Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Demokrasinin Yozlaşması... Nebih Berri Yedinci Kez Yeniden Lübnan Meclis Başkanlığına Seçildi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Demokrasinin Yozlaşması... Nebih Berri Yedinci Kez Yeniden Lübnan Meclis Başkanlığına Seçildi!

Haber:

Lübnan Temsilciler Meclisi, son milletvekilliği seçimlerinin ardından hiçbiri mutlak çoğunluğa sahip olmayan heterojen blokları içeren yeni parlamentonun düzenlediği ilk oturumda üst üste yedinci kez Nebih Berri’yi başkan olarak seçti.

Yorum:

Demokrasi işte budur; eski sistemin aynısını yeniden şekillendiren habis bir sistemdir. Zira Nebih Berri’nin yedinci kez yeniden Lübnan Meclis Başkanlığı’na seçilmesi meselesi, sadece Lübnan’da değil, tüm dünyadaki demokratik sisteme vurulan güçlü bir darbe olarak kabul edilmelidir.

Son dönemde Lübnan, rejime karşı güçlü halk ayaklanmalarına tanık olmuş ve Lübnan halkı, ülkeye yoksulluğu, siyasi sorunları ve her yol kavşağında iç savaş tehdidiyle duran kindarları miras bırakan siyasi sınıfın ayrılmasını talep etmiş ve Lübnanlıların sloganı “Küllün yani küllün” olmuştur. Yani tüm egemen siyasi sınıfın ayrılması anlamına gelmektedir. Daha önceki ayaklanma da, siyasi rejimin belediye hizmetlerini bile yerine getiremediğinden çöplerin birikmesini protesto etmek için “siz kötü kokuyorsunuz” sloganı altında siyasi sınıf için büyük bir ayıp taşıyordu.

Lübnan’daki siyasi sistem, kelimenin tam anlamıyla bir başarısızlık örneğidir ve demokratik sistem taraftarları, sandıklardaki oyların değiştirilmiş olabileceğini iddia ediyorlar. İşte Lübnan halkının kendisine karşı ayaklandığı aynı siyasi sınıfı yeniden iktidara getiren Lübnan’daki oy sandıklarıdır. Dolayısıyla nihai sonuç, ülke üzerindeki bu siyasi sınıfın kontrolü altındaki sandık yoluyla değişimin imkânsız olmasıdır. Bu Lübnan’a özgü bir şey değildir. Zira kitlesel halk protestoları tarafından yiyip bitirilen İran’da, seçimler ve sandıklar aracılığıyla aynı siyasi sınıfı yeniden iktidara getirdi. Mısır, Ürdün, Irak, Pakistan, Bangladeş ve diğer Müslüman ülkelerinde de aynı şekildedir.

Dahası Amerikan seçimleri de, Amerika’da Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin arasında dalgalanmaların olmasına neden olmuştur. Zira Cumhuriyetçi bir başkan yönettiğinde genel olarak Amerikan halkı kederleniyor, sonra bir Demokratik başkan seçiyor ve ardından tekrar bu Demokrat başkandan dolayı da kederleniyor. Daha sonra da Cumhuriyetçi bir başkan seçmek için geri dönüyor. Oysa her iki parti de aynı Amerikan madalyonun iki yüzü gibidirler.

Kendi etrafında dönüp duran ve herhangi bir değişim üretemeyen habis demokratik sistem işte budur. Peki bu Müslümanların, değişim olacağı umuduyla sürekli olarak demokratik seçimlere katılmaları sonra da hiçbir değişimin olmaması mantıklı mıdır?! “İslami” hareketlerin seçimlere katılmak için koşuşturdukları, değişim olacak diye insanları kandırdıkları, insanların onları seçmek için gittikleri, sonra da hiçbir değişiklin olmadığı Mısır, Ürdün, Tunus ve diğer Müslüman ülkelerinde olan da budur. Durumlar daha da kötüye gitmezse böyledir!

Bu hareketler ve genel olarak Müslümanlar, demokratik sistemin habisliğini ve İslam halklarının yararına herhangi bir değişiklik getirmedeki başarısızlığını fark edip değişimde Kerim Rasul Aleyhissalatu ve’s Selam’ın metodu üzere çalışarak bunu açık ve yüksek bir sesle şöyle ilan edecekler mi: “Demokrasi, Müslümanların yıkması gereken küfür sistemidir!”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER