Salı, 10 Recep 1447 | 2025/12/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi Varlığı, İslam Beldesinin Kalbindeki Bir Batı Üssüdür!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Yahudi Varlığı, İslam Beldesinin Kalbindeki Bir Batı Üssüdür!

Haber:

ABD Senatörü Lindsey Graham, "İster Evanjelik Hristiyan olun ister olmayın, “İsrail” Amerika için iyi bir anlaşmadır; eğer “İsrail” ordusunu, Mossad'ı ve Şin Bet'i kaybedersek, bölgede kör olacağız; bu yüzden Cumhuriyetçi Parti'nin “İsrail'i” terk edeceğinden endişelenmeyin; bunu yapmayacağız ve “İsrail'in” Amerika için bir yük olduğunu söyleyenlere de karşı duracağız" dedi. (Ajanslar)

Yorum:

Sürekli olarak Yahudi varlığının ve Amerika da dahil olmak üzere çeşitli Batı ülkelerindeki Yahudi lobilerinin, siyasi kararları kontrol ettiği mugalatası yayılmaktadır. Bu mugalata, İslam beldelerindeki mevcut rejimler, onların medya organları ve diğerleri tarafından, mübarek Filistin topraklarındaki Yahudilerin suçlarına ilişkin eylemsizliklerini ve sessizliklerini haklı çıkarmanın yanı sıra Yahudilerin iki kıblenin ilki ve Harameyne ş-Şerifey’in üçüncüsü olan mübarek Mescid-i Aksa'yı gasp etmelerine ilişkin sessizliklerini haklı çıkarmak için kasıtlı olarak yayılmakta ve teşvik edilmektedir. Bu arada gerçeklik, Yahudi varlığının varlığını sürdüremeyeceğini ve güvenliğini de ancak insanların ipine, yani Amerika ve Batı ülkeleri ile onlara bağlı rejimler aracılığıyla sağlayabileceğini kanıtlamaktadır. Nitekim Amerika'daki politikacılarından biri de bunun, bir analiz değil, açık bir gerçek olduğunu teyit etmekte ve Yahudi varlığının Amerika ve ondan önce de İngiltere için kazançlı bir anlaşma olduğunu onaylamaktadır.

Bildiğimiz siyasi mefhum, başta Amerika olmak üzere Batı'nın, Yahudileri, kendi adına ümmete karşı kirli işler yapmak için kullandığı fikrine dayanmaktadır; bu arada Batılı hükümetler, Yahudileri bir baskı aracı veya aktif bir güç olarak sunmakta olup bunu da, İslam'a ve Müslümanlara karşı komplo ve tuzak kurma çabalarını haklı çıkarmak için suçu kendilerine değil de Yahudilerin üzerine atmak için yapmaktadırlar; kurmuş oldukları tuzaklardan biri de, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet projesine ve onun için çalışanlara karşı kurdukları tuzaktır. 

Dünyadaki ve özellikle Batı'daki Siyonistler ve Siyonist hareket, Yahudiler onlardan bir parça olmasına rağmen Yahudi değillerdir; aksine onlardan büyük çoğunluğu ve Siyonist hareketi kontrol edenler, Batı'daki karar vericiler, çıkar sahipleri ve kapitalistler, ya da daha doğrusu Batı'daki derin devlettir.İslam'a ve Müslümanlara karşı savaşanlar ve İslam beldelerinin kalbindeki ileri üsleri aracılığıyla İslam ümmetinin Hilafetin gölgesinde birleşmesini engellemeye çalışanlar işte onlardır. Onlar için Yahudi varlığı, ümmetle karşı karşıya kaldıklarında bir fırlatma üssünden başka bir şey değildir. Dolayısıyla onların en son kaygısı Yahudiler ve Semitizmdir ve Semitizmi övüp savundukları politikaları,diğer ırklara, etnik gruplara ve dinlere karşı benimsedikleri ve uyguladıkları ırkçı uygulamalarla çelişmektedir. Yani onlar özgürlükleri, milliyetleri, dinleri ve ırkları savunan bir ideoloji ve değerlere sahip insanlar değillerdir; aksine nefislerinde kötü bir amaç güden ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmek, ümmete zarar vermek ve Hilafet Devleti’nin gölgesinde İslam'ın geri dönüşünü engellemek için yalnızca tek bir ırkı savunmaktadırlar.

Bu nedenle çevremizde olup bitenleri analiz ederken hata yapmamamız için bu anlayış ve tablonun net olması gerekmektedir. Dolayısıyla Amerika ve Batı, sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde Yahudileri veya onların varlıklarını umursamaktadır.Yahudileri ülkelerinden kovan ve onlardan kurtulmayı bir başarı olarak gören bizzat Batı'dır. Bu yüzden Semitizm veya korumacılık Batı'nın umurunda değildir. Dahası bunlar, ümmete ve Hizb-ut Tahrir liderliğinde Hilafetlerini temsil eden projesine karşı çıkmak için kullandıkları sloganlar ve gerekçelerdir. Tıpkı eski Haçlı Seferleri'nin sloganlarının “Mesih'in beşiğini Müslümanlardan kurtarmak” olması gibi.Bu arada gerçek slogan “Süt ve bal ülkesine gidelim” olmasının yanı sıra Irak ve Orta Doğu'ya özgürlük ve demokrasi ihraç etme sloganı olsa da, gerçek slogan Müslümanların petrolü ve İngiltere'nin değil de Amerika'nın liderliğinde yeni bir Orta Doğu'nun oluşturulmasıdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Muhacir – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER