Perşembe, 09 Şevval 1445 | 2024/04/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلاَ تَكْتُمُونَهُ “Onu Kesinlikle İnsanlara Açıklayacak, Gizlemeyeceksiniz” [Âl-i İmran-187]

لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلاَ تَكْتُمُونَهُ “Onu Kesinlikle İnsanlara Açıklayacak, Gizlemeyeceksiniz” [Âl-i İmran-187]

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلاَ تَكْتُمُونَهُ “Onu Kesinlikle İnsanlara Açıklayacak, Gizlemeyeceksiniz” [Âl-i İmran-187]

Haber:

Irak Fıkıh Konseyi, H. 23 Safer 1443 M.30/09/2021 tarihli ve 139 sayılı açıklamasında, üst düzey alimleri davete ve fetva vermeye çağırırken Irak halkını da meşru ve ulusal sorumluluklarından hareketle Irak parlamentosu seçimlerine katılmaya çağırdı. -Açıklamada belirtildiği gibi- vizyon beyanındaki dini referans ve konumunu kullanarak, aslında bu seçimlerin iktidar değişiminin çağdaş bir aracı ve anayasa tarafından garanti edilen bir hak olduğunu ve onu terk etmenin ise Hanif şeriat tarafından kabul edilemez bir dizi kötülüklere ve usulsüzlüklere yol açacağını ifade etti.    

Yorum:

Bu açıklama, basiret sahibi birine gizli kalmayacak bir sinsilikle yapılmıştır. Zira Fıkıh Konseyi, halkı, işgalci tarafından konulan anayasaya uyarınca Batılı demokratik sisteme göre yapılacak seçimlere katılmaya çağırmaktadır.

Bu meseledeki şeri hükmü öğrenmek için, her şeyden önce onun menatını ve buradaki menatı olan, yasama konseyi veya temsilciler meclisi olarak adlandıran üyelerinin seçilmesini, bu konseyin çalışmalarının doğası ve yetkilerini tahkik edip ardından da üzerine şeri hükmün indirilmesi gerekir. Böylece seçimlere katılmanın ve oy kullanmanın hükmü netleşmiş olacaktır.       

Seçimler, vekalettir. Vekalet akdinde, akdin sahih olabilmesi için vekalet şartlarının yerine getirilmesi gerekir. Bu şart ise vekalet verenle vekil arasındaki icap ve kabuldür. Vekalet verme ve vekil olmanın şekli işte budur.    

Mevcut beşeri anayasalara göre temsilciler meclisi başlıca şu işleri yapmaktadır: Yasama yapmak, devlet başkanı seçmek veya adaylığını sınırlandırmak, hükümete güven oyu vermek, ittifakları, projeleri ve anlaşmaları onaylamak, hükümeti denetlemek ve onu muhasebe etmek ve kurumlarını denetlemek.

Yasamaya gelince; bir Müslümanın ne yasamayı ne de yasamanın oylanmasını olumlu veya olumsuz uygulaması caiz olmayan bir eylemdir. Hatta bu yasama Hanif İslami şeriata uygun olsa bile aynıdır. Çünkü yasamanın onaylanması ve referans olarak alınması için, şeriattan bir delilin olmasını gerektirir. Yani onun, İslam akidesinden ve vahyin getirmiş olduklarından kaynaklanması gerekir. Çünkü bir Müslümanın başlangıçta yasama yapması caiz değildir. Bunun yanı sıra Müslümanın, halk onaylasın ya da onaylamasın başkasını değil Allah katından olmasından dolayı sadece Allah’ın şeriatını kabul etmesi caiz olur. Bu nedenle yasama, sadece Allah’a ait olarak kabul edilir ve hiç kimsenin Allahu Teala’nın yasasına ortak olma hakkı yoktur.  Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا للهِHüküm sadece Allah’a aittir.” [Yusuf-40] Ve Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضْيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماًHayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” [Nisa-65] Ve Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: وَلاَ تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَـذَا حَلاَلٌ وَهَـذَا حَرَامٌ لِّتَفْتَرُواْ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَDillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.” [Nahl-116] Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Adiy Bin Hatem’e şöyle dedi: أليس أحلّوا لهم الحرامَ وحرَّموا عليهم الحلالOnlar haramı helal, helali de haram yapmıyorlar mı? Evet dedi. Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: فتلك عبادتهم إياهمİşte bu da onların ibadetidir. İşte o zaman şu ayeti okudu: اتَّخَذُواْ أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَاباً مِّن دُونِ اللّهِOnlar, Allah’ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini rabler edindiler.”  [Tevbe-31]

Oysa şeriatı temsil etmesi, insanlara fetvanın Allahu Teala adına bir imza olduğunu öğretmesi, insanlara hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan hakkı açıklaması, insanları aldatmaması ve onları su zannettikleri bir serapla umutlandırmaması daha evla olurdu. Hatta yanlarına geldiklerinde, onların sadece acizlik ve zayıflıklarını artıran, hak yolundan daha da uzaklaştıran, dünya ve ahiretin hayrına ve izzetine götüren sıratı müstakimin pusulasını şaşırtan bir tuzak olduğunu göstermesi daha evla olurdu.

Seçim çağrıları yapılıp herkes insanlar arasında itibar gören bu sarıklıları ve şahsiyetleri görünce insanlar bundan bir hayır umdular ama kurtuluş ve hayır olarak parlamentoya gittiklerini gördüklerinde ise kısa sürede umutları suya düştü ve ümitleri boşa çıktı. Dahası en basit hakları elde etmekte ve halkın en küçük gereksinimlerini bile karşılamakta başarısız olmalarının ardından yarın halk temsilcilere lanet okuyacaklar ve onları seçtiklerinden dolayı parmaklarını ısıracaklardır.    

Müslümanlar, bu insan yapımı anayasaların, Allah'ın istediği haklarını kendilerine garanti etmediğini ne zaman anlayacaklar? Bu seçimlerin, işgalcinin raylara döşediği tren yolcularını seçmek olduğunu ve bundan kıl kadar sapmadığını ne zaman anlayacaklar? Uykularından ne zaman uyanıp da ihtişamlarının kaynağının ve tek kurtuluş kapılarının, saf olan kaynağa ve şifa veren şeriata geri dönmek ve Allahu Teala’nın indirdikleri hükmetmek amacıyla İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmak olduğunu anlayacaklar? Zira Allahu Teala, yaratıp düzene koyup takdir edip yol göstererek efendimiz Muhammed’in ümmetini, durumlarını düzeltecek ve konumlarını izzetlendirecek bir şeriat ve anayasayla nimetlendirmedi mi?  

Hizb-ut Tahrir, tasası geçinceye kadar ümmeti davet etmeye devam edecektir. Zira o, halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Allah’ın izniyle o, devlet kuruluncaya, Allahu Teala’nın vaadi ve sadık Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi gerçekleşinceye kadar Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in devletini kurarken takip ettiği metodunu örnek aldığı metodundan kıl kadar sapmayacaktır. 

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَEy iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Zekeriya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER