- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Müzakere ve Tavizlerden Önce Cilalama ve Evcilleştirme Politikası!
Haber:
Hızlı Destek Güçleri'nin eski komutanı Kikel'in sızdırdığı bilgiler Sudan'da tartışma fırtınası kopardı: Hemedti kadınlarla tokalaşmayı reddediyordu ve tacizlerle ilgili haberleri duyunca gözyaşlarına boğuluyordu...Sudanlı gazeteci Usame Abdülmecid:Kikel bunu alaycı bir şekilde söylemiştir...Hepimiz şaşırdık; çünkü Hemedti, sistematik cinayetler işlemekle suçlanıyor ve tacizleri herkes tarafından biliniyor. (Nabd Sitesi, El Arabiya'dan aktardı, 16/05/2025)
Yorum:
Sudan Kalkanı Güçleri'nin eski komutanı General Ebu Akile Muhammed Kikel'in bir grup medya mensubuna yaptığı açıklamalar, özellikle de Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti) hakkındaki sözleri, Sudan halkına karşı işlenen katliamlardan etkilenmesinden ve üzüntüsünden ve adamın savaşta yaralanmamasının yanı sıra ölümü hakkındaki konuşması, Sudan halkı arasında tartışmalara ve sorulara yol açmıştır.Kikel'in, birçok kişinin şiddetli tepkisinin ardından röportajda gelenlerin bir kısmını inkar etmesine, ardından gazetecilerin çıkıp onun hakkında aktardıkları her kelimenin doğruluğunu güvenle teyit etmelerine rağmen, evet tüm bunlara rağmen, bu basın toplantısı, özellikle de zamanlaması hakkında birçok soru işaretleri vardır; bu tehlikeli açıklamalar neden şimdi?Peki çoğunluğu Sudanlıların takip ettiği medya platformlarında çalışan genel yayın yönetmenleri ve medya aktivistlerinden oluşan bu sayıdaki gazetecileri kim seçti?
Bu açıklamalar, Hızlı Destek Güçlerinin yeniden pazarlanıp, müzakereler, pazarlıklar, hoşnut etmeler, paylaşımlar ve benzerleri yoluyla Sudan halkına yeniden sunulup sunulmayacağı konusunda büyük bir medya hareketine neden olmuştur?Bunu teyit eden birçok işaretlerin olduğu açıktır.
Sömürgeci devletler, ülkelerimizdeki hükümetler veya bu devletler ya da hükümetler tarafından türetilen milisler aracılığıyla kirli gündemlerini uygulamayı alışkanlık edinmişlerdir…
Gündem uygulandığında, hükümetleri güzelleştirme veya bu milisleri pazarlama süreci tamamlanmış olacaktır; nitekim ölmüş Halk Hareketi'nin başkanı John Garang, silahlı isyanı nedeniyle Sudan halkından çok sayıda insanı öldüren bir düşmandı ve hükümet, tüm devlet kurumlarını onun başına musallat etmiş ve onu camilerde Kuran'ı parçalayan hain bir ajan ve benzeri şekilde nitelendirmişti,...Bunun üzerine Amerika Nifaşa müzakerelerini emredince, hükümet onun imajını parlatmaya başlamış, medya da hemen bununla meşgul olarak onu bir barış adamı, Sudan'ı birleştirmek isteyen birleştirici bir adam olduğu şeklinde propagandasını yapmışlardır;Hartum’a geldiğinde ise, daha önce ona düşman olan Beşir hükümeti ona kapılarını açtığı gibi Yeşil Meydanı da açmış ve binlerce insan onu karşılamak için gelmiş ve Güney Sudan'ın ayrılmasına yol açan müzakereler yapılmıştı!
Bugün ise ordu liderlerinin savaşı durdurmak için Hızlı Destek Güçleriyle müzakere etmek istedikleri konuşuluyor; bu ise savaşın başından beri Cidde platformu aracılığıyla dile getirilen bir Amerikan talebidir; zira bu talep, savaşın süresini uzatmak ve İngiltere'nin nüfuzuna darbe indirmek, sivil ajanlarını vurmak ve Darfur'u ayrılmaya hazırlamak gibi Amerika'nın gündemlerini gerçekleştirmek için uyduruk bahanelerle ertelenmiş ve engellenmişti.
Bu eğilimi, Bağdat'ta düzenlenen Arap Zirvesi'nde konuşan Egemenlik Konseyi Üyesi Koramiral İbrahim Cabir şu sözleriyle teyit etmiştir: “Sudan hükümeti, Birleşmiş Milletler ve arabuluculara sunulan yol haritasını uygulamaya kararlıdır. Bu yol haritası, ateşkesin yanı sıra, Hızlı Destek Güçlerinin işgal altındaki bölgelerden ve şehirlerden çekilmesini ve El Fasher'deki ablukanın kaldırılmasını da içermektedir.”(Sudan Tribune, 17/05/2025).
Bu, hükümetin, iki taraf arasındaki dikkat çekici çekilmelere rağmen ordunun liderlerinin savaşın askeri bir çözümle olacağı şeklindeki söylemlerinin aksine savaşın müzakereler yoluyla durdurmaya hazırlandığı anlamına gelmektedir.
Bu savaş, Mescid-i Aksa'yı İslam ümmetinin bağrına geri döndürmek için Yahudilere karşı olmadığı gibi Güney Sudan'ı bölüp halkına zulmetmeye devam eden ve ajanları aracılığıyla daha fazla parçalamanın peşinde koşan Amerika'ya karşı da değildir; aksine bu, ülkemizdeki yöneticilerin, sömürgeci devletlerle olan bağlantıları nedeniyle ümmetin işlerini umursamadıklarını, onu korumadıklarını ve onun malını, namusunu ve kanını savunmadıklarını teyit etmektedir.Sudan'daki Müslüman halkın vacibi, bu acı gerçekliği değiştirmeleri, sömürgeci ülkelerin bu ajan hükümetlere verdikleri destekten ellerini çekmeleri ve yöneticisi, kötülüklere, felaketlere ve musibetlere karşı bir kalkan ve koruyucu olacak Nübüvvet Minhacı Raşidi Hilafetin olduğu İslam Devleti'ni kurmak için ümmetle birlikte çalışmalarıdır. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Cami (Ebu Eymen) - Sudan