Çarşamba, 07 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/10/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Rusya, İlk Kez Müslüman Bir Kırım Tatarı Anne ve Kızlarını Hedef Alarak Onları Asılsız Terör Suçlamasıyla Tutukladı

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Rusya, İlk Kez Müslüman Bir Kırım Tatarı Anne ve Kızlarını Hedef Alarak Onları Asılsız Terör Suçlamasıyla Tutukladı

Haber:

Korkunç bir tırmanışla siyasi tutuklu Remzi Nimatullayev'in eşi ve diğer üç genç kadın sabah baskınlarında tutuklandı ve bu, Rusya'nın devam eden baskı kampanyasında kadınlara yönelik ilk toplu tutuklama oldu.

Ne yazık ki, 16 Ekim'de Simferopol İşgal Mahkemesi'nin 1985 doğumlu Esma Nimatullayeva, 2005 doğumlu Elviza Aliyeva, 2004 doğumlu Fevziye Osmanova ve 2006 doğumlu Nasiba Saidova'nın tutuklanmasına karar vermesi sürpriz olmadı. Bu ise hiçbirine herhangi belirli bir suç yönetilmemiş olmasına ve siyasi tutuklunun eşi Esma Nimatullayeva’nın beş küçük çocuğu olmasına rağmen gerçekleşti.

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik tam kapsamlı işgalini başlatmasından bu yana kadın siyasi tutukluların sayısındaki keskin artışa rağmen, 15 Ekim'de Kırım Tatar kadınlarını hedef alan kitlesel operasyon,Rusya'nın ilk kez aştığı son derece tehlikeli kırmızı bir çizgiyi teşkil etmektedir.

Bu davalar, silahlı arama operasyonları nedeniyle çok sayıda Kırım Tatar çocuklarının travma geçirmelerine ve anne babalarından ayrı yaşamaya zorlanmalarına neden olmuştur. Şimdi mesaj tamamen açıktır; zulümden dolayı güvende olmadıkları sürece tamamen yetim kalabilirler. 

Yorum:

2014 yılında Kırım'ı işgal etmesinden bu yana Rusya, Kırım Müslümanlarına acımasızca zulmetmeyi alışkanlık edinmiştir.

Şimdiye kadar bu ateist rejimin Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik tutuklamaları sadece erkeklerle sınırlıyken, şimdi Kırım'da Hizb-ut Tahrir mensubu kadınların ilk kez tutuklandığına tanık oluyoruz. Bu dört kadın şunlardır; tatlıcı ve beş çocuk annesi Esma Nimatullayeva, üviversite öğrencisi Elviza Aliyeva, bir mağazada çalışan Fevziye Osmanova ve öğretmen ve ana okulunda çalışan Nesibe Saidova’dır.

Esma'nın 73 yaşındaki annesi Aliya Bakirova, sabah saat dörtte gerçekleşen baskının dehşetini anlatırken, baskının yapıldığı sırada evde kızıyla birlikte beş torununun da bulunduğunu söyledi; zira şöyle dedi: “Kapıyı çalmadan aniden içeri girdiler. Kızım, kapıyı kırmayın ben açarım dedi.Ağır silahlı güvenlik güçlerinden oluşan tam bir grup aniden içeri girdi; sayıları ondan fazlaydı ve torununun söylediğine göre ise en az on beş kişiydiler.” Rus Federal Güvenlik Servisi birimlerinin gelmesinin ardından çocuklar gürültü ve bağırışlarla uyanırken yetişkinler ise aileleri için endişelendiler.Kadın, güvenlik güçlerinin evi alt üst ettiklerini, çocuk odasındaki her şeyi aradıklarını, hatta İslami kitapları bile aradıklarını söyledi. Arama emrini okudukları sırada en büyük torunları olan kız öğrencinin odaya girmesine izin vermediler. Bazı telefonlara el konuldu ve geri kalanlar ise iade edildi.

Baskın sırasında polis memurları, Aliya Bakirova’yı, resmi vasilik talebinde bulunması konusunda uyardılar ve “Vasi olmazsa devlet çocukları alabilir" tehdidinde bulundular. Kadın onlara sordu: “Bunu neden yapıyorsunuz?Siz, anne babaları hayatta oldukları halde çocukları yetim bırakıyorsunuz.” “Onlar size ne yaptılar? Onlar sadece akidelerinin gereğini yerine getiriyorlar.”  Kadının söylediğine göre Esma sabah saat yedi sularında alındı. Annesi daha sonra şu yorumda bulundu: “Bir kadın için güvenlik güçlerinin sayısı yeterli değil midir?”

Aktivistlerin uyarıda bulunduğu gibi mesaj açıktır: Zaten silahlı arama operasyonlarının ve babalarının tutuklanmasının şokunun acısını yaşayan Kırım Tatar çocukları, şimdi tamamen yetim kalabilirler.

Kırım Müslümanlarının Rusya tarafından zulme maruz kalmaları ilk kez olmuyor. Önce Çarlık Rusya’sı, sonra Komünist Kremlin rejimi ve şimdi de despot Putin rejimi tarafından zulme maruz kalmaktadırlar. Bugün Kırım'da İslam daveti taşıcıları bize, Mekke'deki ilk Müslümanların durumunu hatırlatıyor.Kız kardeşlerimiz, Sümeyye binti Hayyat Radıyallahu Anha gibi zalim işgalci Rusya rejiminin karşısında vakarlı ve gururlu bir şekilde dimdik durdular, sadece Allah'ın vaadine güvendiler ve İslami hayatın yeniden başlaması için davete devam ediyorlar.

Hizb-ut Tahrir'in terör örgütü olmadığı ve Kremlin'in ona yönelttiği tüm suçlamaların tamamen yalan ve uydurma olduğu küresel olarak bilinmektedir.Hizb-ut Tahrir'in 1953'teki kuruluşundan bugüne kadar olan tarihinin incelenmesiyle, bu yalanlar kolaylıkla çürütülebilir.Zira parti, fikri çatışmayı, delili ve burhanı benimsemekte olup bu metottan asla vazgeçmeyecektir.Dolayısıyla parti, Allah kendisine yardımını bahşedip Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin gölgesinde İslami hayatı yeniden başlatıncaya, İslam merhamet, adalet ve huzur dini olarak yayılıncaya, milletler kapitalizmin zulmünden ve yöneticilerin zorbalığından kaçarak akın akın İslam'a girinceye ve insanlar hakkı batıldan ayırıncaya kadar fikri ve siyasi çalışmasına devam edecektir.

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيداً O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (Kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasulü’nü hidayet ve hak din ile gönderendir. Şahit olarak Allah yeter.”  [Fetih 28]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Sureyya Emel Yesna

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER