Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Maaş Zamları Kapitalist Sistemin Zulmünü Perdeleyemeyecektir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Maaş Zamları Kapitalist Sistemin Zulmünü Perdeleyemeyecektir!

Haber:

Milyonlarca çalışan memur ve emekli memuru ilgilendiren aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Memur ve memur emeklisi maaşı zam oranı belli oldu. Memur ve memur emeklileri yüzde 16,47 oranında zam alacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 2023 zam oranını yüzde 30 olarak güncelledi. (Ajanslar)

Yorum:

İktidarın EYT ile alakalı yapmış olduğu son düzenlemeden sonra gözler enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında ezilen memur ve işçi emeklilerine yapılacak olan zamma çevrilmişti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’un aralık ayı enflasyon verilerini açıklamasından sonra, milyonlarca memur, memur emeklileri ve işçi emeklilerin beklediği zam oranları belli oldu.

TÜİK, aylık enflasyonu yüzde 1,18, yıllık enflasyonun ise yüzde 64,27 olarak açıkladı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da kendi verilerini açıkladı. ENAG, aylık enflasyonun yüzde 5,18, yıllık enflasyonun da yüzde 137,55 olduğunu bildirdi.

Açıklanan enflasyon verileri sonrası çalışan ve emekliler ocakta toplam yüzde 30 zam alacak. Çalışan ve emeklilere yapılan bu komik zam bu çevrelerde hayal kırıklığına sebebiyet verdi. Enflasyon oranlarının düşük gösterilmesiyle çalışan ve emeklilere yapılan zam da düşük çıktı. İktidar yine çalışan ve emeklileri enflasyon karşısında ezdirdi. Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kazancını, zenginliğini, çalışanlar başta olmak üzere milletin her kesimine yansıtmakta kararlı olduklarını belirterek, memur ve emekli maaş artışlarını da bu yaklaşımla ele alacaklarını ifade etmişti. Ancak her zaman olduğu gibi yapılan bu zamla Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ülkenin kazancını, zenginliğini sadece birkaç kapitalist şirkete peşkeş çekti. Halkı sömüren bankaları zengin etti. Bu ülkenin zenginliğini ve kazancını finans kurumlarına aktardı ve halkın değil bir avuç sermaye sahiplerinin yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Örneğin; Türkiye'de en zengin %10’luk kesim tüm gelirin %54,5'ini alırken, en yoksul %50 ise tüm gelirin yalnızca %12'sini alıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan her platformda çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmediklerini ve bundan sonra da ezdirmeyeceklerini söylüyor. Çalışanların ve emeklilerin haklarını her daim koruduklarını iddia ediyor. Fakat açıklanan enflasyon rakamları çalışanlara verilen zammın hayat pahalılığı karşısında yetersiz kaldığı aşikâr. Hatta asgari ücret zammı bile açlık sınırında kaldı.

Sadece geçen yıl temel gıda fiyatlarına ortalama yüzde 300, enerji ve petrol fiyatlarına ise ortalama yüzde 400 zam geldi. Sadece bu rakamlar bile çalışan ve emeklilere verilen zammın ne kadar komik olduğunun bir göstergesidir. Yine aynı şekilde enflasyon altında ezilen bu halk yeni yıla zamlarla girdi. Motorlu taşıt vergisinden tutun da araç sigorta primlerine varıncaya kadar iğneden ipliğe kadar birçok kaleme fahiş zamlar geldi.

İktidar yapılan bu zamlar öncesi asgari ücretlilere ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT)’a yeni bir düzenleme yaparak psikolojik olarak toplumu rahatlattı. Fakat bu rahatlatma çok fazla uzun sürmedi. İktidar çay kaşığıyla verdiğini kepçe ile tekrar geri aldı. Seçimlerden sonra da kepçeyle almaya devam edecek. Aslında iktidarın asgari ücret artışı olsun, EYT olsun, son memur ve emekli maaş zamları olsun evet tüm bu adımlar 2023 seçim yatırımıdır. Seçim rüşvetidir. Şayet 2023 seçimleri olmasaydı iktidar bu konularda bu adımları atabilir miydi? Ülkenin ekonomik sıkıntı içinde olduğu bu dönemde bu tür kararlar alınabiliyorsa ekonomik krizin olmadığı dönemlerde hayli hayli alınırdı. Peki, neden alınmadı? Halkın, vatandaşın, çalışanın emeklinin hakkı kime verildi? Erdoğan 2019 yılında EYT ile ilgili yaptığı bir konuşmada “Seçim kaybetsek de yokum. Bu hesap yanlış hesaptır, dememiş miydi? Peki bugün değişen ne oldu? Demek ki iktidar istenildiği zaman 2023 seçimlerini kazanmak için dahi olsa bu tür adımları atabiliyor. Yeter ki atmak istesin.

Diğer yandan 1300 yıllık İslam tarihine bakıldığında böylesine ekonomik bir zulüm yaşanmadı. Zamların art arda yapıldığı, halkın alım gücünün düştüğü, sefalet ve fakirliğin bu denli yaygınlaştığı, işçinin ve memurun alın terinin bu kadar sömürüldüğü bir dönem olmadı. Çünkü İslam Devleti halkın temel ihtiyaçlarını karşılar. Kamu mülkiyetinden olan elektrik, su, doğalgaz ve diğer kamuya ait mülkleri bir avuç kapitalist şirkete peşkeş çekmez. Bunları halkın yararına kullanır. Yine aynı şekilde halkın belini büken ve onlar üzerinde büyük bir yük oluşturan daimî vergiler yoktur. Orada ancak kalkınma, refah, huzur ve mutluluk vardır. Rabbim bizlere böylesine bir devleti yakın bir zaman da nasip etsin İnşaAllah…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz ÇELİK

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER