Salı, 20 Muharrem 1447 | 2025/07/15
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Laik Sistem Var Oldukça Değerlerimize Saldırılar Bitmeyecektir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Laik Sistem Var Oldukça Değerlerimize Saldırılar Bitmeyecektir!

Haber:

Haftalık mizah dergisi Leman, 26 Haziran 2025 tarihli sayısında hadsiz bir karikatüre yer verdi. Dergide yer alan karikatürde, çatışma ve yıkım ortamında resmedilen sahnede Hz. Muhammed, “Selamün aleyküm, ben Muhammed” ifadeleriyle çizilmiş; buna karşılık Hz. Musa, “Aleyhem şalom, ben de Musa” yanıtını vermiş şekilde betimlendi. Karikatürün kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılanması sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturma başlattı ve derginin ilgili sayısı hakkında toplatma kararı verildi. (Ajanslar – 30.06.2025)

Yorum:

Leman Dergisi, Müslümanların salavat getirmeden ismini anmadığı, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i ve Musa Aleyhisselâm’ı çirkin bir şekilde karikatürize ederek haddini iyice aştı.

Mesele sosyal medyada gündem olunca Müslümanlar akın akın derginin bulunduğu Taksim’deki İstiklal Caddesi’ne yürümeye başladılar ve büyük bir öfkeyle tepkilerini gösterdiler. İçişleri Bakanlığı hemen harekete geçerek çirkin karikatüre dahli bulunanları gözaltına aldı. Ters kelepçeyle, yaka paça, çıplak ayak emniyete götürülen İslam düşmanlarının bu görüntüleri, bir nebze olsun Müslümanların göğüslerini ferahlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve siyasiler Peygamberimize sevgi ve bağlılık içeren paylaşımlar yaptılar. Müslümanların öfkesi, iktidar yetkililerinin sakinleştirici açıklamaları eşliğinde yatıştırıldı. Daha sonra, bu necis fiile imza atanlar tutuklanarak cezaevine gönderildi. Fakat sadece bu kadar. Ötesi yok. Zira Peygamberin getirdiği nizamı hayattan kovan mevcut hukuk sistemi sadece bu kadarına izin vermektedir.

Bu sistemde Mustafa Kemal’i koruma kanunu var, Cumhurbaşkanı’na hakareti cezalandıran özel kanun var. Lakin Müslümanların en büyük değeri ve rehberi olan Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i koruyan özel bir kanun yok. Zaten olması da beklenemez. Zira devletlerin anayasa ve kanunları benimsedikleri ideolojiye göre belirlenir. Allah’a ve Rasulüne muhalefeti resmî ideoloji hâline getirmiş seküler bir yönetim sisteminde din, sadece kişiyle Rabbi arasına sıkıştırılan bir vicdan ilişkisidir. Toplumsal ilişkilere kesinlikle yön veremez. Yön vermesini istemek, buna çağırmak, bunun için siyasi parti kurmak yine Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre suç kabul edilmektedir.

Dolayısıyla bu esasî zaviyeden bakıldığında, iktidar sahiplerinin Peygamberi savunma açıklamaları sadece duygusal bir tepki ve altı doldurulamayan bir iddiadan ibaret kalmaktadır.

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا

“(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” (Nisâ 60)

Hatta bu tür söylemler çoğu zaman, Müslümanların duygularını istismar etmeyi amaçlayan gayriahlâkî bir motivasyon taşımaktadır. Bunun en somut örneğini, Fransa’da 2015 yılında Charlie Hebdo Dergisi’nin çizerlerinin öldürülmesi sonrası Paris’te düzenlenen cenaze törenine Türkiye’den dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti adına katılmasıdır. Unutulmayacak bir utanç vesikası olarak tarihe kaydedilen bu tablo, Müslümanların zihninden asla silinmeyecektir.

Dolayısıyla sözüm ona muhafazakâr demokrat yöneticilerin Peygamberimizi ve İslam’ı sevip savundukları iddiası, kendilerini ve ümmeti avutmaktan başka bir şey değildir. Onların asıl sevgisi, asıl bağlılıkları oturdukları koltuklara ve bu koltukları kendilerine bahşeden Batılı dostlarına ve Batı menşeli laik sistemedir. Yaşadığımız onca ibretlik vakıa, maruz kaldığımız onca ihanet, hayatımızın her yanını kuşatan demokratik ifsat bunun kanıtıdır.

Peygamberin getirdiği dinin hayattan kovulması; Peygamberin en önemli emanetlerinden olan Mescid-i Aksa’nın, Haşim’in Gazze’sinin ve bir bütün olarak Mübarek İsra ve Miraç topraklarının bu yöneticilerin gözlerinin önünde Haçlı-Siyonist ittifakının işgal ve katliamına terk edilmesi, Peygamberimize ve değerlerimize yapılan en büyük hakaretlerdendir.

Bu karikatürleri çizen ve savunan laik, Kemalist, komünist, ateist bilcümle İslam düşmanı köksüz zihniyete gelince; onlara söylenecek söz, mutlaka yenilecek ve cehenneme sürülecek olmalarıdır. Zira Allah Azze ve Celle, Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i âlemlere rahmet olarak göndermiş ve onun şanını yüceltmiştir. Ona saldıran, hakaret edenleri ise dünyada ve ahirette alçaltmıştır. Bu, değişmeyecek ilahî bir kuraldır.

Son söz şudur: Allah’ı, Rasulünü ve müminleri sevdiğini düşünen her Müslüman, aziz dinimizi korumayı, tatbik etmeyi ve bir hidayet olarak âleme taşımayı ideolojisinin esası kılacak olan İslami Hilafet Devleti’ni ikame etmek için çalışmaya koyulmalıdır. Aksi halde, küresel küfür sistemine göbekten bağlı olan mevcut laik sistem var oldukça, değerlerimize saldırı bitmeyecektir.

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’ şöyle buyurmaktadır:

لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَالِدِهِ وَوَلَدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ ‏
“Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.”
[Buhari, Sahih, İman, 2/8 (I;9)]

 
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER