Perşembe, 23 Zilhicce 1446 | 2025/06/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerikalılarla Örtünen Çıplak Kalır O Halde Öğüt Alacak Kimse Yok Mu?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Amerikalılarla Örtünen Çıplak Kalır O Halde Öğüt Alacak Kimse Yok Mu?

Haber:

ABC kanalı kaynaklara dayanarak, ABD'nin Yahudi varlığına, İran'ı vurmak için çok hassas istihbarat bilgileri ve veriler sağladığını bildirdi.

Kanal, "ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Cuma günü, ABD'nin İsrail'in İran topraklarına yönelik saldırılarına katılmadığını vurguladığını, ayrıca Washington'un İsrail tarafından, meşru müdafaa için gerekli olduğunu söylediği saldırılar hakkında bilgilendirildiğini belirttiğini” açıkladı. (RT Arabic, 13/06/2025)

Yorum:

Birincisi: ABD, sadece kendi çıkarlarını düşünen kapitalist bir ülkedir;örneğin Fransa, İngiltere'den bağımsızlığını kazanma çabasında Amerika'ya birçok pozisyon sundu; Fransa'nın bu tutumu, Amerikalılara olan sevgisinden değil, aksine Fransa ile İngiltere arasındaki uluslararası çatışmanın bir sonucuydu. Ancak Amerikalılar, Fransa'nın desteğine nankörlük ve ihanetle karşılık verdiler; zira Başkan Andrew Jackson, Fransa'nın kendisine olan gecikmiş ticari borçlarının bir kısmını ödememesi halinde ona savaş ilan etmekle tehdit etti. Fransızlar bunu, Amerikan devrimine verdikleri güzel desteklerine karşı büyük bir nankörlük olarak değerlendirdiler. Daha sonra ünlü Fransız siyasetçi Alphonse de Lamartine bu tutumu şöyle nitelendirdi: “Amerika'nın ülkemize karşı bu kadar duyarsız olmasına her zaman şaşırmışımdır!”

Amerika, 1973 yılında Vietnam'daki savaşı sona erdirmek için Paris Anlaşması'nı imzaladı ve Washington, güçlerini çatışmadan çekme kararı aldı ve bu da Güney Vietnam ordusunu çıkmaza soktu; çünkü onun kuvvetleri, kuzeydeki düşmanlarına karşı direnmesine izin vermedi.

Aynı şeyi Afganistan'daki ajanı ve onunla birlikte olanlara da yaptı; zira karanlık bir gecede çekip gitti, onlara hiçbir şey söylemedi, dahası onları bir meçhule terk etti.

İkincisi: Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana, seçim programında “Önce Amerika” sloganını ilan etti; bu da bir tanıma, strateji ve fiili uygulama anlamına gelmektedir;bu ise Ukrayna'nın Rusya ile olan savaşında ortaya çıkmıştır; zira Ukrayna'dan Amerika'nın harcadığı parayı geri ödemesini talep etti. Bununla da kalmayıp, Ukrayna'ya şantajda bulunarak sahip olduğu nadir elementlerin yarısını da talep etti... ABD'nin müttefiklerine yönelik ihaneti sabit bir gerçek olup bunu, en yakın müttefikleri bile itiraf etmiştir.

Avustralyalı stratejik çalışmalar profesörü Hugh White, ülkesini Çin'in Asya'daki nüfuzuna karşı bir savunma stratejisi hazırlama ve bu stratejinin hiçbir şekilde ABD'ye güvenmeyi içermemesi çağrısında bulundu; çünkü artık Amerikan desteği, en yakın dostlar için bile garanti değildir.

Üçüncüsü: İran, ABD'ye büyük tutumlar sunmuştur; zira ABD, İran'ı, Irak'a karşı savaşında Körfez ülkelerini korkutmak için kuduz bir köpek gibi kullandığı gibi daha sonra da Afganistan ve Irak savaşlarında kendi çıkarları için kullanmıştır; hatta bazı İranlı liderler bile bunu itiraf etmiştir; “Zira 2004 yılının 13 Ocak tarihinde, Birleşik Arap Emirlikleri Stratejik Çalışmalar ve Araştırma Merkezi tarafından her yıl düzenlenen ”Körfez ve Geleceğin Zorlukları" konferansının kapanışında,İran'ın o dönemki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Abtahî, ülkesinin Afganistan ve Irak'a karşı savaşlarında Amerikalılara çok yardım ettiğini ve -şayet İran'ın işbirliği olmasaydı- Kabil ve Bağdat'ın bu kadar kolay düşmeyeceğini belirtmişti. Sonra Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi BaşkanıRafsancani, aynı bağlamda aynı ifadeyi tekrarlayarak, "Şayet İran olmasaydı, Kâbil ve Bağdat düşmezdi" demişti.

Hayır, bilakis Baker-Hamilton raporuna göre Irak'ı Suriye ve İran'a bağlamıştır.

Ayrıca Şam ve Lübnan'daki devrimleri bastırmak için de İran'ı kullanmıştır ki onun Şam'daki kirli rolü ve orada işlediği katliamlar malumdur; zira İran, Lübnan'daki partisini ve aynı şekilde bazı Irak ve Afgan milislerini kullanmış ve Lübnan'daki partisini ve kollarını, Yahudi varlığının saldırılarının altında bıraktığı gibi onları bir meçhule terk etmiştir; Gazze'yi Yahudilerin yürüttüğü soykırım savaşında terk etmiştir; ta ki sıra kendisine gelinceye kadar; zira Trump İran’dan,Amerikan şirketlerinin çıkarlarını güvence altına alacak ve nükleer silaha erişimini engelleyecek yeni bir anlaşma imzalamasını talep etmiştir. Ancak İran ağırdan almış ve ABD'ye yaptığı hizmetlerin, kendisine saldırmak için yanıp tutuşan ve rejimini ve programlarını ortadan kaldırmayı kafaya takmış olan Yahudi varlığının elinin serbest kalmasına karşı kendisini koruyacağını sanmıştı. Dolayısıyla İran’ın tek yaptığı şey Amerikanlara sığınmak oldu ancak ABD, İran'ı vurması için Yahudi varlığına yeşil ışık yaktı, dahası Amerika kendi adına havuç ve sopa politikası altında tehdidini yerine getirmesi için Yahudi varlığına bilgi, teçhizat ve silah tedarik etti.Nitekim Trump, Cuma sabahının erken saatlerinde şöyle yazmıştır: “Zaten büyük ölüm ve yıkım yaşandı ama bu katliamı sona erdirmek için hala zaman var, çünkü planlanan sonraki saldırılar daha da acımasız olacak.” Ve şöyle ekledi: “İran, geriye hiçbir şey kalmadan önce bir anlaşma yapmalı…İran'a anlaşma yapması için birbiri ardına şans verdim.” (Sky News Arabic).

İşte bu Amerika Birleşik Devletleri, kötülüğün merkezi olan, halkları öldüren ve servetlerini yağmalayan bir devlettir;bu yüzden her kim ona hizmet ve yardım ederse, rolü bittiğinde ya öldürülüp bir çukura atılacak ya da bedeninin üzerinden tırmanmak için sırtından hançerlenecektir; o halde öğüt alacak kimse yok mu? Hala geride ona karşı bir güven ve güvenlik kaldı mı? Eğer Amerika müttefiklerine bile sırtını dönüp onları en zayıf anlarında terk ederek arkadan hançerleyebiliyorsa, o halde kendi yörüngesinde dönenlere veya kendisinin ajanı olanlara karşı tutumu nasıl olacak acaba?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hasan Hamdan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER