Cuma, 17 Zilhicce 1446 | 2025/06/13
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısır'daki Enflasyon... Zalim Kapitalist Politikaların ve Allah'ın İndirdiğinden Başkasıyla Olan Yönetimin Kaçınılmaz Bir Sonucudur

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Mısır'daki Enflasyon... Zalim Kapitalist Politikaların ve Allah'ın İndirdiğinden Başkasıyla Olan Yönetimin Kaçınılmaz Bir Sonucudur

Haber:

Maazed platformu 4/6/2025 Çarşamba günü internet sitesinde, Mısır Merkez Bankası'nın, yıllık temel enflasyon oranının, Nisan ayındaki %10,4'e kıyasla Mayıs 2025'te %13,1'e yükseldiğini, öte yandan şehirlerdeki genel enflasyon oranının, akaryakıt ve temel emtia fiyatlarındaki artışın da etkisiyle analistlerin beklentilerini aşarak %16,8 olarak kaydedildiğini, bunun da yaşam maliyetinde keskin bir artışa yol açtığını açıkladığını söyledi.

Yorum:

Bu oran, sadece resmi yayınlarda yer alan rakamlar değildir; aksine bunlar, açların ağızlarından yükselen çığlıkları, yoksulların göğüslerindeki iniltileri ve artık yiyecek satın almaktan, çocuklarını tedavi ettirmekten veya faturalarını ödemekten aciz olan herkesin hissettiği bir acıdır.

Bu ekonomik krizler, kaçınılmaz bir kader ya da geçici arızi bir durum değildir, bilakis Mısır devletinin, Uluslararası Para Fonu'nun doğrudan direktifine bağlı kalarak, sahte bir şekildeki ekonomik reform adı altında uyguladığı yozlaşmış kapitalist ekonomi politikalarının kaçınılmaz sonuçlarıdır. Mısır'da bugün yaşananlar, halkın sistematik olarak açlığa mahkûm edilmesi ve sömürgeci devletlerin ve uluslararası finans kuruluşlarının memnuniyeti karşılığında halkın sürekli olarak en temel yaşam gereksinimlerinden mahrum bırakılmasıdır.

Kapitalist sistemlerde enflasyon, kökünden sökülüp atılması gereken bir sorun olarak görülmez, aksine kapitalist sınıfların, bankaların ve büyük şirketlerin çıkarlarına göre yönetilir ve istismar edilir.Aslında bugün Mısır'da yaşanan enflasyon, doğal piyasa güçlerinin değil, aksine Uluslararası Para Fonu'nun dayattığı siyasi kararların bir sonucudur; bu kararlar arasında döviz kurunun serbestleştirilmesi, akaryakıt sübvansiyonlarının kaldırılması, vergi ve harçların artırılması ve kamu sektöründen geriye kalan kısmın özelleştirilmesi yer almaktadır.

Resmi raporlar, Mısır'daki son enflasyonun nedenlerinden birinin, yakıt fiyatlarındaki artışın olduğunu, bunun devletin IMF'ye enerji fiyatlarını serbest bırakma taahhüdünü uygulamak için gelen bir adım olduğunu, bunun da ulaşım, gıda ve ilaç fiyatlarında bir dizi artışa yol açtığını teyit etmektedir. Peki bu politikalar, insanların onurunu koruyan politikalar mıdır? Yoksa bunlar, finansal sömürgecinin sunağına sunulan kurbanlar mıdır?

Kapitalist ekonomik sistem, doğası gereği her bir bireyin temel ihtiyaçlarını karşılamaya dayalı değildir, aksine servetin küçük bir azınlığın elinde toplanmasına ve pazarların küresel şirketlerin kaynakları yağmalaması için açılmasına dayalıdır. Bu sistemin gölgesinde devlet, insanlara hizmet etmek için değil, iş adamlarından bir sınıfın çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüşmüştür.

Sisi rejimi ve ondan öncekiler, İslam ile yönetmemiş, bilakis Amerika ve Uluslararası Para Fonu'nu memnun edecek bir şekilde yönetmişlerdir. Zira kapılar, yasal garantilerle korunan yabancı yatırımlara açılırken küçük tüccarlara ve işçilere vergiler uygulanmakta, yoksullara verilen sübvansiyon kaldırılmakta ve milyarlar, ne besleyen ne de açlığı gideren gösterişli projelere harcanmaktadır. Bunun adalet neresinde?! İslam'ın hükmü nerede?!

