- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ahmed Eş-Şara, Allah Düşmanı Macron'u Ziyaret Etti!
Haber:
Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Avrupa ülkesine yönelik ilk ziyaretini Fransa'ya gerçekleştiriyor.
Yorum:
Suriye’nin geçici cumhurbaşkanının Avrupa ülkesine yönelik ilk ziyaret için Fransa'yı seçmesi, Müslümanların, İslam ve ehliyle savaşılmasına, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret edilmesine, aynı zamanda Şam devrimcilerinin çağrıda bulunduğu tüm fikir ve değerlere darbe indirilmesine ve Şam devriminin İslam ile hükmetmek olan sabitesinden büyük bir sapmayı teyit eden bir adımdır.
Ahmed eş-Şara, Allah'ın düşmanı Macron'a yaptığı ziyaretin, Allah ve Resulü'ne karşı savaşında onun yaptıklarını onaylamak olduğunu, bunun da onu daha da küstahlaşmaya sevk edeceğini, dolayısıyla Suriye liderliğinin taifeler ve onların kuyruklarından oluşan toplumun tüm bileşenlerinin garantörü olmasını ve saygı göstermesini, “terörizm” ile yani İslam’a savaşmayı talep edeceğini, ancak bu şekilde Fransa'nın Suriye'ye yönelik yaptırımları hafifletme konusuna bakacağını bilmiyor mu?
Suriye geçici liderliği, saf ve muttaki davet taşıyıcılarını hapishanelerde tutmakla ve diğer kan dökücüleri ve namusları ihlal edenleri affetmekle yetinmediği gibi Yahudilerin saldırılarına sessiz kalmakla da yetinmemiş, aksine Yahudilerle Birleşik Arap Emirlikleri'nin sponsorluğunda dolaylı müzakereler yürüttüğünü açıklamıştır; dolayısıyla bu ziyaret, boyun eğmek ve kâfir Batı'nın İslam'a ve ehline karşı savaşını onaylamak anlamına gelmektedir.
Uluslararası sisteme yalvarmak, onun iradesine, kararlarına ve diktelerine boyun eğmek, Allah'ın ve kullarının en yaman düşmanlarının önünde Şam halkına ve devrimcilerine yakışmayan beyaz bayrağı çekerek teslimiyet ve diz çöktürmek amacıyla kirli bir şantaj kartı olarak kullanılan yaptırımların kaldırılması serabını ummak içindir; bu yalvarışın, dünya utançtan ve ahirette zor bir hesap vermekten başka bir getirisi yoktur ve bu, kınanması ve mücadele edilmesi gereken tehlikeli kaygan bir zemindir. Nitekim onun tehlikesi, sadece mevcut yönetimi değil, aksine en değerli şeylerini feda eden ve binlerce şehit veren devrim halkını da kapsayacaktır.
Peki çok geç olmadan ibret alacak olan var mı?!
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ“Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” [Bakara 120]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdulilah Muhammed – Ürdün