- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Büyük Mısır Müzesi, Firavunların Yüceltilmesi ve Kamu Malının Heder Edilmesi Demektir!
Haber:
Bazı tahminler ve resmi açıklamalar, yeni Mısır Müzesi'nin toplam maliyetinin 1,2 trilyon ile 1,5 trilyon ABD Doları arasında olduğuna işaret ediyor; bu arada 2023 yılı istatistikleri, Mısır'daki yoksulluk oranının nüfusun %36'sını aştığını, 2025 yılı istatistikleri ise nüfusun %60'ından fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığını göstermektedir.
Yorum:
Büyük Mısır Müzesi'nin açılışı, maddi ve akidevi olarak Mısır devleti tarafından benimsenen en başarısız projelerden biri olarak kabul edilmektedir; zira bu proje maddi açıdan son derece maliyetli olup devlet, bu çok maliyetli olan projeyi tamamlamak için yabancı ve yerli bankalardan aldığı kredilerin faizini geri ödemek zorunda kalacak ve tüm bu geri ödemeler Mısır halkının, onların emeklerinin ve terlerinin pahasına olacaktır.
Bu başarısız proje için heder edilen devasa paralar, yoksulluk sınırının altında yaşayan ve gıda, barınma, sağlık hizmetleri, eğitim ve altyapıya ihtiyaç duyan Mısırlıların üçte ikisine hizmet etmek amacıyla insanların çok ihtiyaç duyduğu hayati projeler için harcanmış olsaydı daha iyi olurdu.
Fikri ve hadari açıdan olana gelince; bu müze insanların zihinlerinde tağut ve küfür fikrini pekiştirmekte ve Mısırlıları, firavunların torunları olduklarına inandırarak Firavunluğun tarihsel döneminin Mısır tarihinin en görkemli dönemi olduğunu, bu medeniyetin tarihsel olarak Yunan, Pers ve Çin medeniyetlerinden önce geldiğini ve tüm Mısırlılar için gurur ve onur kaynağı olmaya devam edeceğini söyleyerek Mısırlıları aldatmaktadır. Sanki Mısırlılar Müslüman değilmiş gibi, sanki İslam hadaratı onlara ait değilmiş gibi, sanki Kur'an okumuyorlarmış gibi, sanki Firavun ve askerleri küfürleri, zorbalıkları, inatları, insanlara zulmetmeleri, Allah'ın peygamberi Musa Aleyhisselam'a karşı çıkmaları, kibirlenmeleri ve Firavun'u en yüce Rableri ilan etmeleri nedeniyle boğuldukları kıssasını bilmiyorlarmış gibi.
Mısır'da iyiliği emredip kötülükten nehyeden bazı müminler, Firavun'u yüceltme fikrini kınadıklarından dolayı tutuklandılar, eziyet gördüler, imajları medya önünde çarpıtıldı, hükümetin elektronik sinekleri onlara zarar vermek için görevlendirildi, onları en çirkin sıfatlarla tanımlayarak fitne çıkardıklarını iddia ettiler!
Dini kurumlar arasında aşağılık bazı kişiler de kiralık borazanlar olarak görevlendirildiler ve tiran Sisi rejiminin insanları sindirmek ve susturmak için kullandığı bu uyumsuz seslerden biri de Mısır Darü'l-İftası'nda çalışan ve kurumun fetva sekreteri olarak nitelendirilen Hişam Rabi'dir; nitekim Firavun ve askerlerine karşı çıkan Firavun ailesinden bir mümin hakkında Kur'an ayetleri okuyan müze ziyaretçilerinden biri eleştirilmiş ve onlara karşı çıkması nedeniyle o mümin kişiyi öldürmüşlerdi; o ise, onlara karşı sözle cihat etmesinden dolayı cennete girmişti.Hişam Rabi bu Ku'ran okuyan kişi hakkında şu yorumda bulunmuştu: “Firavun'un kıssası gibi belirli ayetlerin özellikle Büyük Mısır Müzesi'nde seçilip okunması, ümmetin tarihini ve medeniyetini barındıran bu yerin şirk evi olması gibi tehlikeli bir ima taşımakta olup bu yaklaşım, büyük bir münker ve Kuran'a karşı saygısızlıktır.” Mısır Darü'l-İftası'nda çalışan ve İslam'ı savunması gereken bu Hişam, pagan Firavun uygarlığıyla gurur duyuyor ve onun şirk olarak nitelendirilmesini reddediyor; sonra rejimin diğer bazı kuyrukları o kadar küstahlaşmışlar ki Firavun'u savunuyorlar ve onu belki de bir mümin olarak nitelendiriyorlar!
İnsanlığın bildiği en büyük tiranı çaresizce savunan rejimin korosunun takındığı bu utanç verici tutumlar, ikiyüzlü medya figürleri ve kendilerini yalan ve iftirayla “din alimleri” olarak adlandıran kişilerden oluşan bu koronun ulaştığı fikri ve ahlaki çöküşün düzeyini ifade etmektedir.
İyiliği emredip kötülükten sakındıran Mısırlı müminler için, böylesine (büyük) bir Mısır müzesinin kurulması, ümmetin enerjilerini devrim ve değişim yolunda patlatacak yeni bir öfke dozundan başka bir şey olmayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî