Logo
Bu sayfayı yazdır

Bir Sorunun Cevabı

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru: "Değişim", insanın kontrol ettiği dairede midir? Şayet durum böyleyse insan, zamanın ve mekanın değişimine tahakküm edebilir mi? Dolayısıyla zaman uzar ve değişim meydana gelmezse bu, değişim için çalışanların hatalı olması mı demektir? Yoksa "değişim", insanı kontrol eden dairede midir? Şayet böyleyse o halde: إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنفُسِهِمْ "Muhakkak ki Allah, bir kavimde olanı değiştirmez, tâ ki onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe!" [er-Ra'd 11] ayet-il kerimesinin medlulü nedir?

Cevap: Soruda geçen "değişim" kelimesinden maksat "değişim için çalışmaksa" evet değişim insanın kontrol ettiği dairede yer alır ve bu husustaki şeri hükümler vazıhtır.

Yok eğer değişimden maksat: "onu gerçekleştirmekse" bu doğru değildir. Çünkü değişimi gerçekleştirmek insanı kontrol eden dairededir. Dolayısıyla bazen insan, ciddiyet ve gayretle çalıştığı halde arzulanan değişim istendiği gibi meydana gelmeyebilir. Bazen de değişim kısa yada uzun bir zaman geçtikten sonra gerçekleşebilir ...

İnsan, amelinden dolayı muhasebe edilmeden önce kendisini muhasebe etmelidir ki kusurları telafi etsin, ciddileşsin, gayret göstersin, bu üslubu alsın, şu üslubu terk etsin, sulukunda bulanıklık gözlemlediğinde onu değiştirsin ve Allah Subhânehu ile bağını güçlendirsin.

Ancak tüm bunlar, şerden hayra ve batıldan hakka değişim için çalışmanın gerekliliğini gerektiren şeri hükmün edası içindir.

Ancak bunun şu yada bu yerde bugün yada yarın malum bir zamanda yakinen gerçekleştirilmesi insanının kontrol ettiği dairede değildir. Bilakis bu insanı kontrol eden dairededir.

Bunun delili ise Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in siretinden ve fillerinden dolayıdır. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], Mekke'de gönderildi ve orada on senenin üzerinde çalıştı. Buna rağmen değişim meydana gelmedi... Burada Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in çalışmasında hata etmiştir diye bir şey söz konusu olamaz.

Ardından o gurup Mekke'ye geldi... Birinci ve İkinci Akabe Biati gerçekleşti... Musab [Radıyallahu Anh], bir sene içerisinde Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Mekke'de gerçekleştirdiğinin çok çok üzerinde olan Medine'de bir değişim meydana getirdi. Oysa Musab'ın çalışması, kesinlikle Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in çalışmasıyla kıyas edilemez... Ardında devlet Mekke'de değil Medine'de kuruldu...

Binaenaleyh değişim için en güzel muhkem bir amelle çalışmak, üslupları ve imkanları güzelleştirmek ve birçok mekanda çalışmak... tüm bunlar insanın kontrol ettiği ve muhasebe edileceği dairedir. O halde yol uzasın yada kısalsın insan değişim için ciddiyetle çalışmalı, yolun zorlukları azmini kırmamalı, musibetler onu pes ettirmemeli ve engeller azmini zayıflatmamalıdır. Aksine dimdik olan sıra dağlar gibi hak üzere sebat ederek yüce dağlar şeklinde dosdoğru kalmalı, en güzel muhkem amelinden dolayı gece-gündüz kendisini muhasebe etmeli, Allah'a dayanmalı, kendisine nusret vermesi ve lütufta bulunması için gece-gündüz O'na dua etmelidir...

Değişimi gerçekleştirmeye gelince; bizi kontrol eden dairededir. Dolayısıyla bizler, bugün yada yarın şu zamanda yada şu mekanda onu gerçekleştiremeyiz. Bunun içindir ki yolun uzaması veya zorlukların üst üste binmesi durumunda karamsarlığa veya ümitsizliğe kapılmamız doğru değildir. Aksine çalışmaya devam etmeli, sadakati, ihlası, ciddiyeti ve gayreti elde etmeye çalışmalı, üslupları güzelleştirmeli ve gözden geçirmeliyiz... Muhakkak ki Allah, salihleri iktidar kılacaktır.

Yine yolun uzaması, insanın değişim için çalışmasının illa da başarısız veya hatalı olduğu anlamına gelmez. Zira Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], Mekke'de değişim için çalışmış, kendisine karşı koyulmuş, birçok kez nusret talebinde bulunmuş, ancak onlar bunu reddetmiş, hatta bazılarının tepkileri kanlı olmuştur... Ardından Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in gönderildiği Mekke'de değil de Medine'de nusret meydana gelmiştir... Hiçbir kimse, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], başarısız yada hatalı olup Musab [Radıyallahu Anh]'ın çalışmasında kusursuz olduğunu aklının ucundan bile geçirmesin!

Şu ayet-il kerimeye gelince:

إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنفُسِهِمْ "Muhakkak ki Allah, bir kavimde olanı değiştirmez, tâ ki onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe!" [er-Ra'd 11] Şeri bir hükme ilişkindir ki o, arzulanan değişim için çalışan bir kimse ciddiyet, gayret, sadakat ve ihlas ile çalışmalıdır. Zira Allah Subhânehu, değişimi tembeller ve uyuyanlar için değil bilakis ciddiyet, gayret, sadakat ve ihlas ile çalışanlar için gerçekleştirecektir.

Velhasıl:

1. Arzulanan değişim için çalışmak bir farz olup insanın kontrol ettiği dairededir.

2. Değişimi bugün yada yarın şu veya bu mekanda gerçekleştirmek insanı kontrol eden dairededir. Bunun içindir ki vaat edilen nusret geciktiğinde ümitsizliğe kapılmak veya oturmak caiz değildir.

3. Yolun uzaması çalışanların illa da hatalı olduğu anlamına gelmez. Bilakis bu, Allah Subhânehu'nun şöyle buyurduğu gibidir:

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا "Kesinlikle Allah emrine galiptir. Allah, her şey için bir kader koymuştur." [et-Talâk 3]

4. Allah Subhânehu, değişimi tembeller ve uyuyanlar için değil bilakis sadık ve muhlis şekilde çalışanlar için gerçekleştirecektir. Allah, Veliyy-ut Tevfîk'tir.

 

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.