Logo
Bu sayfayı yazdır
Köklü Değişime Giden Yol, Fikrin Sahibiyle Bağlantısıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Köklü Değişime Giden Yol, Fikrin Sahibiyle Bağlantısıdır!

İslam ümmetini İslam ile kalkındırmak amacıyla samimi bir şekilde çalışanlar için, ümmetin ne hale geldiği ve yiyicilerin yemek kabına üşüştükleri gibi milletlerin de ümmetin üzerine üşüştüğü hiç kimse için bir sır değildir. Ayrıca ümmetin ulaştığı boyutun kendi gerçekliğinde netleştiği, ümmetin trajedilerinin ve acılarının sebebini artık net bir şekilde bildiği, bu sebebin özellikle sömürgeci kafir, hain yöneticiler ve sömürgeci kafirin, ümmete eziyet etmek, onun zenginliklerini yağmalamak ve onun, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetini kurarak sömürgeci kafirin hegemonyasından kurtulmasını engellemek için ümmetin başına diktiği rejimler olduğu gözlemciler için de bir sır değildir.

Bu nedenle ümmet içerisinden, sosyal medya üzerinde birçok davetçi ve etkili kişiler ortaya çıkmış bunlar, hastalığın kaynağı ve sıkıntının temeli hakkında konuşuyorlar, dolayısıyla da çok sayıda takipçi ediniyorlar. Çünkü onlar, insanların acılarını dile getiriyorlar ve bu da başına gelen sıkıntıdan dolayı ümmete bir tür rahatlama ve sabır veriyor. Ancak onlar insanlara, özellikle durumlarını iyileştirecek ve izzetlerini geri kazandıracak hadari bir alternatif olan Hilafet olmak üzere onları içinde bulundukları sefaletten çıkaracak doğru bir çözüm sunmuyorlar.

Bu davetçiler ve etkili kişilerde bulunan eksiklik, hem kendi bilinçlerini hem de ümmetin bilincini, ümmetin gerçekliğine, acılarının kaynağı olan yöneticilere ve rejimlere ve kendisi için çalışılması gereken çözüme bağlamamalarıdır. Ayrıca durumu daha iyi bir durumla değiştirmenin sadece ümmetin sorumluluğunda olduğunu ve durumu daha iyi bir durumla değiştirmek amacıyla çaba gösterenler için yeterlilik hasıl olmadığı sürece durumun kendiliğinden değişmeyeceğini ve bunun başkalarının ya da onlardan bir grubun görevi olmadığını açıklamıyorlar.

Bu davetçilerden var olan en büyük eksikliğe gelince; Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmayı temsil eden siyasi İslam’ın, hem kendilerini hem de Müslümanları yeryüzünde Allah’ın şeriatıyla hükmetme vacibinden kurtaracak bir çalışma olduğunu bilmelerine rağmen, ancak ümmeti içinde bulunduğu durumdan çıkarıp onun durumunu istenilen durumla değiştirmenin garantisinin sadece bu çalışma olduğunu açıklamıyorlar. Bu gaye için çalışan tek partinin Hizb-ut Tahrir olduğunu bilmelerine ve bunun kendileri için diğer sıradan insanlara nazaran daha çok farz olmasına rağmen Hizb-ut Tahrir ile çalışmıyorlar. Dahası bu amaç ve bu proje için, Allah'ın izniyle ortaya çıkacak grupla çalışmaktan ziyade, tek başlarına çalışmayı tercih ediyorlar. Hatta onlardan çoğu, bu çalışmanın lideri olan partiyi zikretmedikleri gibi parti onlar için cankurtaran simidi olmasına rağmen insanları partiyle çalışmaya davet etmiyorlar. Bunun tek nedeni ise kendisinden kurtulmayı hayal ettikleri bu rejimlerin izin verdiği sınırlar içinde çalışmaya devam etmek istemeleri olup ideolojinin güvenliği, onu yardım etme ve onun iktidara ulaşması pahasına güvenlik ilkesini tercih ediyorlar.

Ümmetin gerçekliği ve ona isabet edenlerin bilincinde olmak, bu bilinç düzeyinde durmak ve ideolojiyi iktidar taşımak için sadece tek bir eyleme ihtiyaç vardır ki o da, çözümün sahipleriyle bağlantısıdır. Ümmette şu anda eksik olan şey, Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmak, onun etrafında kenetlenmek ve liderliğini ona teslim etmektir ki böylece ümmet birlik ve tek bir beden haline gelebilsin. Bu nedenle davetçilerin ve Hizb-ut Tahrir içinde çalışanların çabalarını, çözümü sıkı sıkıya partiye bağlamaya odaklanmak olması gerekir ki böylece -eti ve kemiğiyle- parti, değişim sürecini gerçekleştirmek, geriye kalan son adımı tamamlamak ve rejimleri devirip onların yerine Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak için ümmete liderlik edebilsin.

Çözümü partiye ve parti içindeki siyasi şahsiyetlere bağlamanın gerekliliğinin anlamı, aşağıdaki noktalarda özetlenebilir:

1- Çözümün pratik yönüne vurgu yapılması ve bunun sahipleriyle bağlantısı: Parti, bir fikrin, onu ciddiyetle taşıyan ve onun uğrunda fedakarlıklar yapan şahıslar veya siyasi cemaatlerle bağlantısı olmadığı sürece canlı ve güçlü olmayacağına inanmaktadır. Dolayısıyla değişim fikri, arılıkları, temizlikleri, doğrulukları ve cesaretleriyle bilinen adamlara atfedildiğinde, samimi bir taşıyıcısı olmayan ve bazı insanların zihninde veya kitap sayfalarında felsefi bir teori olarak kalmaya devam eden salt bir fikir olmasının aksine daha güçlü ve çekici bir hale gelir. Yaratılanların efendisi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem de böyle yapmıştır. Zira kendisini ortaya çıkarmış, gece gündüz gizlemeden kendi fikrine davet etmiş, Kureyş kendisine karşı çıkıp ona ve sahabesine eziyetler etmesine rağmen açık, net ve doğru olan metodunu değiştirmemiştir.

2- Fikrin, davet etme halinden, gerçek bir çalışmaya dönüştürülmesi: Parti, İslam ile yönetme fikrinin, sadece minberlerde veya sosyal medyada konuşulacak bir fikir olmadığına, aksine sahada uygulanması gereken bir proje olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle fikrin, onu somut bir siyasi gerçekliğe dönüştürmek için çalışan parti ve ona bağlılıklarıyla bilinen gençleri gibi gerçek siyasi liderlerle bağlantılı olması gerekir. Ayrıca parti ve davet taşıyıcısı, ismi ve sembolüyle parti adına ümmetin liderliğini ve yönetimi talep etmekten çekinmemelidir. Aynı şekilde Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yolu da budur. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem, liderlik ve yönetimin, kendisiyle Kureyş arasında bölünüp paylaşılmasını kabul etmemiştir.

3- Fikrin, tahrifattan ve kontrol altına alınmaktan korunması: Eğer fikir soyut olarak kalır ve taşıyıcısı bilinmezse, rejimlerin ve hasımların onu şekli olarak benimsemeleri, sonra da içeriğini boşaltmaları kolay olur. Nitekim benzer bir durum IŞİD'in, sözde Hilafeti ilan ettiğinde yaşanmıştı. Ama fikir asıl sahipleriyle bağlantılı olursa, onu kimin temsil ettiği ve kimin içeriğini boşalttığı insanlara açık hale gelir, böylece fikre olan sadakat, gerçek ve samimi taşıyıcılarıyla bağlantılı olarak kalmaya devam eder.

4- Genel uyanıklığa dayalı kamuoyu oluşturmak: Bu, insanlar tarafından bilinen ideolojik liderliğe dayanmalıdır. Parti, fikrin taşıyıcısı ve siyasi temsilcisiyle bağlantısı olmadığı sürece genel uyanıklığa dayalı kamuoyunun oluşmayacağına inanmaktadır. Zira insanlar, boşlukta olan fikirlerin peşinde hareket etmezler; aksine insanlar, bu fikirleri somutlaştıran ve ona davet eden adamların veya siyasi varlıkların etrafında toplanırlar.

5- Fikrin ideolojik taşıyıcısının, fırsatçılardan ayırt edilmesi: Bu bağlantının faydalarından biri, kendi çıkarları veya başka rejimlerin projelerine hizmet etmek için değişim fikrinin dalgasına binmeye çalışanları ifşa etmektir. Bu nedenle bu fikrin parti ve partinin gençleriyle bağlantılı olduğu insanlar için açık olması gerekir ki böylece yanlış alternatiflere aldanmasınlar.

Ferdi çalışma veya Hilafeti kurmak için çalışanların sahipleriyle ve onları birleştiren partiyle bağlantısı olmayan bir çalışma, yasal olarak izin verilen bir çalışmadır; çünkü rejimler bu çabaların kendileri için varoluşsal bir tehdit oluşturmadığının ve ne kadar yoğun ve çok olursa olsun değişim hedefini gerçekleştirmeye yol açmayacağının farkındadırlar. Bu yüzden insanlara başına gelen trajedilerini anlatan birinin takipçi ve hayranlarının sayısı ne kadar fazla olursa olsun, bu sayılar daveti iktidara taşımayacaktır. Eğer davetçiler, kendilerini takip eden kalabalıkların sayısı ve coşkusuyla meşgul olurlarsa, kendilerinden daveti iktidara taşıyan siyasi ve şerî çalışmayı üstlenmeleri istendiğinde bu takipçiler onları hızla terk edeceklerdir. Dolayısıyla sorumluluk ve gerçek çalışma talebiyle karşı karşıya kaldıklarında, medya coşkusundan ilgisizlik durumuna geçeceklerdir. İşte onlar, Subhanehu ve Teala’nın haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir: يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً حَتَّى إِذَا جَاءَهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْئاًSusayan onu su zanneder; nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamaz.” [Nur 39]

Buna göre parti, fikrinin kendisi ve gerçek taşıyıcılarıyla bağlantılı olmasının, onu, etkili, pratik, çarpıtılmaya karşı korunmuş ve bilinçli siyasal liderlerle bağlantılı bir fikir haline getireceğine inanmaktadır. Bu yüzden havada asılı kalan ya da düşman, cahil ya da saptırıcı güçler tarafından ele geçirilen fikirlerin aksine, fikirleri sahada gerçekleştirmenin yolu işte budur. Bu nedenle davet taşıyıcıları da dahil olmak üzere samimi kişilerin gerçekleştirdiği tüm amellerin, aslının, faslının ve kaynağının bilinmesi gerekir. Bunu da Allahu Teala’nın şu kavli doğrulamaktadır: قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُواْ إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ(Rasulüm!) De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.” [Yusuf 108]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Muhacir – Pakistan

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.