İslam, hayatın işlerini üstlendiğinde, insanları istismar etmek için değil, onların işlerini gözetmeye ve herhangi birinin pahasına olmaksızın her bir birey için yeterliliği sağlamaya dayalı adil bir ekonomik sistem kuracaktır. İslam, bugün Mısır'ı borç batağına sürükleyen ve IMF'nin hegemonyasına boyun eğdiren küresel bankacılık sisteminin temeli olan her türlü faizi kesin olarak haram kılmıştır. Ayrıca İslam, petrol, gaz ve madenleri kamu mülkiyetinden saymış olup devletin veya özel şirketlerin mülkiyetlerinden kılmamıştır. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: النَّاسُ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ: فِي الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ İnsanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, merada ve ateşte.” Dolayısıyla yakıt ve gazın satışı ve bunlardan kar elde edilmesinin yanı sıra fiyatlarının serbestleştirilmesi ve kaynakların özelleştirilmesi, ekonomik reform değil ümmetin mülkiyetine yönelik bir saldırıdır. Fiyatların kasıtlı olarak yükseltilmesi veya karşılığı olmayan paranın basılması ve paranın değersiz kâğıt parçası haline gelmesi sonucu ortaya çıkan enflasyon ise açık bir zulüm olup İslam'ın hükümlerine aykırıdır ve insanların çaba ve birikimlerinin çalınmasıdır; oysa İslam, zati değeri olmasından dolayı altın ve gümüşü para olarak belirlemiştir.

Çözüm ise ekonomik yamalarda veya kemer sıkma programlarında değildir, bilakis kapitalist sistemi kökünden söküp atarak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmaktır; zira eğitimde olduğu gibi ekonomide de İslam'ı uygulayacak ve serveti, onu yağmalamak için bir araç değil, ümmete hizmet etmek için bir emanet kılacak olan bizzat Hilafettir. Dolayısıyla Hilafet Devleti, altın ve gümüşe bağlı bir para sistemi uygulayarak, paranın değerini koruyup enflasyonu önleyecektir. Ayrıca servetler adil bir şekilde dağıtılıp gıda, giyecek, barınma, eğitim ve tedavi gibi devletin altındaki her bir bireyin temel ihtiyaçları sağlanacaktır. Yöneticiler muhasebe edilecek ve ekonomik ve siyasi bağımlılık önlenecektir.

Ey Mısır halkı: Bu ekonomik felaket, Allah'ın indirdiğinden başkasıyla olan yönetmenin acı meyvesinden başka bir şey değildir. Bu sıkıntının ötesinde bir sıkıntı var mıdır? Bu çöküşten sonra ders alınacak bir şey kaldı mı?!Sizin göreviniz sadece fiyatlara itiraz etmek değil, bilakis İslami hayatı yeniden tesis etmek, Hilâfeti kurmak ve sizin imkânlarınızı sömürgecilerin eline ipotek eden bu ajan rejimleri ortadan kaldırmak için ciddi bir şekilde çalışmaktır.

Ey Kinane askerleri: İnsanlara açlık ve pahalılığı tattıranın, onların yeteneklerini Uluslararası Para Fonu'na ipotek edenin, ümmeti gözetmeyenin, aksine ona ihanet edenin kim olduğu anlamanızın artık zamanı gelmedi mi?! Artık toprağı satana, kulları aşağılayana ve ülkeyi sömürgecilerin emirlerine boyun eğdirene karşı hak sözü söylemenizin zamanı gelmedi mi?!

Sizler güç ve kuvvet ehlisiniz ve sizler, Allah'ın izniyle dininize yardım etmeye, İslam'ın sultanını yeniden tesis etmeye ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmaya muktedirsiniz. Gücünüzü zalimler için bir kalkan kılmayın, bilakis gücünüzü, ümmet için bir kalkan ve İslam için bir zırh kılın. Sizler, insanlara güvenlik, adalet ve yeterlilik içinde yaşamayı garanti eden İslam Devleti'ni yeniden kuracak bir güce sahipsiniz; zira İslam’ın ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde onurlar korunacak, insanların boyunlarındaki zillet kaldırılacak, faiz yasaklanacak, paralar adil bir şekilde dağıtılacak, haklar bir kayırma ve zorlama olmadan yerine getirilecek, aç olan bir fakir, ilacı olmayan bir hasta ve eğitimi olmayan bir öğrenci bırakılmayacak, bağlılık sözleşmeleri ve kısıtlamaları sona erecek, egemenlik geri kazanılacak ve yöneticiler İslam'ın şeriatına boyun bükecektir. Allah onu çabuklaştırsın ve Mısır askerini de onun Ensarlarından kılsın.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ

Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Mahmud El-Leysî - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER