Salı, 03 Recep 1447 | 2025/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Uluslararası Bölünmenin Çekici ile Yahudi Varlığıyla Normalleşmenin Örsü Arasında Kalan Yemen

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Uluslararası Bölünmenin Çekici ile Yahudi Varlığıyla Normalleşmenin Örsü Arasında Kalan Yemen

Haber:

Gizli olanı ortaya çıkaran tehlikeli bir emsal olarak İngiliz gazetesi The Times 12 Aralık 2025 tarihinde Güney Geçiş Konseyi'nin Yahudi varlığının yetkilileriyle görüşmek üzere resmi bir heyet gönderdiğini bildirdi. Geçiş heyeti, Siyonist ve Batı lobisinin ayrılıkçı projesine ve Arap milliyetçiliğini korumak ve terörizmle mücadele etmek için Arap Güney Devleti ilan etme bahanesiyle Güney Yemen'i Kuzeyinden ayırma çabalarına destek karşılığında, gaspçı varlığı tam olarak tanıyacağını resmen taahhüt etmiştir.

Yorum:

Batı basınının bugün ortaya çıkardığı şey, karanlık odalarda pişirilen şeylerin açığa çıkmasından başka bir şey değildir. Aydarus Zubeydi ve konseyinin, Birleşik Arap Emirlikleri'nin açık desteği ve Suudi Arabistan'ın gizli desteği ile gerçekleştirdiği eylemler, Allah'a, Rasulü'ne ve müminlere karşı büyük bir ihaneti ve sömürgeci projelere hizmet etmek için ajanlık bataklığına büyük bir düşüşü temsil etmektedir.Onların ve diğerlerinin terennüm edip durduğu terörle mücadele sloganı, Haçlı Amerika'nın emirlerine yanıt olarak İslam ve onun için çalışanlarla mücadele etmek ve İslam'ın bir hayat nizamı olarak geri dönüşünü engellemek için kullanılan bir kod adından başka bir şey değildir. Ayrıca Suudi Arabistan ve BAE'nin rollerini değiştirdiği bir tiyatrodur.Bu yüzden Suudi Arabistan veya BAE'nin geçiş hükümetinin bazı davranışlarını kınayan boş medya açıklamalarına hiç kimse aldanmamalıdır; zira bunlar, iç tüketim ve halkları uyuşturmak içindir.

Sahada yaşanan acı gerçekler ise farklı bir şey söylüyor:

Suudi Arabistan tarafından kurulan ve Yüksek Liderlik Konseyi'ne bağlı meşru bir güç olarak pazarlanan Vatan Kalkanı Güçleri, güney bölgelerini Geçiş Konseyi'ne fiilen teslim eden, ardından da devasa konvoyları şüpheli bir şekilde stratejik gaz ve petrol rezervuarı olan Marib'e doğru ayrılan aynı güçlerdir. Bu eylem gelişigüzel değildir, aksine güneydeki pastayı ve limanlarını, Yahudilerle tam bir normalleşme şartıyla geçiş hükümeti (İngiliz-Birleşik Arap Emirlikleri projesi) ile Suudi Arabistan'ın doğrudan himayesi altındaki (Amerikan projesi) Marib'deki gaz ve petrol zenginliklerini bölüşmeye yönelik yapılan yeniden bir konumlandırmadır.

El Mahra'da imzalanan ve El Gayda Havaalanı ile Nashtoon Limanı'nın Suudi Vatan Kalkanı Güçlerine devredilmesini, Geçiş Konseyi'nin asgari düzeyde idari varlığını sürdürmesini, ancak arazinin Geçiş Konseyi'ne bırakılmasını öngören anlaşma, tasarlanan hassas dengeyi ortaya koymaktadır; zira Suudi Arabistan, Amerikan itaat evinden ayrılmayı düşünmesi halinde kontrolü altında olması için limanlar aracılığıyla Geçiş Konseyi üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmaktadır.

Aynı durum Taiz ve Mocha'daki Tarık Salih için de geçerlidir; zira o, Husileri kesin bir karar vermelerine izin vermeden tehdit etmek için kullanılan bir kırbaç ve baskı kozundan başka bir şey değildir. Birleşmiş Milletler'in daha önce Hudeyde savaşına durdurmasında bizim için bir ders vardır; zira uluslararası toplum, Husileri kurtarmak ve tek deniz ulaşım arterlerinin çökmesini önlemek için müdahale etmiştir. Çünkü Batı, Husilerin bir öcü olarak kalmasını ve nihayetinde zehirli bir siyasi çözüme yol açacak korkunç güç dengesinin bir parçası olmasını istiyor ki bu; Amerikan bölme kapısı olan federal sistem ve federalizmdir.

