- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Necid ve Hicaz Beldesinde Olup Bitenlerin Şimdiye Kadar Ortaya Çıkan Kısmı, Devede Kulak Kalır!
Haber:
Erkam elektronik sitesi 30 Ekim günü, “Üçüncü Çeyrek Bütçesi: 269,9 milyar Riyal gelir ve 358,4 milyar Riyal harcama” başlıklı bir haber yayınladı. Haberde şöyle geçti: “Maliye Bakanlığı bugün, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait genel bütçeyi açıkladı; gelirler 269,9 milyar Riyala ulaşırken, genel harcamalar ise 358,4 milyar Riyale ulaşmıştır.Böylece 2025 yılının üçüncü çeyreğinde bütçe açığı 88,5 milyar Riyal seviyesine ulaştı.Bu yılın ilk dokuz aylık bütçe gelirleri 835,1 milyar Riyalken, genel giderler ise 1.016,8 milyar Riyal olarak gerçekleşmiş olup böylece bütçe açığı 181,8 milyar Riyal seviyesine ulaşmıştır.”
Yorum:
Burada, Necid ve Hicaz beldesinin genel bütçesindeki artan açık hakkında konuşuyoruz; bu durum şaşırtıcı görünebilir ama gerçek budur.Necid ve Hicaz beldesi, kafirler için bir ganimet haline gelmiştir; zira Amerikan petrol şirketleri bir asır boyunca Müslümanların petrolünü yağmalamakla yetinmemişlerdir.Zira son zamanlarda, 2008 yılının sonunda yaşanan ekonomik kriz sırasında Londra ve Washington'un, Riyad'daki Müslümanların paralarını yağmalamak için acele ettiklerine ve Trump'ın 2017'de yüz milyarlarca Doları yağmalamayı nasıl alışkanlık haline getirdiğine ve 2025 yılında yağmasını bir trilyon Dolar artırdığına tanık olduk.
Bu da Kral Selman ve oğlu Muhammed'i, günlük 16 milyon varil petrol üreten bir ülkeyi, genel bütçe açığı ve kamu borcu açısından bu düzeye getirmek için borçlanmaya başvurmaya sevk etmiştir! Dolayısıyla Krallığın kamu borcu, 2022 başında 250,1 milyar Dolar iken, 2025 Eylül sonu itibarıyla 141 milyar Dolar artarak 391,1 milyar Dolara ulaşmıştır ki bu da GSYİH'nın %29'una denk gelmektedir! Böylece onlar, Müslümanların bu paralardan dinlerini ve hayatları için yararlanmamaları sağlamak için Müslümanların paralarını saçıp savurmaktadırlar.
Bu ise İslam ile hükmetmekten uzaklaşıp, Müslümanların ülkesinde küfür hükmünü yerleştirmekten başka bir şey değildir; bu da İslam ile hükmetmekten uzaklaşıp bunu Müslüman ülkelerde küfür yönetimiyle değiştirmekten başka bir şey değildir; bu da Irak ve Yemen'i hedef alarak başlayan, daha sonra Necid ve Hicaz'ı hedef almayı kolaylaştırmak, onların mafsallarını koparmak ve Neom'u (mega kent projesi) Mekke'ye bir alternatif haline getirmek için daha önceden kasıtlı olarak planlanıp düzenlenmiştir.Bu hedef alma, 1804'te Domingo Francisco Badia, 1814'te Johann Ludwig Burckhardt, 1855'te Richard Francis Burton, 1864'te William Gifford Palgrave ve 1876'da Charles Doughty'den 1924'te Hilafet Devleti'nin yıkılmasında rol alan Gertrude Bell ve Arabistanlı Lawrence'a kadar Mekke ve Medine'yi hedef alma planlarıyla bağlantılıdır.Bu yüzden Müslümanlar, kaybettiklerini geri alıp Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmadıkça izzetlerini geri kazanamayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Şefik Hamis – Yemen



