- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
ABD Ordusunun, Amerikan Değerlerini ve Demokrasisini Yaymayı Amaçlayan Doktrininin Değiştirilmesi
Haber:
Trump, Cumartesi günü, 2025 yılı için Amerika Birleşik Devletleri Kara Harp Okulu West Point'te yeni askerlerin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Amerikan ordusunun görevi, yabancı kültürleri değiştirmek veya silah tehdidi altında demokrasiyi yaymak değildir. Ordunun görevi, herhangi bir düşmanı kontrol altına alıp yenmek ve Amerika'nın herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda karşı karşıya kaldığı herhangi bir tehdidi ortadan kaldırmaktır. Bizim görevimiz, yabancı liderleri incelemek ve Amerikan politikasını kullanarak onların suçlarının cezasını adaletle vermektir.” (Dar News)
Yorum:
Amerika, dini hayattan ayırma ideolojine dayanan kapitalist bir ülke olup bu ideolojiyi tüm dünyaya yaymak için, sahte ve yalan gerekçelerle savaşlar başlatmıştır; ancak bu savaşların gerçek hedeflerinin, kendi yüce çıkarlarını gerçekleştirmek, nüfuzunu dünyaya yaymak ve ülkelerin kendisine rakip olmasını engellemek için olduğunu açıkça ilan etmiştir.Bu nedenle ülkeleri ve yöneticileri geri kalmışlık, gericilik ve diktatörlükle (bu sözün doğruluğu veya yanlışlığına bakmaksızın) suçlamaktadır. Bu yüzden tüm başkanlarının savaşları, yöneticilerin gericiliği, halklarına yönelik zulümleri ve sistemlerinin geri kalmışlığı bahanesiyle olmuştur. Bunu da kapitalist ideolojinin sancağını taşıyan, kendini demokratik dünyanın en üstün sistemi olarak gören, kendisini halkların gönüllerinin varış noktası ve onların yöneldiği ve gitmek için can attığı ve iddia ettikleri gibi adalet, özgürlükler ve demokrasiye ulaşmak için her türlü zorluğu göğüsleyen bir kıble olarak gören dünyanın birinci devleti olduğu için yapmaktadır. Oysa her türlü yöntem ve yolu kullanarak fikrini yaymayı başarmış ve gerektiğinde aşırı güç tehdidi altında bunları zorla dayatmıştır.Tıpkı o zaman Bush'un şöyle dediği gibi: "Bizim yanımızda olmayanlar bizim karşımızdadır ve halklar bizim değerlerimizi benimsemelidir."
Amerika bu akidesi ve ideolojisiyle, kapitalist ideolojiyi ve demokrasiyi yaymaktadır; ordusu ve donanması nereye giderse gitsin, beraberinde zehirli fikirlerini taşımakta ve ulaştığı her ülkeye ve kontrolü altına aldığı her halka bunları dayatmaktadır. Ayrıca onun dünya çapında yayılmış finansal kurumları ve kültürel kolları da mevcuttur. Bunların en üst hedefi, kapitalist kültürü yaymak ve halklar arasında kök salmasını sağlamaktır ki böylece bu halklar kendi kültürlerini ve inançlarını terk etsinler ve sahte ve ölümcül özgürlükleri elde etmeyi umsunlar. Ancak bu özgürlükler, zengin ülkeleri yoksullaştırmaktan, değerleri olan halkları insanlıklarından çıkarmaktan, açlığı, işsizliği, her türlü suçları, tüm zehirli uyuşturucuları ve helak edici borçları yaymaktan başka bir şeye yaramamaktadır.Tüm bunlar, Amerika'nın kapitalist ideolojik akidenin fikirlerini ve bu akideden kaynaklanan özgürlükler, kapitalist ekonomik sistem ve demokratik yönetim gibi fikirleri dayatmasının bir sonucudur. Dolayısıyla bu ideolojinin ilk ve en büyük destekçisi olan Amerika'nın unvanı ve gücü işte budur.
Trump'ın, Amerikan ordusunun her yere taşıdığı bu doktrini değiştirip onu terk ettiğini açıklaması, kapitalist ideolojinin çöktüğünü, temellerinin sarsıldığını, sahteliğinin ve ayıbının ortaya çıktığını göstermektedir. Nitekim Batı'nın dillendirip durduğu değerlerin aslında bir yalan olduğu, bu değerlerin son on yıllarda Amerika ve Batılı ülkelerin savaş politikalarıyla kusurlarının ortaya çıkmasından dolayı bir yalan ve sahte olduğu ve Amerikan devesinin belini kıran son darbenin de, Ortadoğu'da demokrasinin simgesi olan Yahudi varlığının başlattığı, bitmek bilmeyen vahşetlerinin, utanç verici eylemlerinin ve insan tabiatını tiksindiren iddialarının asılsızlığının ortaya çıktığı savaş olduğu meydanları dolduran Batılı halkların zihinlerinde yer etmiştir. İşte tüm bunlar insanların gözlerindeki perdeyi kaldırmış ve milyonlarca insan kokuşmuş kapitalist ideolojiye isyan ederek sokaklara dökülmüş ve halklar bu vahşi sistemden kurtulmak için başka bir yol aramaya başlamıştır.
Bu açıklamadan, kapitalist ideolojinin çöktüğü ve geriye sadece askeri bir devletin kaldığı sonucunu çıkarabiliriz. Bu nedenle Trump'ın açıklaması, ideolojinin devrinin sona erdiğinin eşzamanlı bir işareti olarak gelmiştir. Nitekim Amerika'nın gücünün ve “önce Amerika” anlayışının gerilemesi buna delalet etmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Salim Ebu Sebeytan