Salı, 27 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/11/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu

No: FL-BA-2025-MB-TR-27 H. 22 Cumâde’l Ûlâ 1447
M. Perşembe, 13 Kasım 2025

İslam Düşmanlarının Yuvası Paris’te Konuşan Abbas, Filistin Yönetimi’nin, Amerika ve Yahudilerin Filistin Davasını Tasfiye Etme, Filistin Halkını ve Çocuklarını İslam ve İslam Ümmetinden Koparma Politikasını Hayata Geçirme Konusunda Oynadığı Mücrim Role Vurgu Yaptı

Abbas ve Macron’un 11 Kasım 2025 Salı günü Paris’te gerçekleştirdiği ve “Filistin devleti anayasasını hazırlamak için ortak bir komisyon kurulacağını” (El Cezire Mubaşir) duyurduğu görüşme, tam bir acziyet göstergesidir. Abbas, tıpkı Allah’ı bırakıp Batılıları Rab edinen diğer bölge rejimleri gibi, yine Batı’dan medet umuyor. Yönünü Paris’e çevirmiş, efendilerinden ‘kâğıt üzerindeki’ devleti için anayasa yazmalarını dileniyor. Hangi devletten bahsediyor? Yahudi varlığının izni olmadan ne içine girebildiği ne de dışına çıkabildiği bir devletten mi? Sözde idari başkenti Ramallah’ı Yahudi varlığının postallarının baskınlarından koruyamayan; güvenlik güçleri Yahudi varlığının askerlerini görünce kaçacak delik arayan bir devletten mi? Yahudi yerleşimciler Batı Şeria’yı kasıp kavuruyor, camileri ateşe veriyor, tarlaları, ağaçları, hayvanları yok ediyor. Peki, Abbas’ın ‘devleti’ ve o ‘kahraman’ güvenlik aygıtları ne yapıyor? Halkın canını ve malını korumak için tek bir adım atmadan, olan biteni korkakça uzaktan sadece izliyor.

Ne yazık ki Abbas bununla yetinmedi. Daha önce Cenin, Tulkarem ve Tubas’ta olduğu gibi Filistin halkını katletmek için kullanılan silahlar dışında Gazze’deki mücahitlerin silahsızlandırılmasını ve silahtan arındırılmış bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etti. Dahası esir ve şehit ailelerinin maaşlarını kesmeyi ve Yahudi varlığının güvenliğini tehdit eden herkesin peşine düşmeyi taahhüt etti. Bütün bu zillet ve boyun eğiş, Trump ve Batı’nın dayatmalarına uymaktan ve Filistin topraklarını gasp eden Yahudi varlığının güvenliğini sağlamaktan başka bir anlama gelmemektedir.

Abbas, tüm bu suçlara ek olarak, “Filistin Yönetimi’nin eğitim müfredatını UNESCO’nun standartlarına uyacak şekilde geliştirmeye devam ettiğini” (El Cezire Mubaşir) vurguladı. Peki neymiş bu UNESCO’nun standartları? Bunlar İslam’ın standartları mı, yoksa İslam düşmanlarının mı?

UNESCO’nun standartları, Filistinli çocukların ruhundan İslami değerleri söküp almakta ve yerine yozlaşmayı, inkârcılığı, ateizmi, zinayı ve cinsel sapkınlığı koymaktadır. Bu standartlar, Filistinli erkekleri ‘adam’ olmaktan çıkarmayı; kadınlarımızı ve kızlarımızı iffet ve hayâdan uzak, Batılı bir yaşam tarzına sürüklemeyi amaçlamaktadır. Bu standartlar, İslam’ın onurunu (izzetini) ayaklar altına alıp yerine zilleti koymayı, cihat, daveti yüklenme ve hakkı söyleme kültürünü yok edip; yerine taviz verme ve aşağılanmayı kabullenme kültürünü getirmeyi hedeflemektedir.

Dahası, mesele sadece İslam düşmanlarını memnun etmek için müfredatı değiştirmekle de kalmıyor. Yönetim, ‘Toplumsal Cinsiyet’ (Gender) kültürünü, cinsel sapkınlıkları, Batılı özgürlükleri, aileyi çökerten yasaları ve çocukların ebeveynlerine isyan etmesini teşvik eden ne kadar şüpheli yapı varsa hepsine okulların kapılarını ardına kadar açtı. Tıpkı Hz. Süleyman’ın asasını içten içe kemirip fark ettirmeden çürüten kurtçuklar gibi, bu yapılar da çocuklarımızı içten içe çürütmektedir. Sonunda o asa devrildiğinde (o çocuklarımız yere yığıldığında), geriye sadece dinin ruhunu, yani ‘İslam’ı’ kaybetmiş, yaşayan ölü bedenler kalacaktır.

Bu suçla eş zamanlı olarak Filistin Yönetimi, eğitim sistemine de ağır bir darbe daha vurdu. Öğretmenlerin maaşlarını keserek, öğrencilerin okullara devamlılığını fiilen bitirerek sistemi çökertti. Artık okullarda haftanın yarısı kadar bile eğitim ve düzenli ders yapılamıyor. Tüm bunlar, ““İsrail” paraları kesti, para yok’ bahanesinin arkasına sığınarak yürütülen; nesilleri bilinçli olarak cahilleştirme, Batılılaştırma ve tahrip etme planının bir parçasıdır.

Abbas ve hempaları, önce ülkeyi peşkeş çektiler ve Filistin’e karşı ihanet komploları kurdular. Şimdi ise ülke ve halkı, Filistin halkının düşmanlarına teslim etmenin peşindeler. Hatta gözlerini o kadar karartmışlar ki, dilediğini yapması için çocuklarımızı kâfirin insafına terk etmek istiyorlar! Bu, öyle korkunç bir kötülük ve öyle büyük bir felakettir ki, tüm Filistin halkının bu ihaneti reddetmek için tek yürek halinde ayağa kalkması elzemdir.

İslam ümmeti, Yahudilere ve onların soydaşları gibi davranan Filistin Yönetimi’ne sessiz kaldığı sürece Filistinli çocukların ve Gazze’nin dökülen kanların vebaline ortak olacaktır! Elinde orduları harekete geçirecek gücü olup da bunu yapmayanların vebali ise iki kat daha büyük olacaktır. Bu vebalden kurtulmanın tek yolu; bu toprakları özgürleştirmek, Filistin Yönetimi’ni de Yahudi varlığıyla birlikte tarihten silip atmak ve Filistin’i, tıpkı Ömer’in fethettiği ve Selahaddin’in özgürleştirdiği gibi, İslam diyarının kalbi olan Şam bölgesinin ayrılmaz bir parçası olarak aslına döndürmektir.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللهِ“İşte o gün, inananlar, Allah’ın yardımına sevineceklerdir.” [Rum 4]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 0598819100
www.pal-tahrir.info
E-Mail: info@pal-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER