Çarşamba, 28 Muharrem 1447 | 2025/07/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kadınların Liberal Siyasetteki Çeşitlilik Ve Kapsayıcılık Yanılsamasının İdrakinde Olmaları Gerekir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Kadınların Liberal Siyasetteki Çeşitlilik Ve Kapsayıcılık Yanılsamasının İdrakinde Olmaları Gerekir!

Haber:

İslam Kanalı, Müslüman kadınları medya organlarında etkileyen İslamofobi ve mesleki dışlanma biçimlerini ortaya koyan yeni bir raporu ele aldı.Bu etki, ruh sağlığı ve kurumlara duyulan güven sorunlarını da kapsayacak şekilde genişledi.Raporda, özellikle Müslüman kadın gazetecilere yönelik bakışın, küçük ihlaller, klişeler ve ücret eşitsizliğinden nasıl etkilendiği ele alındı.

Aslında raporu yayınlayan Medya Takip Merkezi, İslamofobi'nin yaygınlaşmasını, haber odalarının zehirli kültürünü ve özellikle medya organlarında Gazze'ye yönelik Yahudi savaşının haberleştirilmesinin ardından psikolojik etkileri ortaya koymuştur.

Soykırımın medyada yer alması, bu alanda gelecekteki kariyerlerini düşünen birçok profesyonel için bir dönüm noktası oluşturmakta olup iktibaslardan biri buradaki soruna yönelik bir bakış açısı sunmaktadır.

İngiliz medyasında çalışan Müslüman kadınlar yok olmadıkları gibi olumsuz da değillerdir; kurumlar onları marjinalize etmeye, dışlamaya veya varlıklarını istismar etmeye çalışsa da, onlar medya söyleminin odak noktasıdırlar.Sonuçlar, kıdemin bir miktar etkiye sahip olmasına rağmen, kurumsal kısıtlamaların Müslüman kadınları çoğu zaman egemen ve genellikle de İslam karşıtı yayıncılık gündemlerine uymaya zorladığını göstermektedir.

Yorum:

Küresel medya kuruluşları arasında yaygın olarak anlaşılan hususlardan biri de, Batı'nın özgürlük veya ifade ve çeşitlilik yapısının, tüm demografik gruplardan olan kadınlar için güvenli bir sığınak sağladığıdır.

Önde gelen medya figürlerinin baskıcı rejimlerinden nasıl kaçtıklarını ve İslamcı çevrelerinin daha çok liberal olması gerektiğini iddia ederek demokratik kurumlardaki varlıklarını nasıl pekiştirdiklerini gördük.

Bu rapor, ifade ve temsil özgürlüğüne olan inancın kesinlikle sağlıklı bir temele dayanmadığına ve reddedilmesi gerektiğine dair açık bir delil sunmaktadır.Kadınların kendisinden kaçtıkları baskıcı önlemlerin, liberal medya referanslarıyla övünen ülkelerde de nasıl yoğun bir şekilde var olduğunu görebiliyoruz.

Gerçek şu ki, hiçbir Müslüman ülkesinde Müslüman kadınların fikri becerilerinin nasıl korunacağına dair herhangi bir temsil bulunmuyor; çünkü hepsi de İslam'ın hakikatine aykırı olan küresel medya gündeminin kölesi durumundalar.

Onlar muhalefeti ve kuklacıların, İslam şeriatının kadınların becerilerini bastırdığı ve onların konumunu küçümsediği şeklinde propagandasını yaptığı egemen anlatıyı ifşa etmeye yönelik her türlü girişimi şiddetle cezalandırıyorlar.Bu ise, Batı'nın liberal demokratik yapısının ilerlemek için tek seçenek olduğu yanılsamasını oluşturmak içindir.

Kadınların eğitimi ve İslam Devleti'nin medya ortamına yaptıkları katkılar tarihsel olarak belgelenmiş olup Batı'nın bunu, geçmişin çarpıtılmış ve düzenlenmiş nüshalarında gizlemeye çalıştığı bir gerçektir. İşte size bazı örnekler:

Fâtıma el-Fihrî:UNESCO'nun dünyanın en eski kesintisiz eğitim kurumu olarak kabul ettiği Fas'ın Fes kentindeki Karaviyyîn Üniversitesi'nin kurucusu olarak tanınmaktadır. Bu üniversite, iletişim ve bilgi transferi ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere geniş çaplı uzmanlık alanları sunmaktadır.

Zeyneb bint el-Kemal:Bu alim kadın, hadis ilmi ve saygın kurumlarda verdiği derslerle tanınmıştır. Kendisi saygın bir referans olup öğrenciler onun derslerini dinlemek için uzak yerlerden geliyorlardı.Onun çalışmaları, kadın alimlerin dini bilginin korunması ve aktarılmasındaki önemine ışık tutmaktadır.

•Ümmü'd-Derda es-Süğra:Bir diğer önemli şahsiyet ise fakih, hadis alimi ve zahit olan Ümmü’d-Derda’dır. Kendisi bilgisi ve hikmetiyle tanınmakta olup hem erkeklere hem de kadınlara ders veriyordu. Dolayısıyla onun etkisi, o dönemde kadınların dini ilimlerde oynadıkları önemli rolü ortaya koymaktadır.

• Diğer öne çıkan kadınlar:O dönemde başka birçok kadın da fikri sahneye katkıda bulunmuştur. Örneğin Aişe bint Talha, Ümmü Seleme ve Hafsa bint Sirin çeşitli alanlarda öne çıkan kadın âlimlerdir.Diğer kadınların yanı bu kadınlar da, İslami toplumların fikri ve kültürel dokusunu oluşturmuştur.

Kuran-ı Kerim, İslam'da kadın ve erkeği öğrenmeye ve ilim talep etmeye çağırarak, kadınların eğitim hakkını ve onlara yapılan her türlü zulmü teyit etmiştir; nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hanımı Aişe Radıyallahu Anhe bunların en üretkenlerinden biri olup hadis rivayetinde bulunmuştur.يَرْفَعِ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌAllah içinizden (gerçekten) iman etmiş olanları ve ilim sahibi olanları yüksek derecelere çıkarmıştır. Şüphesiz Allah, yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır.” [Mücadele 11]

Bizim Hilafet sistemine geri dönerek Müslüman kadınların fikri yeteneklerini temsil edip korumalıyız ki böylece medya organlarında veya sosyal hayatta haklarımızı güvence altına almak için asla bu tür sahte önlemlere güvenmeyelim.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrane Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER