حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
| No: SD–BA–2025–RS–TR–82 |
H. 17 Cumâde’l Ûlâ 1447 M. Cumartesi, 08 Kasım 2025 |
Yazar İbrahim Habbani’nin Hilafet İddialarına Yanıt
Yazar İbrahim Habbani, 7 Kasım 2025 Cuma günü et-Tağyir gazetesinin internet sitesinde “İhvan: Dünyayı Yıkma Projesi” başlığı altında bir makale kaleme aldı. Habbani makalesinde, “Siyasal İslam örgütlerinin bir reform projesi değil, devletleri içeriden çökertme projesi olduğunu” iddia etti. Yazar ayrıca, “Siyasal İslam tehlikesinin artık tek bir ülkeyi değil, tüm insanlığı tehdit ettiğini ve modern devlet fikrinin kendisine düşman olduğunu” öne sürdü. Habbani, yazısını “Hartum’dan bir mesaj gönderiyoruz: Halkları, Allah adına yıkımı meşrulaştıran Hilafet yanılsamalarından kurtarın. Dini, iktidar koltuğuna zıplamak için pazarlayan slogan tacirlerinden koruyun!” sözleriyle tamamladı.
Biz de, yazarın İslam’a ve onun pak nizamı olan Hilâfete attığı bu çamura cevaben diyoruz ki:
Birincisi: Bazı İslâmî örgütlerin tasarruflarını, İslam’a ve onun siyasi nizamına saldırmak için bir kılıf olarak kullanan nice borazan vardır. Anlaşılan Habbani de bu yazarlardan biridir. Yoksa, Hilafet’i bu işe neden karıştırsın ki?! Onun diline doladığı gruplar Hilafeti mi kurdular? Hayır! Onlar, Habbani’nin “düşmanlık etmeyin” dediği o “modern devletin” ta kendisiyle, yani sömürgecinin bize dayattığı küfür sistemleriyle hükmettiler! Habbani’nin kasıtlı olarak görmezden geldiği gerçek şudur: Modern devlet, sömürgeci kâfirlerin bir ürünüdür ve Hilafet’in yıkılmasından sonra, Batılı efendilerinin politikalarını uygulamak üzere tasarlanmış fonksiyonel bir devlettir.
İkincisi: Coğrafyamızdaki savaşların ve bölünmelerin mimarı kim dersiniz? Yüz yıl önce bizi Sykes-Picot ile bölenlerin ta kendisidir. Habbani, Güney Sudan’ı koparma savaşını İngiltere’nin başlattığını, sonra Amerika’nın projeyi devraldığını ve yerel politikacıların alkışlarıyla bu işi bitirdiğini gerçekten bilmiyor olabilir mi? Habbani şimdiki savaşın hedefinin, barış ambalajıyla Darfur’u koparmak olduğunu bilmiyor mu? Cidde’de, İsviçre’de kurulan o süslü masaların, dünkü Naivasha masalarından farksız birer komplo tezgâhı olduğunu görmüyor mu? Habbani, Güney’in de “barış” adı altında Naivasha Anlaşması ile ayrıldığını bilmiyor mu?
Üçüncüsü: Ey yazar! Hilafet bir hayal ürünü değildir. Aksine, Âlemlerin Rabbinin tüm insanlık için belirlediği bir yönetim sistemidir; çünkü Hilafetin hükümleri, anayasası ve yasaları, bütün insanların Yaratıcısından gelen ilahi hükümlerdir. Değerli kardeşim, Hilafet ülkeleri parçalayan değil, birleştiren güçtür, İslam ümmetinin bugün kaybettiği onur ve saygınlığı yeniden kazandıracak olan da odur. Kâfir Batı’nın bir ürünü olan modern devletçiklerin ne kadar aciz olduklarını, Amerika ve onun gayrimeşru çocuğu Yahudi varlığının karşısında nasıl da diz çöktüklerini siz de görüyorsunuz! Eğer Hilafet olsaydı, ne Amerika Güney Sudan’ı koparabilir ne Yahudi varlığı Gazze’de katliam yapabilir, ne Gazze’yi yerle bir edebilir ne de Gazzelilere en kötü azabı tattırabilirdi. Gazze’deki katliam karşısında bu modern, zararlı devletçiklerin yöneticilerinin kılını bile kıpırdatmadığını, hatta bazısı ona gizli ve açık yardım ettiklerini siz de biliyorsunuz!
Son olarak yazara diyoruz ki: Senin vehim dediğin o Hilafet, sömürgeci kâfir Batı’nın kâbusudur! Onu engellemek için her türlü hazırlığı yapmakta, stratejiler geliştirmektedir! Teröre (İslam’a) karşı savaş yalanı da işte bu korkunun ürünüdür! İçimizden devşirdikleri fikrî, siyasi ve medyatik uşaklarını da Hilafet fikrine saldırtmaları maalesef o kâbusun bir yansımasıdır!
Ama hepsine diyoruz ki: Heyhat, heyhat! Zira Hilafet, kâfir Batı ve işbirlikçileri istese de istemese de kurulacaktır. Çünkü o, Yüce Allah’ın bir vaadidir:
وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] Ve O, Sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir müjdesidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem bugün yaşadığımız ceberut saltanattan sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in geri döneceğini bildirmiştir. İmam Ahmed’in rivayet ettiği hadiste Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
ثم تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا اللهُ إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.
Ey yazar! Hizb-ut Tahrir’in gençleri, bu müjdeyi gerçeğe dönüştürmek için gecelerini gündüzlerine katmaktadır. Ve Allah’ın izniyle Hilafet pek yakın kurulacaktır.
| حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |



