حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Amerika
Medya Bürosu
| No: ABD-BA-2025-MB-TR-14 |
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1447 M. Çarşamba, 19 Kasım 2025 |
Amerika’nın İslami Örgütler Üzerinde Artan Baskı Kampanyası – Teksas Versiyonu
Teksas Valisi Greg Abbott, bu hafta attığı sürpriz bir adımla Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’ni (CAIR) ve Müslüman Kardeşler Cemaati’ni “yabancı terör örgütleri” ilan etti. Bu karar, söz konusu iki örgütün Teksas’ta herhangi bir mülk edinmesini yasaklamakta ve eyaletin, bu örgütlere bağlı olduğu iddia edilen kuruluşlara karşı yasal işlem başlatma yetkisi vermektedir. Abbott her ne kadar bu adımı “radikal aşırılığa” karşı bir duruş olarak formüle etse de, gerçekte bu karar İslami kuruluşlara yönelik sürekli artan bir tehlikeli bir tırmanışı ifade etmekte, Amerika’nın Müslüman tebaasına karşı sergilediği ikiyüzlü tutumu, ifade özgürlüğünü gasp edişini ve devlet zorbalığını bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Abbott’un bu kararı her ne kadar federal düzeyde bir bağlayıcılığa sahip olmasa da, sembolik bir tehdit oluşturmakta ve Teksas Başsavcısı’na, “aidiyet” kriterleri veya uygulama prosedürleri netleştirilmeksizin, CAIR veya Müslüman Kardeşler’le bağlantılı olduğu iddia edilen kuruluşlara karşı dava açma imkanı tanımaktadır.
Abbott’un bu girişimi, sosyal medya saldırıları ve Abbott’un “İslami yerleşke” olarak tanımladığı ve çok sayıda soruşturmaya tabi tutulan Dallas yakınlarındaki Epic City geliştirme projesi de dahil olmak üzere, eyaletin İslami girişimleri mercek altına almasından aylar sonra geldi. Bu adımlar, yasal kisvesi altında İslami toplulukların ve örgütlerin hedef alındığı, aynı zamanda siyasi kazanımlar uğruna İslamofobik histerinin körüklendiği net bir şablonu ifşa etmektedir.
Daha önce Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Senatör Ted Cruz, Müslüman Kardeşler’i ve Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’ni (CAIR) terör varlıkları olarak sınıflandırmaya yönelik devam eden çabalardan bahsetmiş ve bu süreci ulusal güvenlik kaygıları çerçevesine oturtmuşlardı. Bu açıklamalar, İslami örgütlerin ve toplulukların sadece İslami meseleleri savundukları veya Amerikan dış politikasına muhalefet ettikleri için düşman muamelesi gördüğü yerleşik bir şablonu pekiştirmektedir.
Amerika’daki Müslümanlar, on yıllardır ‘terörle mücadele’ ve ‘ulusal güvenlik’ bahanesiyle casusluk faaliyetlerine, fişlemeye, suçlu muamelesi görmeye ve sindirme politikalarına maruz kalmaktadır. Geçmişte hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi yönetimlerin kullandığı İslamofobik söylemler ise, Müslüman topluluğuna yönelik nefret suçlarında endişe verici bir artışa yol açmıştır. Dahası, bu çabalar son iki yılda, özellikle Müslüman toplumların Gazze’deki soykırıma yönelik eleştirileri ve muhalefeti bastırmak için sert tedbirleri teşvik eden yasama değişikliklerini etkileyen Siyonist propaganda nedeniyle daha da yoğunlaşmıştır. Ağustos 2025’te İslami gruplara yönelik bu tırmanışla ilgili bir basın açıklaması yayınlamıştık ve mevcut gelişmeler ışığında şunları hatırlatıyoruz:
Aslında bu mesele, sadece Müslüman Kardeşler ya da CAIR meselesi değildir, tüm Müslüman kuruluşları ve cemaatlerimizi aynı anda etkileyen bir durumdur. Özellikle Müslümanların haklarını savunan veya İslami bir yönetim talep eden kuruluşların siyasi gerekçelerle hedef alınması, İslam’a karşı yürütülen genel düşmanlık politikasından bağımsız düşünülemez.
Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve onun şerefli Ashabı da, Mekke’de sırf insanları İslam’a çağırdıkları için benzer siyasi yasaklara, sürgünlere ve alçakça karalama kampanyalarına maruz kalmışlardı.
İslam, bizlere dinimizi savunmayı, ne pahasına olursa olsun hakkı haykırmayı ve ümmetin iyiliği için tek bir vücut gibi hareket etmeyi emreder. Bu nedenle, Amerika’daki Müslümanlar olarak bizler, hak yolda sarsılmaz bir kale gibi durmalıyız, sesimizi tek bir sese dönüştürmeliyiz, birbirimize kalkan olmalıyız ve bizi sindirip dinimizi gizlemeye zorlayan bu korkakça tehditleri reddetmeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ bize şunu hatırlatıyor:
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ“Müminler ancak kardeştir.” [Hucurat 10]
وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَيُطِيعُونَ اللهَ وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللهُ إِنَّ اللهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” [Tevbe 71]
Biz Hizb-ut Tahrir olarak, bütün İslami kuruluşları birbirlerine sahip çıkmaya teşvik ediyoruz. Mesele tek bir örgüt meselesi değildir, Amerika’daki İslami kimliğimizin bekası meselesidir. Cevabımız vahdet, netlik ve direnç olmalıdır; bu, kolektif gücümüzün bir imtihanıdır.
| حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Amerika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |



