Çarşamba, 07 Muharrem 1447 | 2025/07/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İran'ın Basiretini Bağlayan Bu Körlük Nedir?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İran'ın Basiretini Bağlayan Bu Körlük Nedir?!

Haber:

İran Dışişleri Bakanı, Birleşmiş Milletlerden Yahudi varlığı ve Amerika'yı kendisine yönelik saldırıdan sorumlu tutmasını ve tazminat talep etti; Arakçi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek Güvenlik Konseyi'nden “İsrail ve ABD'yi saldırının başlatıcıları olarak tanımasını ve onlara, tazminatların ödenmesi ve ortaya çıkan zararları telafi etmek de dahil olmak üzere tüm sorumluluğu yüklemesini” talep etti. (RT, 29/6/2025)

Yorum:

Eğer İran liderleri, Amerika'nın tamamen kontrolü altında olduğunu bildikleri Birleşmiş Milletler'e bu mektubu gönderip ondan Amerika ve Yahudi varlığını İran'a yönelik saldırı girişiminden dolayı kınamasını talep ediyorlarsa, yani Amerika'dan kendisini kınamasını talep ediyorlar ve bunun da mümkün olduğunu düşünüyorlarsa, bu körlüğün de ötesinde bir körlüktür ve biz onların böyle düşündüklerini sanmıyoruz.

Eğer İran'ın maruz kaldığı şiddetli saldırının ve İran'ın önde gelen liderleri ve bilim adamlarının ve nükleer programının önemli bir kısmının kurban olduğu bir saldırının ardından halklarının önünde bir şey yaptıklarını sanıyorlarsa bu, siyasi bir aldatmadır; eğer bu siyasi aldatma halka yönelikse bu da ihanet olarak adlandırılır, yani aldatmadan daha da büyüktür. 

İran kendini daha iyi bir şekilde savunabilirdi! Zira tüm raporlar, Yahudi varlığının hava savunma mühimmatının tükenmek üzere olduğundan, yani tıpkı İran'ın hava sahasının Yahudi varlığının uçakları önünde savunmasız kalması gibi Yahudi varlığının hava sahasının da İran'ın füzeleri önünde açık olması nedeniyle Yahudi varlığının tehdit altında olduğundan bahsediyordu. Amerika'nın Suriye, Irak ve Ürdün'deki askeri üslerinin yakınından geçmelerine izin vermek, yakıt tedarik etmek ve istihbarat bilgilerini paylaşmak gibi her türlü başarıyı gerçekleştirecek nedenleri sağlayan bu uçaklara rağmen, İran sabırlı davranıp özellikle Yahudi varlığı kayıplara karşı çok hassas olduğundan dolayı ateşkesi kabul etmeyebilirdi ancak bunu yapmadı!

İran, Amerika'nın ekipmanlarını ve askerlerini çıkarıp savaşa açıkça katılmaya hazırlanmadan önce Körfez'deki Amerikan askeri üslerini yerle bir edebilirdi ancak bunu da yapmadı. İran, kara kuvvetlerini devreye sokarak Irak'a saldırabilir, Amerika'nın ajan hükümetini devirip Amerikan çıkarlarına darbe indirebilir ve Yahudi varlığına yaklaşabilir, böylece kısa menzilli füzeleri bu varlığa ulaşabilirdi. Dahası deniz kuvvetlerini de devreye sokarak Amerika ile iş birliği yapan, onun politikasını uygulayan ve bünyesinde Amerika'nın askeri üslerini barındıran Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Katar'daki rejimleri devirip böylece savaşı genişleterek onu Amerika'nın aleyhine döndürebilir ve petrolü kesmek ve Batı'nın ekonomik çarklarını bozmak yoluyla Amerika ve Avrupa, savaşı durdurun diye bağırana kadar durumu tüm Batı'nın aleyhine çevirebilirdi.

Eğer İran bu büyük hamlelerden herhangi birini yapmış olsaydı, Amerika ve Yahudi varlığına sorumluluk yükleyip şartlar talep edebilirdi ancak bunlardan herhangi birini yapmadı ve rejimin başını kurtarmakla yetindi!

Bugün sorumluluk ve tazminat yüklenmesini talep ediyorlar; daha da kötüsü perde arkasında, hatta açıkça Amerika ile müzakere ediyorlar! Sizler böyle işlere cesaret edemediğiniz ve düşmanınızın sizinle müzakereler başlatmasını beklediğiniz sürece zafer nasıl sizin müttefikiniz olabilir ki?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER