- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Kötü Alimler Ümmet İçin Bir Vahamet ve Dine İhanettir!
Ümmetin üzerine felaketlerin arka arkaya geldiği ve muhlislerin düşmanlarının zincirlerinden kurtulmak amacıyla Allah'ın kudreti sayesinde güçlerini yeniden canlandırmak için hareke geçtiği bir dönemde Batı, bu uyku halini uzatmak için çeşitli kurnaz yöntemlere başvurmuş olup bu yöntemlerden biri de, yöneticilerinin dünyaları için dinlerini satan kötü alimlerdir;zira bu kötü alimler, yöneticilerin saraylarının sakinleri, onların zulümlerinin muhafızları ve sapkınlıklarının haklı göstericileri olmuşlardır.Bu yüzden onlar, ümmete düşmanlarından daha çok zarar vermektedirler; çünkü onlar, din adına içeride ümmete darbe vuruyorlar ve sahte fetvalarla zulmü meşrulaştırıyorlar.Dolayısıyla onların, Allah'a itaat etmektense yöneticiye sadakat gösterdiklerini, zulmün karşısında sustuklarını ve batılı güzelleştirdiklerini görürsünüz; yani bu ajanlar, Allah’ın şeriatını sırtlarının arkasına atmaktan hiç utanç duymuyorlar, sultana hizmet etmek için nâssları tahrif ediyorlar, yöneticinin emretmesi halinde Allah’ın mubah kıldığını haram kılıyorlar ve Allah’ın haram kıldığını da mubah kılıyorlar! Onların uyuşturucu fetvalarla ümmeti saptırmaları da cabası; zira fasık bile olsa yöneticiye karşı çıkmayı haram sayıyorlar ve “zalime karşı sabretmek, fitne çıkarmaktan daha iyidir” diye fetva veriyorlar ve yöneticiye itaat etmek için tüm hükümleri geçersiz hale getiriyorlar; sanki zulme karşı direnmek ve onu değiştirmek için çalışmak bir fitneymiş ve zulme ve insan yapımı hükümlere razı olmak bir dinmiş gibi!
Nitekim Kur'an bu kişileri zemmetmiş ve onları, kâfirlere, müşriklere, hatta Ebu Cehil'e bile yakıştırılmayan sıfatlarla nitelendirmiştir; zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ “Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur.” [Araf-176] Aynı şekilde şöyle buyurmuştur: كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَاراً“(Onlar), ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir.” [Cuma 5] Dolayısıyla onlar ilim taşırlar ama ittika etmezler, Kitab’ı okurlar ama onu tahrif ederler demektir; Nitekim örnekler ve vasıflar, zaman içindeki tüm kötü alimlere intibak etmektedir. Dolayısıyla bu kötü alimler, “istikrar” adına baskıyı meşrulaştırıyorlar, “fitne” adına tağut yöneticinin devrilmesini haram kılıyorlar; sanki İslam, zulmü ve yöneticilerin, hakkı haykıranlara işkence etmekten masumları öldürmeye kadar işledikleri suçları kutsamak için gelmiş gibi. Yine bu kötü alimler, “yöneticiye sadakat” adına dini rahiplerin ayinlerine dönüştürdüler ve dini sadece ibadetlerle sınırlandırdılar; sanki Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hem mihrabın dostu hem de cihadın kahramanı değilmiş gibi. Ayrıca kötü alimler, boş konulardaki tartışmalarla oyalanıyorlar ve hayati meselelerini göz ardı ediyorlar; böylece onlar, zehirli fetvalarıyla ümmetteki direniş ruhunu öldürüyorlar, bâtılı din kisvesine büründürüyorlar ve İslam'ın içini boşaltıp onu sadece otoritenin sloganlarına dönüştürerek kendilerine güvenen kamuoyunu yanıltıyorlar!
Muhammed ibn Cafer şöyle diyor: “Fakihler, Rasullerin emanetçileridirler; eğer fakihlerin sultanlara meylettiklerini görürseniz, onları suçlayın.” Dolayısıyla onlara işitip itaat edilmez ve fetvaları da alınmaz. İmam İbn Kayyım Rahimehullah şöyle diyor: “Eğer bir alimin, birçok kez sultanın kapılarına gittiğini görürsen, bil ki o hırsızdır.” O halde Müslümanlar, ilmi bir meta, fetvayı bir binek ve dini de insanlara üstünlük sağlamak için bir vasıta haline getirenlerden sakınsınlar.
Allah’ım, bu alimleri, tiranların karşısında duracak ve ümmeti Allah'ın emirleri doğrultusunda yönlendirecek Ahmed bin Hanbel ve Şafii gibi alimlerle değiştir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hatice Salih