ve yoksulları takip etmek için kurulmuştur. Böylece zekât, bir merhamet ve dayanışma farzı olmaktan, İslam'ın ruhuna ve adaletine aykırı bir şekilde bir zulüm ve ceza aracına dönüştürülmüştür. Bu yüzden asıl olan, mustazafların takip edilmesi değil, batıl kanunların ilga edilmesidir ki bu da ancak adaleti tesis edecek, kendi bünyesinde yaşayanların insanlığını ve onurunu koruyacak, Müslüman olsun gayrimüslim olsun otoritesine boyun eğecek İkinci Raşidi Hilafetin gölgesinde mümkün olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Sadık Es-Sarari– Yemen

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.