- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Sudan Ordusunun Ateşkesi Kabul Etmesi: Ülkenin Bölünmesine Giden Bir Kapı ve Libya Modelinin Bir Kopyasıdır!
Washington'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında devam eden müzakerelerin gölgesinde, önerilen bu ateşkesin sadece geçici bir ateşkes değil, Libya modelinin tekrarı şeklinde Sudan'ın siyasi ve coğrafi olarak yeniden yapılandırılmasına açılan bir kapı olduğu yönünde gerçek endişeler öne çıkmaktadır ki bu da; biri Darfur'da, diğeri de Hartum'da olmak üzere iki çatışan hükümetin kurulması ve bunların meşruiyet ve iktidarı paylaşması ve her ikisinin de dışarıdan yönetilmesidir.
Terör örgütünden müzakere tarafına:
Savaşın patlak vermesinden bu yana Sudan ordusu, Hızlı Destek Güçleri'ni isyancı milis ve terör örgütü olarak sınıflandırmış ve Darfur, El Faşir ve El Cezire'de soykırım suçları işlemekle suçlamıştır. Ancak ordu, Amerika'nın gözetiminde onunla (Hızlı Destek Güçleri) dolaylı müzakerelere girmiştir ki bu da onu yasadışı bir varlık olarak değil, zımnen paralel bir güç olarak tanıdığı anlamına gelmektedir.
Bu çelişki ordunun konumunu zayıflatmakta, Hızlı Destek Güçlerine müzakere meşruiyeti kazandırmakta ve tıpkı Libya'da Trablus ve Bingazi hükümetleri arasında olduğu gibi iktidarın paylaşılmasına zemin hazırlamaktadır.
Bölünmenin gerçekliğini pekiştiren ateşkesin şartları:
Önerilen ateşkes, üç aylık bir ateşkes olup insani yardım koridorlarının açılmasını ve dokuz aylık bir siyasi sürecin başlatılmasını içermekte ancak, aşağıdaki hususları içermemektedir:
- Hızlı Destek Güçlerinin kontrol ettikleri şehirlerden çekilmesini.
- Ordunun Darfur veya El Faşire geri dönmesine yönelik garantileri.
- Ülkeyi merkezi otorite altında yeniden birleştirmek için herhangi bir mekanizma.
Bu bağlamda ateşkes, barış yönünde atılmış bir adım değil, bölünmenin gerçekliğini pekiştiren bir unsur haline gelmektedir. Zira Darfur, Hızlı Destek Güçleri tarafından fiilen yönetilirken, ordu ise Port Sudan ve Hartum'da yoğunlaşmış durumda ve bu da zihinlere, her ayrıntısıyla Libya modelini getirmektedir.
Washington müzakereleri aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri, Sudan'ı stratejik çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır ki bu çıkarlar şunlardır: İngiliz ve Avrupa'nın etkisini zayıflatmak ve yerel ajanlar aracılığıyla petrol ve güvenlik çıkarlarını güvence altına almak. Nitekim Libya modelinin kopyalanması bu görevi kolaylaştırmaktadır; zira iki çatışan hükümetin varlığı merkezi devleti zayıflatmakta ve arabuluculuk veya insani yardım kisvesi altında dış müdahaleye imkan tanımaktadır.
Ordunun tutumu: Kararlığın kaybolması ve meşruiyetin aşınması
Tarihe ve kurumlara sahip olmasına rağmen Sudan ordusu, ülkenin birliğini korumak konusunda kesin bir tavır almamıştır. Zira onun açık şartlar olmadan ateşkesi kabul etmesi, askeri inisiyatifi kaybetmesine, müzakere pozisyonunu zayıflatmasına ve gelecekteki yönetimden dışlanmasına zemin hazırlayan stratejik bir tavizdir.
Meşru ve birleştirici bir vizyonun yokluğunun gölgesindeki bu kabullenme, siyasi intihar anlamına gelmekte olup bölünmeyi pekiştirmekte ve ülkenin birliğini ve güvenliğini korumakla görevli askeri bir kurum olarak ordunun meşruiyetini kaybettirmektedir.
Bu bağlamda şerî vizyon aşağıdaki şekildedir:
- Batılı güçlerin sömürgeci araçları olarak desteklediği her türlü müzakereyi reddetmek.
- Sudan'ı Raşid bir liderliğin altında yeniden birleştirecek Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin kurulmasına davet etmek.
- Gerçek çözüm olarak Allah'ın şeriatına geri dönmek ve ülkeyi bu aşağılayıcı duruma getiren demokratik sistemleri reddetmek.
Kriz, Hızlı Destek Güçleri veya orduda değil, bilakis birleştirici İslami bir projesinin yokluğunda yatmaktadır ki bu birleştirici proje ise; Müslüman ülkelerin birliğini koruyacak, ümmeti, onun kelimesini ve ekonomik ve askeri kapasitelerini birleştirecek ve siyasi veya ekonomik olarak kafir Batı'ya bağımlı olmayacak olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir.
Meşru bir iradenin yokluğunun gölgesindeki Washington müzakereleri, Sudan'da Libya modelinin tekrarlanması konusunda bir uyarıdır; zira Libya'da ülke iki başkentten yönetilmekte olup iktidar iki çatışan güç arasında bölünmekte ve politikalar dışarıdan çizilmektedir. Bugün talep edilen şey, bölünmeyi pekiştiren bir ateşkes değil, aksine Sudan'ı yeniden tanımlayan, onun vahdetini güçlendiren ve karar alma sürecini uluslararası egemenlikten kurtaran kapsamlı bir ümmet projesidir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ
“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hatem El-Attar – Mısır