Husilere paralel olarak güneyde aktif güç olan Geçiş Konseyi de umut vaat eden bir gelecek için savaşta inisiyatif almış ve resmi sözcüsü, doğrudan parçalanmış bölünme planının kelimenin tam anlamıyla tercümesi olan federal sistemi açıklamıştır. Nitekim onlar, Yemen'in birbiriyle çatışan kantonlara ve bölgelere bölünmesini istiyorlar; böylece her bir bölgeye, Yemen'in ayağa kalkmamasını sağlamak, servetlerin yağmalanmasını kolaylaştırmak ve siyasi kararların hızını kontrol etmek için sömürgeciyi hamd ile tesbih eden bir savaş ağası sahip olacaktır.

Ayrıca normalleşme de kirli bir bedeldir; zira İbranice yayın yapan Jerusalem Post gazetesi, Geçiş Konseyi'nin kontrolünün İbrahim Anlaşmaları için stratejik bir fırsat olduğunu belirtmiştir. Bu da Yemen'in bölünmesinin, Kızıldeniz ve Bab el-Mandeb'de ajan ellerle denizciliği güvence altına almak ve Yahudi varlığına yönelik olası her türlü tehdide darbe indirmek için Siyonist, Amerikan ve İngilizlerin talebi olduğunu teyit etmektedir.

Bakın işte bizler, Yemen’deki halkımıza, hikmet ve iman halkına yüksek bir sesle diyoruz ki; ey Yemen halkı ve ey Ensarın torunları, evlatlarınız kanı için Allah’tan korkun;  zira Şabva'dan Sada'ya, El Mahra'dan El-Hudeyde'ye kadar dağlarda, vadilerde ve ovalarda dökülen bu temiz kanlar, dokunulmaz olan kanlar olup onların haksız yere dökülmesi sizin üzerinize haramdır.

Hala sizin savaşınız olmayan bir savaşın yakıtları olduğunuzu anlamıyor musunuz? Sizler Allah’ın kelimesini yüceltmek için değil, sömürgeciliğin araçlarını güçlendirmek ve yeni bir Amerikan Sykes-Picot anlaşmasıyla belirlenen sınırların çizilmesi için savaşıyorsunuz. Ülkenizi bölen laik bir federal sistem tarafından yönetilmek için neden canlarınızı feda ediyorsunuz?! Filistin'deki kardeşlerinizin katilleriyle ilişkileri normalleştirmek için acele eden liderlerin tahtlarınıza çıkması için neden fedakarlık yapıyorsunuz?!

Şu yaralı Sudan'a bir bakın; kâfir Batı'ya hizmet etmek için kendi evlatlarının elleriyle nasıl paramparça edildi; bakın işte bugün Yemen de aynı yolda, yani itaat ve zayıflık evine doğru ilerliyor!

Allah şahittir kâfir Batı, Müslümanların Müslüman kardeşlerini öldürmesini ve petrol, gaz ve madenler gibi muazzam servetlerimizi yağmalayıp ajanlarına da kırıntıları atmayı izleyip kahkahalarla gülerken sizler ise sıkıntı, açlık ve zulüm içinde yaşıyorsunuz.

Ey muhlis subaylar, ey güç ve kuvvet ehli ve ey özgür kabile şeyhleri: İster sivil demokratik isterse federal olsun, tağut rejimleri kurmak için dökülen kanlar, Allah’ın gazabını gerektiren boşa gitmiş kanlardır. Başın gururla kaldırıldığı ve Allah katında yüzün nurla beyazladığı gerçek fedakarlık, hak ve adalet devletini kurmak için yapılan fedakarlıktır. Bu devlet, doğu, batı, Suudi, İran ve BAE devleti değildir. Aksine Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünnetiyle hükmedecek olan bir devlettir; bu devlet ise sabit ve saf İslam akidesi dayalı net bir şekilde açıklanmış bir projeye sahip olan Nübüvvet Minhacı Raşidi Hilafet Devleti’dir.

Yıkılmakta olan tahtları ve baskıcı ve ajan rejimleri korumayı bırakın ve komplo kuranlara karşı durumu tersine çevirin. Vallahi billahi sizler, eğer ister ve halkına asla yalan söylemeyen bir liderin sözlerini anlar ve yeryüzünde sizi izzetli kılacak, yağmalanmış servetlerinizi koruyacak ve ihlal edilen kanlarınızı muhafaza edece Allah'ın hükmünü ikame etmek için çalışırsanız, bölünme ve normalleşme projelerini reddetmek için kelimelerinizi birleştirmeye muktedirsiniz.

غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
Allah emrine galiptir. Ancak insanların çoğu bilmezler.” [Yusuf 21]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Seyf Marzuk – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER