- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mısır'da Seçimler... Katılım, Batılı Teşvik Etmeye Dönüştüğünde!
Haber:
El Yevm7 Gazetesi 21/10/2025 Salı günü, Ulusun Geleceği Partisi'nin seçimlerde oy kullanmaya teşvik etmek amacıyla, illerde kitlesel mitingler düzenlediğini bildirdi.
Yorum:
Bugün de tıpkı dün gibi her seçim öncesinde aynı sahneler tekrarlanıyor: zira kalabalıklar toplanıyor, konuşmalar yapılıyor ve sanki insanlar sadece sandık başında hatırlanıyormuş gibi hayallerden oluşan vaatler veriliyor!Sonra sesler kesilir kesilmez uzun bir sessizlik geri dönüyor ve krizler olduğu gibi kalmaya devam ediyor; hatta daha da şiddetli bir hale geliyor.Bu parti mevcut otoritenin bir parçası değil midir?Yıllardır insanların işlerini yönetmiyor mu? O halde bugün nasıl bir alternatif ya da kurtarıcıymış gibi konuşabilir?! Dolayısıyla onlar, seçim döneminde aynı pastayı paylaşmak için ortaya çıkıyorlar; zira her seçim süreci öncesinde tekrarlanan bir sahnede Ulusun Geleceği Partisi, halkı yaklaşan seçimlere aktif olarak katılmaya teşvik etmek için illerde kitlesel mitingler düzenlemeye başlamıştır.İnsanların, sonuçların önceden belirlendiğini ve sandığın bir seçim aracı değil de hem yurt içinde hem de yurt dışında rejimin imajını güzelleştirmenin bir aracı olduğunu bildikleri bir zamanda, istikrar, devlete destek ve ulusal görev gibi gösterişli sloganlar atılıyor.
Bu kitlesel mitingler, mevcut rejime destek toplamak ve siyasi yaşamın varlığını ima eden bir medya gösterisi yapmak olan siyasi kampanyanın sahnelerinden başka bir şey değildir; oysa gerçekte bunlar, otoritenin koridorlarından yönetilen seçimlerden ibaret olup yanlı partiler, zulmü süslemek ve yerel araçlarla Batı hegemonyasını geçirmek için bir kılıf olarak kullanılmaktadır.
Ulusun Geleceği Partisi'nin halkın çıkarlarını temsil etmek veya gerçek bir fikri akımı ifade etmek için değil, daha çok siyasi bir boşluğu doldurmak ve rejimin kendisi tarafından çizilen çerçeve içinde sadakatler toplamak için bir araç olarak kurulduğu açıktır. Onun tüm eylemleri, açıklamaları ve faaliyetleri, siyasi liderliği destekleme ve cumhurbaşkanının arkasında durma fikri etrafında dönmektedir; dolayısıyla ifadeler, tüm siyaseti yöneticinin kişiliğine indirgenmekte ve halkın iradesi ve çıkarları iptal edilmektedir.
Aksine bu parti güvenlik sisteminin sivil cephesi rolünü üstlenmektedir; zira halkın öfkesini absorbe etmek ve hükümetin yapısını etkilemeyen güvenli yollara yönlendirmek amacıyla siyasi ve sosyal görevler üstlenmektedir.Bu nedenle her ilde şu sloganlar tekrarlanıyor: “Dışarı çıkın ve katılın”, “Oyunuz bir emanettir”, “İstikrar ve kalkınma için”; oysa hakikatte kastedilen şudur: Rejime meşruiyet verin ki sizi Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla yönetmeye devam edebilsin!
Küfürle yönetilen ve Batı'dan emirler alan mevcut rejimin gölgesinde, seçimler bir değişim aracı olamaz;çünkü siyasi sürecin üzerine bina edildiği temel, İslam değildir; aksine halkı egemenlik sahibi kılan demokrasi şeriat olmadığı gibi yasama da Allah'ın değil insanların elindedir.Böylece seçimler, yöneticinin muhasebe edilmesi için bir araç olmak yerine onun otoritesinin gücünü pekiştirmek ve zulmü süslemek için bir araç haline gelmiştir.
Bu seçimlere katılmak, rejimin sahte meşruiyetinin propagandasını yapmak için kullanılıyor ve dünyaya halkın seçtiğini söyleniyor; oysa gerçekte seçen, yönlendiren ve kontrol eden güvenlik aygıtıdır ve bu talimatları sahada uygulayan da sadece partidir.İslam'da yönetim, oy sandıklarından veya halkın iradesinden değil, aksine vahyin nâsslarından alınmaktadır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ “Hüküm sadece Allah’a aittir.” [Yusuf 40]
Allah'ın şeriatını yönetimden dışlayan ve Batı'dan ithal edilen kanunları sürdüren bir sistemi desteklemek ve bu sistemin kurumlarına katılmak caiz değildir;çünkü bu, onun batılına yardım etmek ve onu yönetimde pekiştirmek anlamına gelmektedir.Alimler, zalimin zulmüne yardım eden veya onun batılının devam etmesine destek veren kişinin, onun günahına ortak olduğu konusunda icma etmiştir. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَعَانَ عَلَى خُصُومَةٍ بِظُلْمٍ فَقَدْ بَاءَ بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ “Her kim bir davada zulme yardımcı olursa, kuşkusuz Allah'ın gazabına uğrar.”Sonra rejimin seçimlerine katılmak veya ona çağrıda bulunmak –Ulusun Geleceği Partisi'nin yaptığı gibi– propagandasının yapıldığı gibi bir görev değil, aksine şer'an günahtır; çünkü bu, Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla olan bir yönetimin meşruiyetine izin vermek ve ümmetin gerçekliğini İslam'a göre değiştirmesinin önündeki yolu kesmektir.
Mısır rejimi, Müslüman ülkelerdeki diğer rejimler gibi meşruiyetini ümmetten değil Batı'dan almaktadır. Batı, bu rejimlerin demokratik görünmesini sağlamak için her zaman sahte seçimlerin yapılmasına özen göstermekte ve böylece kendi halkı önünde bu rejimlere verdiği siyasi ve mali desteği meşrulaştırırken bu rejimler de Batı'nın çıkarlarına ve politikalarına tamamen boyun eğmeye devam etmektedir.Böylece özgürlük, katılım ve seçim sloganları, ümmetin iradesini gerçekleştirmek için değil, bağımlılığın ve hegemonyanın devam etmesi için bir kılıf olarak kullanılmaktadır.
Bugün Müslümanların görevi, tiran rejimler tarafından yönetilen sandık başına gitmek değildir, aksine onları devirmek ve meşruiyetini İslam'dan alan, hayatın tüm işlerinde İslam'ın hükümleriyle hükmeden ve otoriteyi ümmete ve egemenliği de sadece şeriata veren Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmaktır.Dolayısıyla değişimin yolu demokratik seçimlerden geçmez, aksine ümmetin bilinçli olmasından, bir bütün olarak İslam'ın projesi etrafında saf tutmasından, iyiliği emredip kötülüğü yasaklama vacibini yerine getirmekten ve yöneticileri, sahte seçim programları temelinde değil, şeriat temelinde muhasebe etmekten geçer.
Ey Kinane'nin evlatları, ey Mısır'ın onurlu halkı; birkaç yılda bir seçimlerin sahnesini alkışlamak ve süslemek için sizleri sokağa çıkaran rejim, ekonomik politikalarıyla sizi yoksullaştıran, Filistin'deki Yahudilerle işbirliği yapan ve sizin sesinizi ve onurunuzu engelleyen aynı rejimdir. O halde kendi aleyhinize ona yardım etmeyin ve ona çok muhtaç olduğu meşruiyeti vermeyin.
Ey Mısır askerleri; Siz bu ümmetin evlatları ve onun bedeninin bir parçasısınız; o halde kendinizi, küfürle hükmeden fasit rejimlerin koruyucusu yapmayın. Sizin şerî vacibiniz, Allah’ın dinine yardım etmek, ümmetle birlikte onun gasp edilen otoritesini yeniden tesis etmek ve ümmeti birleştirecek ve ülkeyi yabancının nüfuzundan kurtaracak olan İslam Devleti’ni kurmak için çalışanlara destek vermektir.
Ulusun Geleceği Partisi ve diğer partiler tarafından düzenlenen kalabalık mitingler, insanları (oy kullanmaya) katılmanın bir görev olduğuna inandırmak için tekrarlanan siyasi tiyatronun fasıllarından başka bir şey değildir; oysa gerçekte bu, meşruiyetinin kaybetmiş laik sistemi temize çıkarmaktan ibarettir.Bu nedenle açık olan şerî tutum, bu seçimleri boykot etmek, onun sahteliğini ifşa etmek ve adaleti sağlayacak, onuru koruyacak ve ümmetin üzerindeki zulmü kaldıracak olan Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için ciddiyetle çalışmaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Abdullah – Mısır



