Logo
Bu sayfayı yazdır
İslami Toplumda Tevhid Ağacının Dikilmesi!

بسم الله الرحمن الرحيم

İslami Toplumda Tevhid Ağacının Dikilmesi!

“Din Allah ile kul arasındadır” veya “İslam sadece camide konuşulur.” Bu tür sözleri toplum içinde, hatta Müslümanlardan bile sık sık işitiyoruz. Zira Laiklik ve liberalizm, özellikle kamusal alanlardaki işlerini yürütürlerken, dahası kamusal hayattaki işlerini yerine getirmek için Laik yasalarla düzenleme yaparlarken İslam beldelerini etkileyen kronik hastalıklar haline gelmiştir. Çünkü din, sadece kenar köşelerde ve özel yerlerde tartışılmaktadır.

Bunun sonucunda bugün birçok Müslüman, doğru ve yanlışı ayırt etmekte aciz ve isteksizdirler. Zulme karşı gereken cevabı veremezken, dahası fesada ve kötülüğe karşı da sessiz kalmaktadırlar. Aynı şekilde Müslüman kadınlar da artık görev ve haklarını ayırt edemiyorlar. Zira onlar da kendi hakları için mücadeleye odaklanmalarını sağlayan feminizm büyüsünün cazibesine kapılarak davet görevi de dahil olmak üzere evdeki ana yükümlülüklerini ihmal etmektedirler.

Bu, akideye isabet eden semptomların bir görüntüsüdür. Zira bu dünyevi ifadeler, kötü cümlelerdir. Nitekim Allahu Teala bunu, İbrahim suresinde şöyle nitelendirmiştir: وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِن فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِن قَرَارٍKötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer.” [İbrahim 26]

Tefsiru’l Muyesser, bu tür kötü sözleri, yani küfür sözlerini açıklamakta, bunları yemişi ve tadı kötü olan bir ağaca benzetmektedir. Bu ise faydası olmayan ve tadı acı olan Hanzal (zakkum, Ebu cehil karpuzu veya karga kabağı denilen bir bitki türü) ağacıdır. Dolayısıyla bu, hiçbir faydası ve hayrı olmayan bir küfürdür. Bu ağacın devrilmesi çok kolaydır. Çünkü kökü yüzeye yakın olup uzun dalları da yoktur. Kâfir de aynı şekildedir: Zira onda sertlik ve hayır olmadığı gibi onu Allah’a yükselten salih amellerden hiçbir şey de yoktur.

Bu açıklayıcı resim, oldukça dakik olup insan yapımı Liberal kanunların benimsenmesi nedeniyle günümüz Laik toplumunun yıkımının resmine de uygun düşmektedir. Zira Laik sözler toplumdaki değerlerin ve yasaların düzenini doldurduğunda büyük zararlar kaçınılmaz hale gelecektir. Dolayısıyla kötü ağaç gibi Laik toplumda, kolayca çöken, bir kez meyve veren ve başkalarına fayda sağlamayan Hanzal ağacı gibi psikolojik ve kişisel rahatsızlıkları olan zayıf insanlar üretecektir.

Acı meyve; fesat ve çöküşle dolu modern yaşamın kesin bir gerçeğidir. İnsan medeniyeti, insanı onurlandırmada artık fıtrata (içgüdülere) göre hareket edemez, dahası bu, dünyevi maddeye bir ibadettir. Bundan dolayı Nebi Muhammed’in şu kavline dikkat edelim: أَمَّا الْمُهْلِكَاتُ: فَشُحٌّ مُطَاعٌ، وَهَوًى مُتَّبَعٌ، وَإِعْجَابُ الْمَرْءِ بِنَفْسِهِHelaka götürenler: Kendisine itaat edilen cimrilik, kendisine uyulan hevâ ve bir kimsenin nefsine mağrur olup başkalarından kendini üstün görmesi.” [Taberani] 

Bu hadis bize, küfre devam etmeleri durumunda insanların başına gelecek olan üç zarar ve yıkımı haber vermektedir; nitekim Laik toplumun güçlü özelliklerinden biri de, bugün Laik Kapitalizmin gelişiminde güçlü bir akım haline gelen bireyselcilik ve başkalarına karşı kayıtsız kalmaktır. Yıkım semptomlarından bazıları şunlardır; birincisi mal sevgisi hastalığı ve fakirlikten korkmak, ikincisi ise Liberal şehvet, kendisine takıntılı olma ve narsist sendromudur (kişinin sürekli kendisini aşırı derecede üstün görmesi şeklinde ortaya çıkan kişilik bozukluğudur).

Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sözleri, hala bu asırla ilgili bir vesika olmaya devam ediyor. Hatta modern insani gelişme sürecinde örnek bir model haline gelmiştir. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Arap çölündeki sıradan insanlardan oluşan ilk nesli, küresel oyuncular haline gelebilecek kişiliğe sahip bireyler haline getirmeyi başarmıştır. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kendilerini cehalet zincirlerinden kurtarabilen bireyler olmalarının yanı sıra asil bir gündemi ve vizyonları olan ve dünyadaki rollerini ahiret hedefi ile ilişkilendirebilen insanlar olmaları için bir grup sahabeyi gözetimi altına almıştır.

Bu yüzden bu ikili sendrom devam ederse, kökler virus karşısında zayıf kalabilir ve gövde ve üzerindeki her şeyi destekleme imkanı bulamayabilir korkusuyla inancımızın köklerini incelememiz gerekir. 

Çünkü Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, insanlığın nefsine tevhid akidesini ekmiştir. Zira İslam’da tevhid akidesi, güzel söz olarak adlandırılmakta, güzel söz de güzel bir ağaca benzetilmektedir. Bu ağaç ise, kökleri yerin derinliklerine kadar inerken dalları göklere kadar yükselen ve çevresindeki doğaya fayda sağlayan tatlı meyveler veren güzel bir ağaçtır. Şimdi Allahu Teala’nın şu kavline dikkat edelim: أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلاً كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي ٱلسَّمَاءِ * تُؤْتِى أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَGörmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti). (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.” [İbrahim 24-25] Bu ayetten anlaşılan, tevhid ağacının doğasının mütekamil olduğu ortaya çıkmaktadır; çünkü kökü birdir. Yani dalları yüksek ve meyveleri çok olsa da kökü ve kaynağı tektir. Dolayısıyla her şeyi olan bir ağaç olup ayrı parçalardan oluşan bir birim değildir. Bu nedenle bir Müslüman, kesinlikle ikili bir zihniyete veya bölünme sendromuna sahip olmayacaktır. Örneğin dini hayattan ayırmak, küresel bilgiyi dini bilgiden ayırmak veya ümmetin sorunlarını kişisel sorunlardan ayırmak gibi. Bunun da ötesinde bu ikili zihniyet, insan nefsindeki şahsiyetin bölünmesine ve daha geniş anlamda toplumun yıkımına yol açan Laik düşünme yollarının miras bıraktığı dallardır.

La İlahe İllallah akidesiyle birlikte Müslüman, takvayı hayatın merkezi, davayı ana gündemi, İslam’ın tatbik edilmesini hayatının en yüksek ideali, değişim gündemini hayattaki mesajı ve insanlara faydalı olmayı başarının bir ölçüsü yapacaktır. Böylece tüm kişisel rollerimiz, güneş sistemi gibi tüm düzeylerde davetin etrafındaki yörüngeler olması için bunları takip edecektir. Zira bu, tevhid ağacının bir Müslümanın amelinde yüksek ve heybetli olduğunun bir göstergesidir. Dolayısıyla ne kadar büyürse, insanlara örnek iyilerden olmaları için insanlara olan faydası o kadar artacaktır.

İnsan nefsine tevhid ağacını dikmek için gerçekten Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in örnekliğini taklit etmemiz gerekmekte olup bu süreç de zaman da dahil olmak üzere yerine getirilmesi gereken birtakım şartları gerektirir. Tıpkı hammaddelerin, organizmanın, iklimin, dinlenmenin ve zamanın karıştırılmasıyla karmaşık bir şekilde oluşan toprak misali. Bu nedenle acil bir süreç yoktur. Zira mesele, aramızda tevhidin büyümesi için ümmetin hocaları, vahyin hidayeti, İslam kültürü, sabır, derin ve aydın düşünce, acılara dayanma gücü, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak gibi muhlis alimlerin olmasını gerektirir. Allahu Teala’nın şu kavli gibi: وَاللَّهُ أَنْبَتَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ نَبَاتاًAllah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmiştir.” [Nahl 17]  

Veya insanlığı köleliğin zincirlerinden kurtarmayı ve onu Allah Subhanehu ve Teala’ya ibadet etmeye götürmeyi amaçlayan kurtuluş sözleridir. Görünen o ki Müslümanlar, Demokrasinin kirli siyasetini ve Kapitalist ekonominin açgözlülüğünü anlamak için giderek ümmete tevhid mefhumları sağlayan İslami siyasi bir bilinçle şekilleniyorlar. Nitekim Vela (Allah için sevmek) ve Bera (Allah için buğzetmek) yoluyla Müslümanlar, yöneticilerin İslam’a nasıl ihanet ettiklerini ve Batılı işgalcilerin açgözlülüklerini giderek daha açık bir şekilde görmeye başlayacaklardır. Bunun sonucunda tevhid akidesi, ümmetin değişim ve harekete geçme bilinciyle birlikte daha da artış gösterecektir. Nihayetinde ümmetin mücadelesinin önceliği, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde İslami hayatı yeniden başlatmak olacaktır.    

İslam düşmanlarının komploları ümmetin yükselişini engellemek için çalışmaya devam edecek olsa da ağacın bu büyüyen etkisi genişlemeye ve meyve vermeye devam edecek ve toplumda değişimler ve güzellikler olacaktır. Nitekim Allahu Teala, İslam’ın savaşçılardan eksik olmayacağını garanti etmiştir. Dolayısıyla toplum içerisinden derin bir bağlılığa sahip bilinçli bireylerin safları çıkmaya ve değişim için rollerini oynamaya devam edecektir. Ayrıca onlar, Müslümanların dünyadaki varlıklarının bu dünya hayatında İslam risaletini yayma sorumluluklarıyla bağlantılı olduğunun farkında olacaklardır. Aynı zamanda Müslümanların risaleti yayma konusundaki isteksizliğinin veya yetersizliğinin insan medeniyetinde sefalete ve yıkıma yol açacağının da farkında olacaklardır.   

Sonuç olarak cehaletle savaşmak ve İslami iyileştirmeler yapmak için davette bulunmak ve bir topluluğa katılmak, ümmet içinde tevhid ağacının büyümesini hızlandıracak ana faktörlerdir. Çünkü Nebilerin ve Peygamberlerin mücadelesine uygun olan budur. Dolayısıyla tatlı meyveleri olan ve sabır ve azim ile büyümesi yıllar alan büyük ve güçlü bir ağaç gibi Allah’ın izniyle bu davette çok yakında meyvesini verecektir inşallah.

قَالُوْا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْراً وَّثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكافِرِيْنَRabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” [Bakara 250]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Fika Komara

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.